Mahkemeden dikkat çeken Thodex tespiti! Cezaevinden mektup yazdı

Thodex kripto para borsası vurgunu davasına ilişkin yeni gelişmeler yaşanmaya devam ediyor. Örgüt kurma ve yönetme, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından aralarında Faruk Fatih Özer'in de bulunduğu 7'si tutuklu 21 sanıklı davada mahkeme geçtiğimiz haftalarda hükmünü açıkladı. Sabah'tan Arzu Kaya'nın haberine göre; 356 milyon liralık vurgunla Türkiye'nin en büyük dolandırıcılığına imza atıp 40 bin 540 yıla kadar hapsi istenen Özer'le birlikte kardeşleri Güven Serap Özer ayrı ayrı 11 bin 196 yıl 6 ay hapse çarptırıldı. 16 sanık nitelikli dolandırıcılık suçundan beraat ederken aralarında Thodex'in yazılımcısı Ergün Acar'ın da bulunduğu 4 sanık tahliye edildi. Örgüt üyesi olarak belirtilen 4 sanığın tahliyesine Cumhuriyet Savcısı'ndan itiraz geldi. Suçtan elde edilen mal varlığını aklama ve örgüt üyesi olma suçların niteliği ve verilen 8 yıllık ceza miktarını göze önüne alan savcılık tutuklama talebiyle yakalama emri çıkarılmasını istedi. Öte yandan İstanbul Anadolu 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, verdiği hapis cezasının gerekçesinde Thodex şirketiyle ilgili dikkat çeken tespitler yaptığı öğrenildi. Şirketin görünürdeki para kazandırma amacının aksine, müşterilerin para yatırmasını sağlayarak beklenen doyum elde edildiğinde şirket yöneticilerince paralara el koyup kendilerine menfaat temin etmek olduğu belirtildi. Örgütün paraları yurt dışına çıkarma amacında olduğunu kaydeden mahkeme, gayrimeşru kripto mal kaynaklarını gizlemek için yurtdışında takibi yapılamayan hesaplara aktardıklarını ifade etti. Özetle görünürde yasal olan bu şirketin aslında nitelikli dolandırıcılık ve bu suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama amacıyla kurulmuş bir suç örgütü tanımlaması yaptı. Mahkemenin kararı ardından Özer de cezaevinden yazdığı mektup ile dolandırıcılık yapmadığını, kara para aklamadığını, suç örgütü kurup yönetmediğini öne sürerek, Bunu mahkemeye defalarca delillerimle ispat ettim. Bana verilen cezayı kabul etmiyorum. Haksız ve hukuka aykırı kararınıza itiraz ediyorum dedi. İtirazının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesi için kararı veren mahkemeye iletti. Tutuklu sanıkların ikisinin Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandığı duruşmada, cumhuriyet savcısı bir önceki celsede vermiş olduğu esas hakkındaki mütalaasını tekrar etti. Mütalaaya karşı savunma yapan Faruk Fatih Özer, kendisinin ve ailesinin adaletsizlik yaşadığını öne sürerek bunun son bulması gerektiğini söyledi. Thodex'in yalnızca bir şirket olduğunu ve iflas ettiğini kaydeden Özer, Thodex'te suç örgütünden bahsedilmez. Dünya üzerindeki tüm kurumları yönetebilecek kadar zekiyim. Bu, 22 yaşında kurduğum şirketten belli. Suç örgütü kuracak olsam bu kadar amatörce hareket etmezdim. Söz konusu olan dosyada şüpheli olanların 2 seneden fazladır mağdur olduğu ortada. diye konuştu. Arnavutluk'ta cezaevindeyken bile müştekilere ödeme yaptığını savunan Özer, bunun örgüt kurmuş bir liderin asla yapmayacağı bir hareket olduğunu, kaostan beslenenlerin şirketin batmasından faydalandıklarını dile getirdi. Özer, savunmasının son bölümünde Türk halk müziği sanatçısı Musa Eroğlu'nun seslendirdiği Yolun Sonu Görünüyor türküsünden alıntı yaparak, tahliyesini ve beraatını talep etti. Tutuklu sanık Serap Özer ise Thodex'in 2017 yılında kurulduğunu, kendisinin ise işe 2018'de başladığını ifade etti. Thodex kurulduğunda orada çalışmadığını öne süren Özer, Ben bu şirkete suç işlemek için değil, kariyer için girdim. Bu şirket kardeşimin değil, bir başkasının şirketi olsaydı da çalışırdım. Kardeşimin şirketinde çalışıyor olmak bana bir ayrıcalık sağlamadı. Bu dosyada örgüt yok. diyerek suçlamaları reddetti. Kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Faruk Fatih Özer, Güven Özer ve Serap Özer'e, örgüt kurma, yönetme ve örgüte üye olmak, nitelikli dolandırıcılık, mal varlığı değerlerini aklama suçlarından 11 bin 190 yıl 6'şar ay hapis cezası verdi. Öte yandan bir müşteki yönünden sanıklar Faruk Fatih Özer, Güven Özer ve Serap Özer hakkında bilişim sistemleri kullanmak suretiyle dolandırıcılık suçundan ayrı ayrı 6 yıl 4 ay 15 gün hapis ile 135 milyon lira adli para cezasına hükmedildi.Özer kardeşler ayrı ayrı toplamda 11 bin 196 yıl 10 ay 15'er gün hapis cezasına çarptırıldı.Diğer sanıklara ise çeşitli suçlardan değişen oranlarda hapis cezası verildi.Heyet, 16 sanık hakkında ise delil yetersizliği gerekçesiyle nitelikli dolandırıcılık suçundan beraat kararı verdi, 4 sanığın ise tahliyesine hükmetti.