Gazete Vatan Logo

Firuze'yi arayan çılgın beşli (1)

Kısa yoldan şöhrete ulaşmak isteyenleri anlatıyor Neredesin Firuze... Popstar, BBG gibi yarışmalara da gönderme yapıyor

Yönetmen Ezel Akay: Özcan Deniz olmasa bir fırsat kaçırırdık
* Aslında reklam filmleri yönetmenisiniz. Neredesin Firuze ilk sinema filminiz. Heyecanlı mısınız?
Aslında bu benim beşinci film yapımcılığım ama ilk sinema filmi yönetmenliğim. Yapımcılık yaparken sinema filmi yapmayı da öğrenmiştim. Reklam filmi çekmeye başladığımda da kameranın neresinden bakılacağını bilmiyordum. Arkadaşlarım yardıma oldu, Allah onlardan razı olsun!

* Gerçek bir hikâye değil mi Neredesin Firuze?
Gerçekçi filmleri izlerim ama gerçekçilikten çok hazetmiyorum. Picasso'nun bir lafı vardır, "Öyle bir yalan söyleyin ki gerçek ortaya çıksın." Biz bir oyun kurduk. Özcan Deniz'in kendi hikâyesi üzerine yazılmış bir senaryo Neredesin Firuze ama bunu bir şehir masalına dönüştürdük.

* Filmde şarkı söyleyerek ünlü olmak isteyen bir gencin öyküsü ve müzik yapımcılarının köşeyi dönme mücadelesi var. Bugünlerde neredeyse televizyon kanallarının en çok izlenen programları bu tarz yarışmalar. Tesadüf mü bu?
Kendimi bildim bileli birileri ünlü olmaya çalışır ve aralarından ünlü olanlar çıkar. Ünlü olanların ünlü olmaya çalıştıkları dönemi de unuturuz. Ünlü olma meselesi birçok insan için bir varolma yolu. İki tür insan var, oyuncu olanlar ve olmayanlar. Oyunculuk benim için karakter özelliğidir. İnsan karşısına çıkmak, konuşmak, kendine baktırmak bu bir insan karakteri.

* Film için bir Plakçılar Çarşısı kurdunuz ve müzik yapımcılarının dünyasmı anlatıyorsunuz. Sizin var mı müzik yapımcısı dostlarınız?
Plakçılar Çarşısı diye bir yer yok aslında. Unkapanı orası. Oranın bir adı bile yok. İstanbul Manifaturacılar Çarşısı'na yerleşmiş müzik yapımcıları var. Ben oraya çok gittim. Hasan Saltık yakın arkadaşım. Ama gene de oranın anektodlarını Özcan Deniz'den, Mahsun Kırmızıgül'den, Ercan Saatçi'den dinledim. Plakçılar Çarşısı benzerini Perpa'da kurduk.

* Müzik yapımcısı Burhan Aydemir filmi izlemeden filmi eleştirdi. Prestij Ailesi'nin filmde anlatıldığı söylendi. Sizin bu eleştirilere yanıtınız nedir?
Filmde gördüğümüz karakterler tanıdık insanlar. Bu film bir Türk filmi. Metin Erksan ve Ertem Eğilmez bu ülkede film yapmamış olsa bu film yapılmazdı. Bu iki ünlü Türk sinemacısının yarattıkları karakterlere benzeyen karakterler var bizde de.

* Oyuncuları seçerken nelere dikkat ettiniz?
Önce Haluk'u seçtim. Onun için bu rol biçilmiş kaftan. Demet Akbağ bir röportajında, "Hep komik çirkin kadınları oynadım" demiş. Yılmaz Erdoğan'ın bir şiir klibinde oynamıştı Demet. Ben o klibi izlediğimde Demet'in olması gerektiğini düşündüm. Alımlı ve aristokrat bir görüntü veriyor. Filmde de yeryüzünde az bulunur bir karakter akardı.

* Özcan Deniz olmasaydı, bu filmde rol almasaydı ne olurdu?
Bir kere fırsat kaçırmış olurduk.

Haluk Bilginer: Senaryoyu okudum resmen ağzım sulandı
* Bir şehir masalının içinde rol aldığınızı düşünüyor musunuz?
Masalın içinde olmak, Ezelle çalışmak çok güzeldi. Bir de birlikte çalıştığım arkadaşlar benim için yeniydi, çok uyumlu, eğlenceli bir süreç geçirdik. Ben zaten Ezel'in çektiği reklam filmlerinde de oynamıştım, onun bir film çekmesini bekliyordum. Senaryoyu verdi, okuduğumda ağzım sulandı.

"Neredesin Firuze"de ne anlatılıyor desem ne söylersiniz?
Yırtmaya çalışan insanların yırtmaları ve yırtınmaları anlatılıyor derim. Ben de yırtmaya çalışan bir adamı oynuyorum.

* Şu günlerde yırtmaya çalışanları televizyon kanallarında görüyoruz. Bu tarz yarışmaların yararlı olacağını düşünüyor musunuz?
O yarışmaları izledikçe üzülüyorum. Tanıtımlarını izlemek bile beni üzüyor. Gerçekten de bu tarz yarışmalardan oyuncu çıkabileceğini düşünüyorlar.

* Bu size ne düşündürüyor?
Meşhur eşittir oyuncu, sanatçı eşittir ünlü olduğu için Türkiye'de bu tarz yarışmalara bu derece ilgi oluyor. Oysa oyunculuk bir meslektir. Heykeltraşlığın, ressamlığın bir meslek olması gibi. Türkiye'de şu var; "Ne iş varsa yaparım abi, meşhurum!" Bu olmaz. Televizyona çıktığınız an meşhur olursunuz zaten.

* Neredesin Firuze bu anlamda tam da gündeme oturdu. Yırtmak, şöhret olmak isteyen bir gencin hikâyesi, ses yarışması gibi...
İzleyenler televizyon kanallarında izledikleri karakterlerden, gazete sayfalarında okudukları hikâyelerden izler bulacaklar. Ama Neredesin Firuze Türkiye'den yola akmış olmasına rağmen enternasyonal bir kitleye hitap etme özelliğine sahip.

* Filmde borç batağına batmış, bataktan kurtulmak için her türlü yolu deneyen birisiniz. Yaşadınız mı buna benzer tecrübeler?
Başıma gelmedi. Ama borç batağında olan birinin her şeyden bir kazanç ummasını anlayabiliyorum. Filmde de Hayri telefonda dinlediği bir sesi şöhret yapma planı yapıyor. Üstelik filmde herkes köşeyi dönmek istiyor. Kiralık katil bile cebinde demo kasetle geziyor.

Cem Özer: Berlin in Berlin kadar farklı bir yeri oldu
* Neredesin Firuze'de köşe dönmeye çalışan bir adamı oynuyorsunuz. Ezel Akay'ın deyimiyle "şehir masalı"nın içindeki yerinizi öğrenelim...
Filmin cadısı benim. Ama aynı zamanda çok sempatik bir "yırtmak isteyen adam"ı oynuyorum. Aslında çok sert olması gereken adamdım ama rolü canlandırmaya başlayınca ben biraz sempatik oldum. Antipatik olamadım tam. Filmin en salak, en sarsak ama aynı zamanda en şeytan adamıyım. Zekâ hep şeytanlığa işliyor.

* Neredesin Firuze'nin sizin oyunculuğunuzda farklı bir yeri var mı?Çok keyifli oldu benim için. Hayatımda "Berlin in Berlin"in bir yeri vardır, bu film de çok farklı bir yere sahip oldu.

* Filmin fragmanı sinema salonlarında gösteriliyor. Fragman çok komik, film o kadar komik mi?
Amerikan filmlerinde en baba sahneler fragmana koyulur, bütün filmi öyle sanırsınız. Ezel, en ortalama sahneleri koydu fragmana, beklentiyi yükseltmemek için. Ama o bile çok komik. Bence film çok daha eğlenceli oldu.

* Eğlendireceksiniz, o belli, aranızda inanılmaz bir uyum oluşmuş. Ama eğlendirirken kaybedenlerin öyküsünü de anlatıyorsunuz...
Dediğin doğru, aslında çok büyük bir trajediyi anlatıyoruz.

* Bugünlerde şöhret olmaya çabalayan insanların hikâyelerini dinliyoruz yarışmaların sayesinde...
O yarışmalardan da lezzet var bizim filmde. Biz doğru noktaya yürümüşüz. Sadece Türkiye'de değil dünyada da böyle bir şey var. Japonya'da da, İtalya'da da. Biz de Türkiye'de geçen çok evrensel bir hikâye anlattık.

Devamı

Haberin Devamı