Gazete Vatan Logo

İslami Cihat için savaşan cephe: El Nusra

Onlar için savaşın amacı İslam!

“Cihatçılar bir sonraki aşamada toplumumuz ve Arap komşularımız için ciddi bir tehlike oluşturacaklar” - Dera Askeri Devrim Konseyi Başkanı Fahd el- Nimah, BBC’ye verdiği demeç

Suriye iç savaşının en önemli aktörü El Kaide’nin Suriye uzantısı Nusret Cephesi veya bilinen bir diğer adıyla El Nusra örgütünü gelin yakından tanıyalım.

Sünni İslam yanlısı aşırı İslamcı mücahit silahlı grup El Nusra Suriye'deki en büyük üçüncü silahlı grup. Nisan 2013'te El Kaide'ye bağlılığını açıkladı.

AMAÇLARI İSLAM DEVLETİ

El Nusra Cephesi Suriye'de Eylül 2011 tarihinde kuruldu ve 25 Ocak 2012’de youtube’a yüklenen bir video ile oluşumlarını ve amaçlarını dünyaya duyurdu. El Kaide ile ilişkisi olduğu iddia edilen ve bunu kabul eden Nusret Cephesi bu videoda Batı’dan yarıdm istemeyi eleştiriyor, Türkiye’yi yeteri kadar İslamcı olmamakla ve ABD’nin piyonu olmakla itham ediyor. Ayrıca Esad rejiminin yıkılmasının yalnızca birinci aşama olacağını, mücadelelerinin Suriye’de Selefi ilkelerine göre hareket eden bir devlet kurmak olduğunu dile getiriyordu.

Burada bir parantez açmakta fayda var çünkü diğer muhalif gruplar bu videonun ve örgütün aslında rejim tarafından kara propaganda için hazırlandığını düşündüler ama yanıldıklarını birbiri ardına gelen intihar saldırıları ile anladılar. Bugün bile hala bu iddia yüksek sesle dile getiriliyor.
Nusret cephesi kuruluşunun ardından çok kısa sürede birçok intihar saldırısı düzenledi ve aralarında sivillerin de olduğu yüzlerce insanın ölümünden sorumlu. Hatta meşhur istihbarat binası saldırısı sonrası ölen sivillerden sonra yayınladıkları bir bildiride “Sivilleri rejimin binalarının yakınlarında bulunmamaları için uyarmıştık” demişti.

NEDEN KAFA KESİYORLAR?

Çatışmaya girdiğinde yakaladığı askerleri kafalarından vurarak infaz eden Nusret işbirlikçi olduğunu düşündüğü kişilerin de kafasını dahi kesiyor. Bu konuyla ilgili korkunç bir iddia da konuşuluyor. Kendilerine düşman gördükleri rejim yanlısı Nusayrilerin kafasını kesmelerinin ardında sadece bir hırs yok inançsal bir nüans yatıyor.
Öyle ki Nusayri inancında reenkarnasyon söz konusu. Nusayriler öldükten sonra bir insanın 7 defa daha dünyaya geldiğine inanıyor. Hatta öyle ki Hz. İsa’nın defalarca yeryüzüne geldiği son olarak da Hz. Muhammed olarak yaşadığına inanıyorlar. Bu inanca göre ölen insanın ruhu ağızdan çıktığı an hür kalıyor. Ancak kafası kesilen birinin ruhu ölü bedeninde tutsak kalıyor. Suriye’de yaşanan vahşeti anlayabilmek için okyanusta bir damla olan bu iddia vahşetin boyutunu gözler önüne seriyor.


Nusret cephesinin rejim güçleri ile girdiği mücadele yerel unsurlar tarafından da övülüyor. Çünkü cihat merkezli bir düşünce yapısı ile ölmeye ve öldürmeye odaklanan bir grubun savaşı destansı olarak ifade ediliyor.

Rejim yanlılarına verdikleri bu mücadelede korkusuz olmaları ve İslam adına savaştıklarını dile getirmeleri başta Suriye olmak üzere körfez ülkeleri, Türkiye hatta Avrupa’daki radikal İslam unsurlarının takdirini kazanıyor.

Daha gözü kara savaşıyorlar, Irak ve Afganistan’dan savaş tecrübeleri var, daha disiplinli hareket ediyorlar ve bunun gibi birçok nedenden ötürü Suriye’deki en etkin silahlı güç olma noktasındalar.

ÖSO'NUN EL KAİDE'YE İHTİYACI VAR

Council on Foreign Relations adlı düşünce kuruluşunun Ortadoğu uzmanlarından Ed Husain Ağustos 2012’de El Nusra olarak bilinen Nusret Cephesi için şunları yazdı;
“Suriyeli isyancılar, El Kaideciler olmasaydı, kendilerini ölçüsüzce zayıf hissederlerdi. ÖSO’nun tugayları büyük ölçüde yorgun, bölünmüş ve kaotik! Batı tarafından terk edildiklerini düşünüyorlar ve Esad’ın güçlü ordusuyla savaşırken büyük ölçüde demoralize oldular. El Kaide Irak ve Afganistan tecrübesiyle muhaliflerin moralini yükseltebilir, disiplin, dinden kaynaklanan bir cevvallik, körfez ülkelerinden para ve her şeyden önemlisi ölümcül sonuçlar getirebilir. Kısaca ÖSO’nun El Kaide’ye ihtiyacı var”

TÜRKLER ÖRGÜTE NASIL BAKIYOR?

Reyhanlı saldırısı sonrası ismi telaffuz edilen örgüt için Türk yetkililer ; “Muhaliflerin dünya genelinde elini zayıflatmak için İran ve Hizbullah tarafından yönetilen bir yapı olduğunu” dile getirmiş ve eklemişti
“Yaptıkları ile batı kamuoyunda muhaliflerin elini zayıflatıp, Esad cephesinin yararına iş yapmaya sebep olduğu pek çok örneğiyle görülmüş. Üstelik kullandıkları bazı silahların Hizbullah’ın kullandığı silahlar olduğu da belirlenmiş. El Nusra’nın kalp yeme gibi görüntüleri yayınlanıp Batı kamuoyu tahrik edildikten sonra da aniden “kimyasal silahlar bunların eline geçerse felaket olur” yaygarası başlatılmış. İş o noktaya getirilmiş ki, kimyasalların Esed’in elinde kalmasına razı bir kamuoyu oluşturulmuş durumda”


Nusret Suriye’deki en etkili ve en radikal cihatçı örgüt. Küresel cihattan söz ediyorlar. Suriye bu küresel cihadın en önemli ayağı. Suriye’de bir İslam Develti amacı için savaşıyorlar. Dini azınlıklara ve mezhepler konusunda kırmızı çizgileri var ve bu durum Suriye’deki muhaliflerin demokratik Suriye fikri ile çelişiyor. Bu da çatışmayı doğruyor.

Suriye iç savaşına katılan Selefi gruplar içerisinde aralarında Türklerin de bulunduğu yabancı savaşçılar olmakla birlikte, ağırlığın Suriyelilerden oluştuğu söylenebilir. Ülke dışından gelen bu insanlar aynı zamanda Irak’ta Saddam’ın, Libya’da Kaddafi’nin devrilmesine destek vermiş uluslararası cihatçı insanlar. Afganistan dağlarından, Irak’a Suriye’ye, Libya’ya gidiyorlar. Çeçenistan’a giden dahi oluyor.

ÖSO - SELEFİ ÇATIŞMASI

ÖSO ve Selfi gruplar bazen işbirliği yapsa da zaman zaman birbirleriyle çatışmaktan da çekinmediler. Silahlı muhalefet ele geçirdiği bölgelerde iktidarını tesis etmek istiyor ve bunun için de gerekirse silahına başvuruyordu. Bunun en somut örneği Türkiye-Suriye sınır kapılarından Cilvegözü’nün karşısındaki Bab el Hava’nın ele geçirilmesinden sonra yaşanmıştı. Kısa süreli çatışmalar yaşasalar da “Düşmanımın düşmanı benim dostumdur” mantığı ile hem Suriye muhalefeti hem de Selefi gruplar Esad rejiminin devrilmesi için elinden geleni ardına koymuyorlar.

Haberin Devamı