Gazete Vatan Logo

Gücün varsa Almanya'yı boykot et!

Bazı gazetelere yönelik boykot çağrısı yapan Erdoğan'a, Baykal'dan çok sert yanıt geldi

İLGİLİ HABER

BASINA EN ÇOK DAVA ÇAN SİYASETÇİ

BOYKOT ÇAĞRISINA KÖŞK SESSİZ KALDI

ERDOĞAN'A TÜRKİYE'NİN DÖRT BİR YANINDAN TEPKİ YAĞDI

BİR TEPKİ DE CHP'Lİ VEKİLLERDEN: ERDOĞAN POTANSİYEL DİKTATÖR

BOYKOT ÇAĞRISI SORU ÖNERGESİ OLDU

BASIN MESLEK ÖRGÜTLERİ OLAĞANÜSTÜ TOPLANIYOR


ANKARA- CHP lideri Deniz Baykal, Başbakan Erdoğan’ın partililerine yaptığı “Muhalif gazeteleri evinize sokmayın” çağrısına sert çıktı. CNN Türk’te yayınlanan Ankara Kulisi’ne katılan Baykal şunları söyledi:

ELİNE İMKAN GEÇSE: Başbakan’ın muhalif gazeteleri boykot çağrısı sadece ruh halini değil, siyasi felsefesini, düşünce tarzını, eline imkan geçtiği zaman nasıl toplum yaratılacağı konusunda ipuçları veriyor. Asıl dünya görüşünü ortaya koyuyor. Siyasi hayatım boyunca böyle bir şeye tanık olmadım.

HUSUMET DUYUYOR: Başbakan’ın görevi onların da haklarını korumaktır. Hırslarıyla tepkileriyle ortalığa nizam vermeye çalışıyor, husumet duyuyor, bölücülük yapıyor. Başbakan olduğunu unutuyor. Demokratik siyasi hayatta böyle bir duyguyu taşıma lüksümüz yoktur.

AMBARGO UYGULAMASI: Başbakan Deniz Feneri haberlerine kızıyor. Bir defa hedefi yanlış seçmiş. Basın organlarına kızacağına, doğrudan Alman mahkemesine kızsın, gücü yetiyorsa Almanya’ya nota versin, Almanya’yı ambargoya alsın. Şimdi bu Türk basınına karşı ambargo uygulamasıdır. Bu ambargo kesin işlemez. Bu değerlendirme başbakana zarar verir. İnsanlar bir gazeteyi birisi uygun görüyor diye almazlar ihtiyaçtan dolayı alırlar.

İSTİBDAT HEVESİ: Nazlı ılıcak’a çok yumuşak değerlendirme yaptı diye çıktı ona ’yataklık yapıyor’dedi. Bunun altında husumet yapıyor, husumetle basın özgürlüğü bağdaşmaz. Senin gibi düşünmeyen insana husumet duyamazsın o ayrı bir iş. Hukuka saygısızlık var, bütün bunların altında istibdat, dikta hevesi yatıyor. Devlet parasıyla alınan medyaya da ’Ben yanlış yapsam da beni destekleyeceksin’ diyor. O insanları istemedikleri bir safı seçmeye zorluyor. Bu kabul edilemez.

SONRA SANSÜR GELİR: Bugüne kadar hiçbir başbakanın yapmadığı bir şey, kendi ülkesinde haberleşme özgürlüğünü kullanan bir kısım medyayı ’Evinize sokmayın’ diyor, onları düşman ilan ediyor, onları ayırıyor. Bunun bir sonraki aşaması nedir, onların yayınlanmasını engellemek, imkan bulursa yasaklamaktır. Yani sansürdür.

GÜL İSTİFAYA DAVET ETSİN: RTÜK Başkanı olay bu haldeyken derhal istifa etmelidir. Cumhurbaşkanı da bu noktada Akman’ı çağırıp ’istifa et’ diyebilir. Olmazsa DDK’yı devreye sokabilir, DDK bu olayda devreye girmeyecek de ne zaman girecek? Bu tablo karşısında Cumhurbaşkanı susabilir mi, derhal harekete geçmelidir, cumhurbaşkanı da düğmeye basmalıdır.

TOPTAN KARARLI OLSUN: Meclis Başkanı üstü kapalı istifaya davet ediyor ve diyor ki ’hukuki uygulama imkanımız yok’. Olabilir, ama Meclis Başkanı ’Bu olmaz’ diye daha kararlı hükümler vermek durumundadır.

Ortalama 25 milyon gazete okuru var

Türkİye’de ulusal çapta yayın yapan irili ufaklı 38 günlük gazete bulunuyor. Gazetelerin ortalama tirajı 5 milyon civarında ve araştırmalara göre her gazeteyi ortalama 5 kişi okuyor. Buna göre Türkiye’de ortalama gazete okuru sayısı 25 milyon... (Bu rakamlara Anadolu’nun dörtbir köşesinde yayınlanan yüzlerce yerel gazete dahil değil.)

Haberin Devamı