Gazete Vatan Logo

Hakan Fidan'dan darbe gecesi 22.27'de telefon

15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümüne sayılı günler kaldı. O korkunç geceye dair bilinmeyenler ortaya çıkmaya devam ediyor.

Hakan Fidan'dan darbe gecesi 22.27'de telefon

Yazar Abdülkadir Selvi’nin, “Darbeye Geçit Yok-15 Temmuz Gecesinin Eksiksiz Hikayesi” adlı kitabı 15 Temmuz gecesinin bilinmeyenleri yer alıyor. İşte bu kitaptan bazı bölümleri meslektaşı yazar Serpil Çevikcan Milliyet'teki köşe yazısında aktarıyor:

22.27’DE GELEN TELEFON

"(...)MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın, MİT’e gelen ihbarın ardından gittiği Genelkurmay’dan ayrıldıktan sonra neler yaşandığı, kitabın en önemli bölümlerinden biri. Kitapta, Suriyeli din adamı ve rejim muhalifi Muaz El Hatip’le, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in, Fidan’la görüşmek üzere 20.30’da MİT’e geldikleri belirtilerek şunlar aktarılıyor: “Fidan, konuğunu dinliyordu ama aklı Genelkurmay’dan gelecek haberdeydi...

Saat 22.00’ydi. Salonun kapısı hızla açıldı, telaşlı bir şekilde içeri giren görevli Fidan’ın önüne not uzattı. Bunu aynı anda üst üste konulan üç not takip etti. İlk notta askerlerin Boğaz Köprüsü’ne çıktığı haberi yer alıyordu. Fidan, ‘hemen Genelkurmay Başkanı’nı arayın, telefonumu getirin’ dedi. Cebinden aradı ama Akar’a ulaşamadı... Misafirlerini orada bıraktı, ceketini aldığı gibi yerinden ok misali fırladı...

Haberin Devamı

Saat 22.20’yi gösteriyordu. Hakan Fidan’ı ilk arayan Başbakan Yıldırım’dı. ‘Hakan, köprüye asker çıkmış’ dedi Fidan bir çırpıda o gün yaşanılanları anlattı... Konukevinden hızla çıktı, makamına giderken Cumhurbaşkanı Erdoğan aradı.

Saat 22.27’yi gösteriyordu. Cumhurbaşkanı’nın, ‘Hakan bu ne, ne oluyor’ sorusuna Fidan, ‘Efendim, öğleden sonra bir ihbar geldi. Bir binbaşı geldi teşkilata. Kara Havacılık’ta bir hareketlilik olduğunu anlattı. Genelkurmay’a gittim’ diyerek, sabah gelen ihbarı ve Genelkurmay’da yaptıkları çalışmaları aktardı. Fidan, makam odasına girmişti ki, ‘helikopter geliyor’ dediler. MİT’e gelen ihbarın ilk aşaması ortaya çıkmıştı. Bir süredir kafasında aradığı sorunun cevabını bulmuştu. ‘Bu bir kalkışma’ dedi. ‘Paralel kalkışma’...”