Gazete Vatan Logo

İşte Türkiye için gerçek deprem tehlikesi!

JEOFİZİK Mühendisleri Odası (JMO) Adana Şube Başkanı Melih Baki, Türkiye’de meydana gelen depremlerin yüzde 98’inin tespit edilmiş diri faylarda değil, öncesinde hiç bilinmeyen ’örtülü faylar’ üzerinde gerçekleştiğini söyledi.

Akdeniz Bölgesi’nde yer altındaki sismik hareketlerle ilgili çalışmalar yapan Melih Baki, Afrika Kıtası, Arap levhası ve Anadolu plakasının çarpışma merkezinin Doğu Akdeniz Bölgesi olduğunu söyledi. Türkiye’deki deprem aktarımlarının bu bölgeden gerçekleştiğini belirten Maki, bu nedenle bölgedeki sismik hareketliliklere karşı duyarlı olunması gerektiğini vurguladı. Doğu Akdeniz Bölgesi’ndeki Hatay, Adana ve Kahramanmaraş’ta son dönemde oluşan 4 şiddeti ve üzerindeki depremlerin artçı depremler olmadığını anlatan Baki, "Bu depremler bölgemizdeki sismik aktivitelerin önümüzdeki süreçte nasıl bir gelişme göstereceğini haber veren önemli kırık hareketleridir. Son bir ayda bölgemizde 4 şiddetinden büyük 9 ayrı deprem oldu. Özellikle Kahramanmaraş’ta 4.4 ve 4.5 üzerinde oluşan depremler bizim için çok önemli" dedi.

’KENTLERİN ALTINDAKİ FAYLAR İNCELENMELİ’

Oluşan deprem hareketliliğini incelemeye aldıklarını ifade eden Melih Baki, şunları kaydetti:

"Türkiye’de oluşan depremlere bakılınca yüzde 98’den fazlası daha önce bilinmeyen ’örtülü fay’ dediğimiz faylarda olmuştur. Türkiye’de diri fay haritaları çıkarılırken örtülü faylar gösterilmiyor. Örtülü fayların ortaya çıkarılması için çalışma yok. Son 30- 40 yıllık deprem arşivine bakınca, depremlerin gösterilen fayların üzerinde olmadığı görülür. Bu depremler, örtülü faylarda oluyor. Bizim bölgemizde de örtülü faylar tam olarak ortaya çıkarılmadı. Ulusal deprem istasyonlarını işleten yapıların ortak bir çatı altında toplanıp depremlerin yoğun olduğu bölgede deprem üreten örtülü ve diri tüm fayları ortaya çıkarmalı. Depreme karşı doğru veriler üretilirse toplum da aydınlanır. İkinci aşamada nüfus yoğunluğunun bulunduğu kentlerin altındaki faylar incelenmeli. Binaların yoğunluğu irdelenmeli. Çünkü depremde en büyük yıkım bina yoğunluğunun olduğu yerde, en çok can kaybı da nüfus yoğunluğunun bulunduğu yerlerde olur. Depremlere karşı yerel yönetimlere büyük görev düşüyor. Deprem felaketlerinden sonra yeniden ele alınan ve yerel yönetimlerin uymak zorunda olduğu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca yayınlanan Tip İmar Yönetmeliği tam anlamıyla uygulanmalı."

Haberin Devamı