Gazete Vatan Logo

‘Güvenlik güçlerimiz bir kez daha yendi’

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Demokratik açılım dedik, milli birlik, kardeşlik dedik olmadı. Çözüm süreci dedik, yine olmadı. Çözüm sürecini de buzdolabına koyduk. Şimdi operasyonlar dönemi. Bu iş bitecek...”

‘Güvenlik güçlerimiz bir kez daha yendi’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün Beştepe’de muhtarlara hitap ederken, terörle mücadelede başarıya ulaşılacağı mesajı verdi. Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:

‘BAŞARAMAZSAK YAZIKLAR OLSUN’

“Geldiğimiz nokta ortada, terörde çok kayıplar verdik. Önce demokratik açılım dedik, milli birlik, kardeşlik dedik olmadı. Çözüm süreci dedik, yine olmadı. Çözüm sürecini de buzdolabın koyduk. Şimdi operasyonlar dönemi. Ne olacak bu operasyonlar döneminde? Bu iş bitecek... Bu iş bitecek… Bu milletin huzuruna kimsenin kast etme hakkı yoktur. Sonuna kadar tüm güvenlik güçlerimizle üzerine gidiyoruz, gideceğiz. Askerimizle, polisimizle, köy korucumuzla, dayanışma içinde bu işi sürdüreceğiz. Eğer başaramazsak, yazıklar olsun. Bunu başaracağız.”

‘ÖZERKÇİLİK OYNAYANLAR’

“Polisiyle, askeriyle, korucusuyla, tüm güvenlik güçlerimiz terör örgütünü bir kez daha yenmiştir. Kendi kendilerine özerklikçilik oynayanlar kaybetmiştir. Milletimizin mahremini çiğneyerek gönlüne gireceğini düşünenler sadece nefretini kazanmıştır.”

Haberin Devamı

‘SON SINIRLARIMIZ’

“Şu gerçeği herkes görmüş ve anlamıştır. Türkiye’nin bugünkü sınırları bizim son sınırlarımızdır. Bundan 100 yıl önce Osmanlı Devleti’nin yüz ölçümü 5 milyon kilometrekareydi. Ancak 780 bin kilometrekaresini koruyabildik. Asıl amaçlarının bizi buralardan kazımak olduğunu biliyoruz. Kimse kusura bakmasın, artık o devir geride kaldı. Hem sınırlara sıkı sıkı sahip çıkacağız, hem de Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar gönül kapısını açık tutacağız.”

İNÖNÜ VE ECEVİT

“Pek görüşlerini paylaşmamakla birlikte, Sayın İnönü ve Ecevit’in de farklı görüşler içinde olduğunu sanmıyorum. Yunanistan, Bulgaristan ve arkasından tüm Balkanların elimizden nasıl kayıp gittiğini gören bir kadroydu. Cumhuriyet kurulurken ne coğrafya, ne köken alınmıştır. Pek çok sorunlu yanları olan Lozan’da da kriter İslam olan ve olmayan olarak belirlenmiştir. Böylece Osmanlı’nın son yüzyıllardaki büyük kayıpları olarak görülen dini azınlıklara karşı yeni bir anlayış kurulmuştur. Mübadelede sorun yaratacak büyüklükte bir dini azınlık kalmayınca bu sefer Kürt kardeşlerimiz üzerinden yeni bir ırkçılık oyunu ortaya konmuştur.”

Haberin Devamı

AP RAPORUNA TEPKİ

“Çözüm içinse, alın size çözüm. Bunları zerresi bile kalmayıncaya kadar bu topraklardan attığımızda çözümü gerçekleştirmiş olacağız. O zaman önümüzde duracak hiçbir şey yoktur. Ne AP’nin rapor diye yayımladığı hezeyanlar, ne de Irak’ta, Suriye’de Libya’da akbaba gibi dolaşanlar Türkiye’yi durdurabilirler. AP Raporu’nun 17. Maddesinde güya çevreci hassasiyetler bahanesiyle Türkiye’nin mega projelerinden kaygı duyulduğu ifade ediliyor. Bu talep önümüze Gezi olaylarında da getirilmişti. Aynı şekilde 17-25 Aralık’ın hedeflerinden biri Türkiye’nin mega projelerini yapan işadamlarıydı. Şimdi de aynı şifreyle AP’nin Türkiye İlerleme Raporu’nda karşılaşıyoruz. Türkiye 2023 hedeflerinden vazgeçmeyecek. Bunu böyle bilesiniz. Türkiye’nin AB’ye olan ihtiyacından daha fazla AB’nin Türkiye’ye ihtiyacı vardır.”

‘ENİNDE SONUNDA DOKUNULACAKSINIZ’

“Unvanı milletvekili ama kendisi arabasında teröristlere silah taşıyor, evini karargah haline getirmiş, yargı güçlerine, polisimize hakaret ediyor, kürsüden terör örgütünü savunuyor. Niye çünkü dokunulmazlığı var. Böyle dokunulmazlık olur mu? Amacı bellidir. Kürsüden ifadelerin için dokunulmazsın. Ama siz bu imkanı tutup da terör örgütünü desteklemek için kullanırsanız eninde sonunda dokunulursunuz. Önümüzdeki hafta bu işin meclis süreci başlayacak. Mevcut dokunulmazlık dosyalarının tamamı yargıya intikal ettirilecek.”

Haberin Devamı

‘EYVAH DEDİM’

“Şimdi paralel yapı da el ele verdiler. ABD’de Ermenileri, PKK’lıları, paralel yapıyı bize karşı eylem yaparken görünce içim acıdı. Eyvah dedim, ne hallere düştüler ya? Bu ülkenin ekmeğini yemiş, suyunu içmiş, havasını solumuş bir kişinin bu hale düşüneceğini düşünemezdim.”