Adana olayı: okurun gücü!

Haberin Devamı

Hep aklıma Bülent Ecevit gelir; bakan oldu, parti başkanı oldu, başbakan oldu, başbakan yardımcısı oldu, zengin olamadı. Aksine, annesinden kalma tabloları sattı, babasından kalma evi elinden çıkarmak zorunda kaldı.

Ölçü budur.

Ecevit ölçüsü!

Siyasete atılmak, seçilmek, kişiyi para-mal-mülk-tapu-arsa zengini yapabilseydi, rahmetli Bülent Ecevit’in de nasibine hiç değilse bir damla düşerdi. Öldüğünde “banka hesaplarında milyarları ve oda dolusu tapuları olan kişi” diye tarihe not düşülürdü.

Sizi milletvekili yapsınlar.

Belediye başkanı seçilin.

Bakan, başbakan olun. Halk sizi sevsin, beğensin, sizden iyisini bulamayıp bir kez daha, bir kez daha seçsin... Belediye başkanlığından milletvekilliğine, milletvekilliğinden başbakanlığa geçin. Maaş belli, ülkenin genel hayat pahalılığı (enflasyon) da ortada olduğundan “siyasetin aylık maaşı, sizi mal mülk-tapu-arsa-villa sahibi ve bankada para biriktirme adamı” yapmaz, yapamaz.

***


Nasıl oluyor?

Adana Belediye Başkanı Aytaç Durak’a bak; tuttuğu altın olmuş, “Belediye Başkanı olmasaydım, bugün daha zengin olurdum. Çünkü ben Belediye Başkanı olmadan önce de kentin ovaya yani Akdeniz yönünde değil, tepelere Toros Dağları eteklerine doğru büyüyeceğini bilen ve bu uyanıklıkla konut işine girmiş bir müteahiddim...” diyor.

Kimse inanmaz.

Belediye başkanı olduysan; eşini de, oğlunu da, kızını da, kardeşini ve kendini de belediyenin imar izinleriyle rant yaratan “arsa alıp satma-konut yapıp pazarlama işinden” çekeceksin. Çekmezsen, hem belediye başkanı hem konut yapım tüccarı olursun. Belediyeyi, kendi arsalarını gözeten işbirlikçi durumuna sokarsın.

Kötü adam olursun.

Aytaç Durak zengin olunca kötü, Tayyip Erdoğan zengin olunca iyi... Tayyip Erdoğan da belediye başkanı olduğunda yoksuldu, şimdi zengin. Bütün ailesi villalarda oturuyor.

Dalan da yoksuldu.

Belediye başkanı oldu.

Zenginler arasına girdi.

Melih Gökçek de yoksuldu.

Zengin sınıfına katıldı.

Yüzlerce örnek var.

Tek yoksul kalan Ecevit.

***


Adana’da Belediye Başkanı Aytaç Durak’ın olayı; VATAN Gazetesi okurunun gücü... Bizim gazetenin yazı işleri ve habercileri, Adana gibi bir Anadolu kentinin yönetiminde patlak veren bir iç çatışmayı; “örnek bir gazetecilik refleksiyle” eksiksiz işlediler ve sonuç da çok hızlı geldi.

Vali harekete geçti.

Savcı konuya el koydu.

Parti istifa istedi.

Aytaç Durak’a hesap sorulacak, o da verecek. Adana olayı bize toplumun “siyaseti zenginleşme aracı yapmayacak politikacı tipine” özleminin devam ettiğini gösteriyor. Halkta bu özlem 2002’de başlamıştı, devam ediyor. Bu özlem devam etmemiş olsaydı VATAN’ın etkili gazeteciliği bile bu kadar kısa zamanda sonuç vermeyebilirdi.

Halk temiz politikacı istiyor.

İstemeye devam ediyor.

Halka güvenin.

Türkiye iyiye gidiyor.

DİĞER YENİ YAZILAR