İşte bu yarışmadan kesin şöhret çıkar

Akademi Türkiye’den Oryantal Star’a, Deniz Akkaya ile Top Model Türkiye’den Süper Lady’ye, Benimle Dans Eder misin’den Anadolu Ateşi’ne, bugüne kadar ekranlardan onlarca yetenek ve şöhret yarışması geldi geçiyor. Kimisi sesiyle katıldı bu yarışmalara, kimisi güzelliğiyle ödül peşinde koşuyor, kimileri iyi göbek atarak şöhret arıyor, bazıları da ünlü olmanın yolunun Süper Lady’den geçtiğine inanıyor.

Bugünkü konumuz Popstar Alaturka. Eylül ayında Star TV ekranında başlayacak yarışmanın elemeleri, 8-9 Eylül’de Adana’daki Zaimoğlu Otel’de, 11-12 Eylül’de İzmir Ege Palas Oteli’nde ve İstanbul elemeleri de 14 - 15 - 16 Eylül’de Profilo Alışveriş Merkezi’nde yapılacak.

Yarışmanın jürisi, bugüne kadar yapılan yetenek yarışmalarında karşımıza çıkan jürilerin en güçlüsü. Bir kere arabesk müzik denilince ilk akla gelen isim Orhan Gencebay var aralarında. Orhan Baba’nın öyle aklına yatmayan, inanmadığı işlere uzak durduğu yıllardan beri bilinir. Bu projeye “evet” demesi, çıkacak işin kaliteli olacağına inancının da delilidir.

İkinci jüri üyesi Türk Sanat Müziği’nin divası, Popstar’ın renkli sîması Bülent Ersoy. Yanlarında gümbür gümbür sesiyle artık çoktan bir klasik haline gelen (Hıncal Uluç’tan bile geçer not aldıktan sonra...) Ebru Gündeş var. Armağan Çağlayan da bu üçlüye eklenince, müthiş bir yarışmanın ekrana geleceği kesinleşiyor bence.

Bugüne kadar yapılan Popstar yarışmalarına katılan adayların çoğu, jürilerden şarkıları arabeskleştirdikleri için eleştiri almışlardı. Popstar’ın Bayhan’ını hatırlayın; o da bu yüzden yarışmadan birinci çıkamamıştı.

Oysa Popstar Alaturka, gerçek bir alaturka-arabesk yarışması. Onun için bu yazıya yukarıdaki iddialı başlığı attım. Çünkü işin formatına baktım, Popstar Alaturka’nın tam da bizim milletin seveceği şekilde hazırlandığına ve sunulacağına inandım. Kanallar bu tip yarışmalarla seyircisini ekran karşısında tutmayı başarıyor. Ünlü olmak herkesin hayalini süsler, şöhret yarışmaları da bu yüzden reytingleri silip süpürüyor.

Süper Lady’ye nasıl hitap edecegiz?
Yolda karşılaşınca eğilip “Lady’im nasılsınız? Saygılarımı sunar, bağlılıklarımı bildiririm”mi diyeceğiz? Yoksa kalabalık maiyeti yüzünden ancak uzaktan sadece yüzünü mü görebileceğiz? Soru şu: Süper Lady’nin birincisi ne olacak? Yarışmayı kazanarak elde ettiği bu asalet ünvanı, kendisine gerçek hayatta ne kazandıracak? Merak ettim, bu yarışmanın ödülü ne diye açıp yapımcılarına sordum.

Birinciye sıfır kilometre bir otomobil vereceklermiş. İkinci ve üçüncü olan yarışmacıları ise, Türkiye içinde bir tatil köyüne, tam pansiyon bir hafta tatile göndereceklermiş. Yani kimse öyle saraylarda oturacağını, gerçek bir Lady olarak anılacağını, sosyeteye katılacağını falan hayal etmesin. Zaten kızlar da jürinin “Neden bu yarışmaya katıldınız” sorusuna sürekli birbirine benzer yanıtlar verip durdular. Amaçları bir şekilde tanınmak, ardından ya oyunculuk, ya sunuculuk, ne çıkarsa bahtlarına, ekranda bir yere kapak atmak.

Artık jüri de Lady’liğin yanından geçmeyen, çoğu lise mezunu bile olmayan, sokakta her an karşımıza çıkabilecek tipteki adaylardan sıkılmış olmalı ki, bu hafta kızları fena payladılar. Saçlarına, makyajlarına, boylarına, poslarına bakıp hepsini iyice bir azarladılar.

Ama nasıl sussunlar? Katılım formuna “Boyum 1 metre 72 santimetre” yazan ancak stüdyoda ölçüldüğünde boyu 1.63 çıkan adaya nasıl ses çıkarmasınlar?

Benim kafama ise hâlâ yarışmayı sunacağı açıklanan Hıncal Uluç meselesi takılıyor. Zevkleri çoktan rafine olmuş, kolay kolay hiçbir şeye güzel demeyen, öyle herkesin beğendiğini beğenmeyen Hıncal Uluç, acaba Süper Lady adaylarını görünce ne yapacak? Bana sorarsanız bu yarışma, bu adaylarla ekrana gelirse, fena çıngar çıkacak. Elemelerin bitmesini ve bir an önce yarışmaya geçilmesini heyecanla bekliyoruz. Emeği geçenlere teşekkür ediyor, Süper Lady’yi gerçekten de eğlenerek seyrediyoruz.