Kuş gribi geçirmiş fakir kümesleri de mal varlığını açıkladı!

Orada arsa... Şurada villa... Bankada milyar YTL... Kasada ziynet... Torbada dolar... Diye uzun uzun listeler beklemeyin... Ağrı'nın Doğubeyazıt ilçesi köylerinde; "kuş gribi geçirmiş fakir kümeslerinin" mal varlığı neydi ki, nereye insin, azalsın?

Haberin Devamı

Orada arsa... Şurada villa... Bankada milyar YTL... Kasada ziynet... Torbada dolar... Diye uzun uzun listeler beklemeyin... Ağrı'nın Doğubeyazıt ilçesi köylerinde; "kuş gribi geçirmiş fakir kümeslerinin" mal varlığı neydi ki, nereye insin, azalsın?

3 çilli horoz vardı.

Hepsi itlaf oldu.

5 çıkma tavuk vardı.

Hepsi kıyıma gitti.

Uzay adamı kılıklı devlet memurlan geldi, "civcivlikten çülüklüğe yeni geçmiş piliçleri" de kara plastik torbalara doldurup, ağızlarını da bağlayarak alıp gitti.

Kümesler viran kaldı.

Tavuk başına kümes sahibine 75 kuruş ödendi. 20 kuruş çukur kazma, 15 kuruş da dezenfektan için verildi. İtlaf olayının üzerinden bir ay geçtiği için "tavuk başına ödenen itilaf bedeli ile çukur kazma geliri de" eriyip gitti. Baü bölgemizdeki modern kümeslerin Uğur Dündar ağabeyi var, çıkü TV'ye, kurtardı onları... Doğudaki kuş gribi geçirmiş fakir kümesleri "feryat-figanlarıyla" baş başa kaldı.

***


Adaletin bu mu dünya?

Ağrı şehrinin Diyadin, Doğubeyazıt, Eleşkirt, Hamur, Patnos, Taşlıçay, Tantuk İlçeleri Eğitim ve Sosyal Yardımlaşma Derneği AĞRI-DER'in Başkanı bana bir mektup gönderdi.

Vallaha durum berbat!

Kötüden de kötü!

Kuş gribi çıkmadan önce Türkiye'nin fert başına milli geliri 4 bin 200 dolardı, Ağrı'nın ise fert başına milli geliri sadece ve sadece 300 dolardı. Kuş gribiyle birlikte Ağrı'nın fert başına milli geliri 300 doların altına indi. Halkın 4 tavuğu, 2 horozu vardı, o da elinden gitti. Binlerce yıldır bu topraklarda "köy tavukçuluğu yapagelmiş" insanlara "Tavukçuluk yerine şunu yap" diye bir öneri getiren, proje sunan, akıl fikir veren de olmadı.

Ağrı'da tavuklar grip oldu.

Ankara'da vicdanlar dondu.

Ağrı'yı vuran kuş gribi belasından bir güzellik çıkartıp köy tavukçuluğunu "fenni küçük kümeslere" geçirebilecek projelere atlanamadı.

8-10 boru...

Bağlama elemanları...

Prefabrik kaplama...

Nasıl inşa edileceğini, tavuğa nasıl bakılacağını, grip olma belirtileri görülünce kime nasıl başvurulacağını anlatan bir model çıkaramadılar.

Tavuklar itlaf edildi.

Umudun başı vuruldu.

Fakirlik serbest bırakıldı.

***>


AĞRIDER'den bana gelen mektup bunları anlatıyor. Ayrıca Ağrı'daki kümeslere kuş gribinin Batı'daki tavuk çiftliklerinden gittiği de saklandı, gizlendi. Ağrı'da ilk kuş gribi ölümünün Manyas'tan Ağrı'ya "çıkma tavuk şevkinden sonra görüldüğü" bilmezden gelindi. Çiftiiklerdeki yumurta tavukları 60 haftalık olduktan sonra yumurta verimleri düşüyor, tavuğun yumurtladığı yumurta, yediği yemi karşılamıyor. Ve çiftlikler bunları köylülere ucuza satıyor.

Çıkma tavuk buna deniyor.

Kümeste hareketsiz...

Yapay ışık altında...

Vitaminle... Antibiyotikle büyümüş, 60 haftasını doldurmuş tavuk; "çıkma tavuk olup Ağrı'nın köylerine gelince" ve çöplükte eşinmeye, doğada bulduğunu yemeye başlayınca her türlü enfeksiyona açık hale geliyor.

Kuş gribine tutuluyorlar.

Kuş gribi fakir kümeslerine işte bu yolla geliyor. Fakirin kümesini yıktılar, yerine bir başka üretim modeli de önermediler.

DİĞER YENİ YAZILAR