Gazete Vatan Logo

Para PKK’dan, Emir Kandil’den, Silah ABD’den

Kelime oyunuyla adını SDG olarak değiştirip ABD’den her türlü desteği alan PKK’nın Suriye uzantısı YPG’nin sözcüsü Talal Silo: ‘Tiyatroydu. Maaşlar PKK’dan, emir Kandil’den, silahlar ABD’den geliyordu’

Para PKK’dan, Emir Kandil’den, Silah ABD’den

Suriye’de terör örgütü PKK’nın paravan kuruluşu YPG/SDG’den kaçarak TSK’ya sığınan Talal Silo, ABD’nin terör örgütüne silah yardımlarının iç yüzünü anlattı. Silo, ABD’nin SDG’ye teslim etme görüntüsü altında PKK’ya çok büyük miktarda ağır silah verdiğini ve nerede nasıl kullanıldığını denetlemediğini anlattı. PKK’nın paravan olarak kullandığı Suriye Demokratik Güçleri’ndeki (SDG) sözcülük görevi sayesinde terör örgütünün ele başlarıyla oldukça yakın ilişkiler yürüten Silo, ABD’nin silah yardımlarına ilişkin ayrıntıları paylaştı.

ABD erken gönderdi hemen isim uyduruldu

İlk başta Afrin’den (YPG’den) benim grubuma yani Selçuklular Ordusu grubuna davet geldi. Ceyşul Suvvar’a (Devrimciler Ordusu) katılmamı önerdiler. Afrin’dekilerle anlaşıp katıldım. Afrin’deki PKK bölge sorumlusu Hacı Ahmet Hadro idi. Ceyşul Suvvar’ın kuruluşunu hazırlıyorlardı. Arapların başında Ebu Ali Berad, Kürtlerin başında Selah Çebbo vardı. Ben de Türkmenlerden sorumluydum. 2015 ağustos başlarında Afrin’e gittim. Ceyşul Suvvar yönetiminde çalıştım. Ancak karar sahibi biz değil, (PKK’lı) Hadro’ydu. Daha sonra SDG’ye katılacağımı söylediler. İlk toplantıyı PKK bölge yöneticisi Şahin Cilo’yla yaptık. SDG ile toplantımız ayın 15 Ekim’deydi. Ancak Şahin Cilo (SDG’nin kuruluşunu ilan eden) toplantı tarihi için 10 Ekim 2015 yazmamızı istedi. Sebebini sorunca, ABD’nin Haseke’de YPG’ye silah yardımını 10-15 Ekim arasında yaptığını söylediler. ABD’nin uluslararası topluma durumu izah edebilmesi için böyle yaptılar. Silahlar YPG’ye değil SDG’ye gidiyor diyebilmek için. SDG böyle kuruldu.

Haberin Devamı

Maaş bile PKK’dan geliyor ne SDG’si

Bu sadece bir isim. Başka bir şey değil. Biz maaş dahil her şeyi PKK/ YPG’den alıyoruz. SDG’nin kuruluşunun asıl nedeni ABD’dir. ABD yönetimi Kürtlere silah vermek istiyordu. SDG’nin kuruluş ilanı sadece bir tiyatroydu. Bileşenlerin birliğinden bahsettiler ancak böyle bir şey yok. ABD liderliği Kürtlere ve PKK’ya verdi. Terörle mücadeleden bahsettiler ancak baktık ki ABD yönetimi ve Şahin Cilo arasında yapılan anlaşmayla terör örgütü DEAŞ’lıların kaçakçılığı yapılıyor. SDG üzerinden o bölgede yaşayan vatandaşların fikirlerini etkilemek istediler. SDG’yi özgürleştirici ve terörle mücade eden güç olarak lanse ettirdiler. Ancak bunların yüzünden evler yıkıldı, halk tehcir ettirildi. Halka kamplarda bile rahat verilmedi, paniğe sürüklediler.

Haberin Devamı

İmza atıyorduk ama silah yoktu

İlk başlarda silahları aldığımıza dair (Amerikalıların verdiği belgelere) sadece imza atıyorduk. Ama tüm silahlar PKK liderlerinden Türkiye Kürdü, Safkan diye birine gidiyordu. Safkan, silahları sadece kendi bildikleri bir yere götürürdü. Yine böyle devam ediyor. Mesela Münbiç operasyonunda tüm silahları (kağıt üzerinde) Arap asıllı Ebu Emced’e teslim ettiler. Bilerek yaptılar. Fakat bu bir tiyatroydu. Ebu Emced, bana “Büyük miktarda silahlar alıyorum ancak bana tek parça silah verilmiyor. Görevim ve yetkim sadece imza atmak” diyordu.

Tüm silahlar PKK’ya gidiyor

Tüm fikirler Brett McGurk (Beyaz Saray’ın DEAŞ’la mücadele temsilcisi) tarafından ortaya atılıyordu. Rakka operasyonu sırasında McGurk, Arap Koalisyonu adında güç kurulmasını istedi. Arap Koalisyonu’nun görevi sadece silahları teslim almaktı. Nitekim çok büyük miktarlarda silah alındı. Ama Kürtler dışındaki Arap, Türkmen ve Süryanilere sadece hafif silahlar dağıtıldı. Koalisyonun adı Arap’tı ancak Arapların hiçbiri şeyi yoktu. Deyrizor askeri meclisi de sadece imza atıyor. ABD’nin bundan haberi vardı, tiyatroyu kendileri istedi. Tüm bu oyunlar, bir gün bu silahların PKK’ya ulaştırıldığının ortaya çıkmaması için yapıldı. Ancak biz bu gelişmiş silahların PKK ve YPG’ye gittiğinden emindik.

Haberin Devamı

50 bin militan %70’i YPG’li

Net veriler olmasa da SDG’nin 50 bin militanı var. Kadın erkek toplam. Bunların yüzde 70’i YPG ve YPJ (kadın unsurlar). Türkmenler olarak benim liderliğimde 65 kişi vardı. Süryani Askeri Meclisi’nin sadece 50 adamı var. Türkmen Askeri Meclisi’nin sembolik olarak kurulmasını istediler. 150 isim önerdim oysa. “Neden 150 ? 50 yeterli” denildi bana. Araplardan Sanadid Güçleri var Şammar aşiretinden. Şeyh Bender bu gücün başında. Bunlar da PKK tarafından yok sayılıyor. Öte yandan Rakka operasyonlarında ölenlerin yüzde 80’i Araplardan yüzde 20’si Kürtlerden. Arapların sayısının artırıldığını görüyoruz ancak kandırıldılar. Sahte vaatler verildi. YPG’liler SDG’nin parçası görünse de bunu kabul etmiyorlar ve biz bağımsızız diyorlar. SDG, sadece bir isimdir. Yeryüzünde gerçek varlığı yok.

Haberin Devamı

Obama’da eski Trump’ta gıcır

Amerikalılar için silahların nereye gideceği umurlarında değildi. Bir kere bile silahları ne yaptığımızı nerede kullandığımızı sormadılar. “(YPG’nin) Silahları bitirdik” oyununa bile geliyorlardı ve hemen yeni silah teslimatı başlıyordu. ABD zaten Arap, Türkmen ve Süryanilerin bu denklemde yer almadığını biliyor. Obama döneminde sınırlı destek vardı. Trump başa geçtikten sonra destek şekli değişti. Obama döneminde bize kullanılmış silah da geliyordu, bazıları kullanılamaz haldeydi. Trump gelince zırıhlı araçlar gelmeye başladı.

Ayda 200 dolar maaş alıyorduk

Maaşlar aylık 170-200 dolar arasında. Liderler maaşsız ama kaçakçılık ve rüşvetten kazanıyorlar. Ben Şahin Çilo’dan doğrudan maaş alıyordum. Binlerce dolar alıyordum ve durumum gayet iyiydi. Militanlar ise Suriye lirası alıyor. PKK lider takımı maaşsız ancak tüm talepleri yerine getiriliyor. Zaten yolsuzluklar da ortaya çıktı daha sonra.