Gazete Vatan Logo

Ekonomik sıkıntının Brunson’la alakası yok

Türkiye’deki ekonomik sıkıntının aşılacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun Brunson ile uzaktan yakından alakası yoktur” dedi. Erdoğan, Brunson’ın yargı sürecinde olduğunu ve kendisinin ‘Bıraktım, hadi git’ deme hakkı olmadığını söyledi

Ekonomik sıkıntının Brunson’la alakası yok

Birleşmiş Milletler toplantısı için New York’ta bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Reuters haber ajansına konuştu. FETÖ ve PKK’yla ilişki suçlamasıyla tutuklanınca ABD ile krize neden olan pastör Craig Brunson’la ilgili kararın yargıya ait olduğu mesajını veren Erdoğan, şöyle konuştu:

‘Yargı mensubu değilim’

Ben yargı mensubu değilim, Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanıyım. Biz hukukta kuvvetler ayrılığını kabul ediyorsak, yargının bağımsızlığını dünyanın her yerinde savunuyorsak o zaman yargının bu noktadaki kararlarına saygı duymamız lazım. Şu anda ismini andığınız zat; Türkiye’de terör örgütleriyle münasebeti olduğu için gözaltına alınmış, daha sonra da tutuklanmıştır. Şu anda ise bu tutukluluk süreci içerisindedir. Ve rahatsızlığı göz önünde bulundurularak sağlık nedeniyle yargı kendisini eve çıkmaya müsaade etmiştir. Ve tutukluluk sürecini şu an itibariyle evinde geçirmektedir. 12 Ekim’de biliyorsunuz mahkemesi var. Tabii buna siyasiler karar veremez.

FETÖ hatırlatması

Benzer şeyler özellikle Amerika’da olmuş durumda. Örneğin Amerika’da şu anda Türkiye’de 251 vatandaşımın ölümüne neden olan ve devlete karşı darbe girişiminde bulunan FETÖ Amerika’dadır. Ve Amerika’da bulunan bu zat yargılanmıyor. Yargılanmamakta buradaki yetkililer direnmektedirler. Halbuki suçluların iadesi anlaşması vardır. Anlaşma olmasına rağmen buradaki Fetullah Gülen denilen bu şahıs deport edilmek suretiyle bırakılabilecekken bırakılmamaktadır. Fakat Brunson bir yargı sürecinin içerisindedir, yargılanmaktadır. Yargılanmakta olan bir kişiyi de ‘Bıraktım hadi git’ deme hakkına ne ben cumhurbaşkanı olarak yetkiliyim, ne de bir başkası yetkilidir. Bunun yetkisi sadece o mahkemenin hakimlerinindir. Mahkeme ne karar verir şu an bilemem. 12 Ekim gelsin göreceğiz.

Haberin Devamı

‘Teğet geçer’ hatırlatması

Brunson olayının bizim ekonomimizle yakından uzaktan bir alakası yoktur. 2008 yılında biz ekonomik sıkıntı yine yaşadık. Benim bir ifadem olmuştu ‘Bu sıkıntı teğet geçecektir.’ Sonra biz ekonomik sıkıntıyı aştık ve Türkiye rahatlama sürecine girdi. Şu an ülkemizdeki ekonomik sıkıntı zannedildiği gibi abartılacak bir sıkıntı değildir. Türkiye kendi imkanlarıyla aşacaktır. Bunun Brunson ile yakından uzaktan alakası yoktur.

Haberin Devamı

‘Merkez Bankası karar verdi’
Cumhurbaşkanı, Merkez Bankası’nın faiz artırımıyla ilgili olarak da “Bu karar kurumun bağımsızlığının bir ifadesidir” yorumunu yaptı. Erdoğan şöyle devam etti: Merkez Bankası bağımsızlığının ifadesi olarak faiz oranlarını buraya kadar çıkartmıştır. Bunlar yine cumhurbaşkanı olarak tasarrufumda olan bir şey değil. Ama ben Türkiye’de herkes beni bilir. Şu anda burada yine söylüyorum. Yüksek faize karşıyım. Çünkü yüksek faiz oranları bir defa girişimcinin, yatırımcının bu noktadaki adımlarını olumsuz istikamette etkileyecektir. Halbuki finans sektörü yatırımcıya, girişimciye imkan hazırlaması gerekir ki üretim olabilsin. Üretim olursa istihdam olur. İstihdam olursa ihracat olur ve böylece bir rekabet alanının içerisinde hareketlenme olur. Ama şu andaki durum bu yüksek faiz uygulamasıyla bir çözüm olacağı istikametinde herhalde Merkez Bankası böyle bir kararı verdi. Temenni ederim ki o beklentileri gerçekleşir. Çünkü bunun bir de olumsuz istikamette enflasyon durumu var. Yüksek faiz, yüksek enflasyonu getirir. Şu anda da bu temenni ederim ki tersi olur.
İdlib’den çıkışlar başladı!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İdlib anlaşmasıyla ilgili “Radikal gruplardan çıkmayan olursa?” sorusu üzerine “Çıkmaya başladılar” yanıtını verdi. Rusya’nın 15-20 kilometrelik silahlardan arındırılmış bölgeye Esad rejimini sokmayacağını, radikal grupların çıkışının sağlanmasının Türkiye’nin tasarrufunda olacağını anlattı ve İdlib’e 50-60 bin kişinin döndüğünü söyledi. “Silahlar da çıkacaktı. Bu silahlar ne olacak?” sorusu üzerine ise Erdoğan, “Bu tabi her tür silah değil. Sınıflandırılarak gerekli adımlar atılacak” dedi. Erdoğan, “Esed’in bir defa bizim Suriye’nin başında kalmasını kabul etmek gibi bir lüksümüz yok. Yüz binlerce vatandaşını öldüren, katleden bir insanı biz demokratik bir ülkede göremeyiz” ifadesini de kullandı.
Almanya’yla eski günlere dönüş
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 27-29 Eylül’de Almanya’ya yapacağı ziyaretle ilgili şu mesajları verdi: Almanya seyahatimiz ilk defa resmi devlet ziyaretidir. Ama gittiğim gün şansölye Merkel ile görüşmem olacak. Ertesi gün ucu açık bir kahvaltımız kendisiyle olacak. Türkiye-Almanya ilişkilerini o eski sıcak günlere taşımak istiyoruz. Zaten Türkiye’nin Almanya ile olan ilişkileri ticari hacim noktasında çok çok yüksekti, bunu yeniden o seviyeye çıkartmayı hedefliyoruz. Turizm konusunda Almanya öndeydi, şu anda Rusya geçmiş vaziyette. Bu konuları, bölgedeki siyasi sıkıntıları, ikili ilişkilerimizi hepsini tekrar masaya yatıracağız. Atılması gereken adımları da birlikte atacağımıza inanıyorum.
BM’nin nabzı atmıyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD merkezli “Foreign Policy” dergisi için bir makale yazdı. “BM’yi Nasıl ve Neden Düzeltmeliyiz?” başlıklı makalede Erdoğan, birkaç ülkenin elindeki tekeli kırmak ve küresel sorunları çözme iradesi gösteren ülkelerin müşterek liderliğini ortaya koymak zorunda olduklarını vurguladı. “Eğer büyük güçler adım atmıyorsa ya da atamıyorsa milletler topluluğu, BM veya başka örgütlerin çatısı altında gerekeni yapmalıdır” ifadesini kullanan Erdoğan, makalesini şöyle sürdürdü: Türkiye, bu topluluğun üyesi olacaktır. Bugün bir kez daha milletler topluluğuna BMGK’daki daimi üyelik uygulamasına son verilmesi, üye sayısının 20’ye çıkarılması ve tüm ülkelerin bu platformda sırayla temsil edilmesi davetimi tekrarlıyorum. Türkiye, bir askeri veya ekonomik süper güç olmamakla birlikte Irak, Suriye ve diğer yerlerde çözümün parçası olarak küresel bir lider haline gelmiştir. Erdoğan, makalesinde “İnsanlığın kalbi olması beklenen Birleşmiş Milletler’in nabzı bugün atmamaktadır” ifadelerini kullandı.
Berlin’e çağrı: FETÖ’yü terör örgütü ilan et
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Berlin ziyareti öncesinde Alman basınına yazdı. Başkan, Almanya’ya FETÖ’yü terör örgütü olarak tanıması için çağrı yaptı. New York’un ardından bugün Berlin’e geçecek olan Erdoğan, ziyaret öncesinde Frankfurter Allgemeine gazetesi için bir makale kaleme aldı. Yazısında “Almanya’nın PKK ve FETÖ ile mücadeleyi desteklemesini bekliyoruz. Almanya’nın FETÖ’yü bir terör örgütü olarak tanımasını istiyoruz” ifadelerine yer veren Erdoğan, şunları kaydetti: Almanya’da iç güvenliği tehdit eden ve Alman vatandaşlarını terör hedefleri haline getiren FETÖ ve PKK gibi terör örgütlerine karşı mücadele desteği sağlamasıdır. Özellikle Alman istihbarat teşkilatlarının raporlarında belirtildiği gibi PKK, uyuşturucu kaçakçılığı ve insan kaçakçılığı yapmaya, çeşitli şekillerde gasp ve terör propagandası yapmaya devam ediyor.
“ABD’nin sorumsuz politikaları, dünyayı pervasız bir ticaret savaşına sürüklüyor” diyen Erdoğan, şöyle devam etti: Türkiye ile Almanya ticaret savaşını önlemek için ortak çalışması gerekmektedir. Özellikle ABD hükümetinin tek taraflı ve sorumsuz yaklaşımı, herkese zarar verecek acımasız bir ticari savaş dönemine doğru giderek artan bir şekilde sürmektedir.
İran’dan gaz alımına devam
“Şimdi gerçekçi olmak lazım. Sayın Obama döneminde buna benzer durumlar söz konusu olmuştu. Şu gerçeği göreceğiz, biz doğalgazı eğer alamazsak ben halkımı ne ile ısıtacağım? Şu anda benim ülkemin tükettiği doğal gazın yüzde 50’sini biz Rusya’dan alıyoruz, geri kalanını İran’dan Azerbaycan, Irak, bazen Cezayir’den alıyoruz. Ben bu doğal gazı almadığım takdirde halkımı kar kışta o soğukta üşütecek miyim? Bizim görevimiz halkımızın mutluluğu değil mi? Kimse kusura bakmasın atacağımız adımları kendi tasarrufumuz içerisinde atarız. Ve bunu atarken de halkımızın bir defa huzurunu, halkımızın menfaatlerini gözetmekle mükellefiz.”

Haberin Devamı