15 kriz görmüş 35 yıllık bankacıdan 1 cümle!

Haberin Devamı

Çok derin, öldürücü ekonomik krizin içine düştük. Doğrudur. Bizden kaynaklanmadı. ABD’den türedi, dünyaya yayıldı. Fakat en çok bizi vuruyor.

Farkında değiliz.

Biraz futbol.

Biraz yemekteyiz.

Maganda Recep İvedik.

Deniz Feneri, gemicik.

Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanı Perez’le dağ kavgası tiyatrosu oynama ve Başbakan’ın her ağzını açışta, her TV’ye çıkışta sinirli, haşin, kabadayı görüntüsü, korkutucu ses tonu, oy avcılığında çıta yükseltip “sadaka dağıtma ölçüsünü” buzdolabı-koltuk-kanepeye vardırması; büyük ekonomik çöküşün öldürücü etkisini hissetmemizi engelliyor.

Kriz 5 ayını doldurdu.

5 aydaki tablo acıtıcı.

500 bin işçi işinden oldu.

Büyüme sıfıra indi.

Efelenmesine rağmen bu iktidar da ekonomik büyümeyi “kendi kazancımız olan dövizle yapmayı” başaramadı. Büyüme dış borçla ve özel sektörle yapılmaya devam etti. Krizle birlikte ikisi de sudan çıkmış balığa döndü. Dış para gelmiyor. Özel sektör ise “şaşkınız, önümüzü görmüyoruz, karamsarız, IMF ile anlaş, vergi indir, teşvik ver...” diye ağlıyor.

***


Belli ki Başbakan şaşkın!

Hangisini yapsın?

IMF ile anlaşıp “dışardan borç paranın yeniden akması” altyapısını mı hazırlasın yoksa ekonominin talep yönünü canlandırmak için “devlet harcamalarına abanma pozisyonu mu” alsın?

Karar veremiyor.

Krizle gelenler, krizle gidecekler. Fakat krizin faturası Türkiye’ye çok ağır çıkacak.

İsmini duymuş olmalısınız.

Ben onu muhabirlik yaptığım günlerden tanıyorum. 1980’den sonra yeni bir döneme adım atan “Türkiye bankacılık sistemi”nde; ikramiyeli aile cüzdanından, bankamatik hizmetine bir yığın yeniliğin altında onun imzası var. Yapı Kredi Bankası’na Genel Müdür olup 12 yılını doldurduğunda bu bankanın sahibi Mehmet Emin Karamehmet, zenginler sıralamasında Koç’u ve Sabancı’yı da geride bırakmıştı. Kendisi söylemez ama aslında Turkcell projesi, onun öngörülü desteğinin eseridir ve Yapı Kredi’nin aktiflerinin değeri, onun döneminde 22 milyar doları görmüştür. Deneyimlerini; “Orası Yapı Kredi Fark Oradaydı” adlı hatıratında topladı.

***


1982’deki “bankerler batışını” aralıklarla izleyen irili ufaklı; 1986, 1987, 1988, 1989, 1991, 1994, 1997, 1999, 2001 krizlerinin hepsini yaşadı ve yazdığı kitabında; Türk ekonomisinin temel sorununu “yüksek enflasyon-yüksek faiz- kısa vadeli kaynaklar-kamu açıkları-dış borca bağımlı büyüme-iç borçların mali sistem üzerindeki baskısı-sürdürülmesi zor cari açık-özel sektörün gelişmeler karşısında bocalaması” olduğu teşhisini koydu..

35 yıllık bankacı.

15 kriz görmüş.

Adı: Burhan Karaçam!

Geçen gün ona rastladım, “Bu kriz bizi nereye götürüyor, bir cümleyle bana söyler misiniz?” diye sordum.

Şu cümleyi söyledi:

“Varlıklardaki değer kaybı öz kaynakları yedi bitirdi. Ya para basarak ya borçlanarak bankaları yeniden kredi verebilecek duruma getiremezlerse dilim sonucu söylemeye razı gelmiyor...”

Ben söyleyeyim:

Yandı gülüm!

DİĞER YENİ YAZILAR