600 işadamlı Moskova gezisinin "detay süsü" olarak başladı fakat örtülü rüşvet ve siyasal ahlak kurallarına aykırılığın "ana omurgası" haline geldi!
Yaşasın özgür basın!
Yaşasın şeffaf toplum!
Ve yaşasın iktidar papağanı olmamış kalemler! Basın yazmasaydı, "gerdanlık ve broş Emine Erdoğan'a hediye edilmiş" bir gezi anısı sayılacak, "Moskova'nın gökkubesinde hoş seda" olup eriyecekti. Gazeteler yazınca Başbakan Tayyip Erdoğan, "Pırlanta gerdanlık ile yakut broşun Başbakanlık Demirbaşı'na kaydedileceğini" açıkladı.
Gerdanlık ve broş!
Millete zimmetlenecek!
Zavallı millet!
Kokmuş gerdanlığa ve siyasi ahlaki değerlere uymaz diye düşünen Moskova Belediye Başkan Yardımcısı Vladimir losifoviç in "eşim yanımda değil" diyerek almayı reddettiği kokmuş broşa kaldı.
Büyük hakaret!
Ben, çocuklarım ve ailem Türk milletinin birer üyesi olarak "Bu gerdanlıkla bu broşun bizim adımıza Başbakanlıkta zimmetlenmesini şiddetle" kınarız.
Herkes kınasın!
Milletin ihtiyacı yok!
Geçen gün Beyoğlu Belediyesi'nin düzenlediği bir söyleşide yaşayan en iyi tarihçilerimizden Prof. İlber Oltaylı, "Pera-Galata-Beyoğlu" diye ayrı ayrı isimlendirilen fakat üçü de aynı bölge için kullanılan "Beyoğlu'nun tarihini" anlatırken, Osmanlı dönemi dahil bu topraklarda "aç mezarı olmadığını" söyledi.
Tarihinde ve bugün...
Yoksulu çok olmuş fakat açlıktan öleni hiç olmamış bir toplumda ve üstelik 2005 yılının başında "MAN'dan kırmızı otobüs... Airbus'tan May-bach Mercedes... Isuzu'dan Mavi Kamyon... Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Deneği Başkanı Ali Murat Kızıltaş'ın dükkanıdan 4 çift erkek kundurası hediye alıp..." bunu da "armağan isteyerek devlete kazandırmanın halisane (saf-temiz) yöntemi" diye sunmanın savunulacak hiçbir yanı yok.
4 çift ayakkabı ne olacak?
Onlarda...
Millete zimmetlenecek mi?
Koktu bu ayaklar!
Koktu gerdanlıklar!
Ve broşlar!
"Moskova'da pahalı hediye verilirken kabul edemeyiz bunu..." demeyi akıl edemeyen Başbakan, şimdi bu durumun uygunsuz olduğunu yazan gazetecileri suçluyor.
Fiyat abartmışlar.
45 bin dolar değilmiş!
10 bin 600 dolarmış!
Başbakan, işini gücünü bırakmış "pırlanta ve broşun fiyatını en iyi bilen bilirkişi açıklamaları" yapıyor. Gerdanlıkla broşun fiyatının 45 bin dolar olduğunu bizzat hediyeyi veren kuyumcu Muammer Alkım, gazetecilere söylemişti. Şimdi aynı kuyumcu; "Benden yazı istendi. Ben de santimine, gramına kadar maliyeti çıkardım, 6 bin 400 dolar civarındadır. Parakende fiyatı 10 bin 600 dolardır. Aynı nitelikte mücevherlere Moskova'da 45 bin dolar fiyat çekiliyor. Biz bu fiyata Türkiye'de satmayız..." diyor.
Kuyumcuya bak!
Rus komşuyu kazıklıyor!
Türkiye'de 10 bin 600 dolara satıyormuş!
Moskova'da aynı malı 45 bin dolara! Acaba bu kuyumcu ne vergi veriyor? Ve Başbakan bu kuyumcudan aldığı yazıya göre, "pırlanta bilirkişiliği yapıp" gerdanlıkla broşu millete zimmetiliyor.
Emine Hanım!
Bu gerdanlığı!
Ve bu broşu!
Kuyumcu Muammer'in kafasına atmalıydı! Millet olarak "kokmuş gerdanlıkla kokmuş broşa mahkum değiliz" reddedelim, protesto edelim.
Başbakan'dan "kefen bezinden yüzde 18 KDV alman Türkiye'de kuyumcuların kullandığı pırlantada, yakutta, safirde, zebercedde yüzde 18 olan KDV'yi niçin " sıfıra düşürdünüz?" diye hesap soralım.
