Canlı yayında fırça

İngiltere Başbakanı David Cameron, Sky News televizyonunda canlı yayına katılarak stüdyodaki vatandaşların İngiltere’nin AB üyeliğinin oylanacağı referandumla ile ilgili sorularını yanıtladı. Cameron, ‘İngiltere AB’nin dışında olsaydı bugün girmek ister miydiniz?’ yönündeki bir izleyici sorusuna, “İngiltere’ye bugünkü üyelik koşulları önerilseydi AB’ye girerdim. Çünkü İngiltere’nin AB içinde özel bir statüsü var” yanıtını verdi. AB’nin “mükemmel” olmadığını belirten Cameron, “Bu örgüt beni bazen delirtiyor” ifadesini kullandı. Cameron, AB’nin 500 milyon nüfuslu ortak pazarı ile ABD’den ve Çin’den daha büyük bir ekonomik güç olduğunu da ifade ederek, İngiltere’nin AB’den ayrılmasının da ülkeyi yıllar sürecek bir belirsizliğe sürükleyebileceğini söyledi.

İki yüzlülük suçlaması

Londra’nın Müslüman Belediye Başkanı Sadık Han ile ilgili yerel seçim sürecinde gündeme getirdiği “aşırılarla aynı platformu paylaşıyor” iddialarına karşın bu hafta başında AB’de kalma kampanyası kapsamında kendisiyle aynı platformu paylaşmasının ikiyüzlülük olup olmadığı sorusu üzerine de Cameron, Sadık Han’ın Londra halkınca seçildiği, kendisinin de buna saygı göstermek zorunda olduğu yanıtını verdi. “Bazı meseleler siyasetçilerden daha büyüktür” ifadesini kullanan Cameron, AB üyeliğinin bunlar arasında yer aldığını, Sadık Han ile de bu konuda görüş birliği içinde olduğunu dile getirdi.

Yine 3000 cevabı

Cameron, Süreyya’nın Türkiye’nin AB üyeliği konusundaki sorusuna yanıt verirken Türkiye’nin yakın bir zamanda AB üyesi olamayacağı görüşünü yineledi. Başbakan, ‘1987’de başvurdular, 35 faslı tamamlamalılar, 3000 yılında katılabilirler. Şu veya bu yönde oy kullanabilirsiniz ama Türkiye yakın bir zamanda AB’ye üye olmayacak. Bütün parlamentoların bu konuda veto hakkı var. Bu referandum kampanyasında bu konuda kaygılanmaya gerek yok.’ diye konuştu. Cameron şöyle devam etti: Türkiye ile iş birliği yapmalı mıyız? Komşu bir ülke, Avrupa’nın sınırlarının güvenliğini sağlamak için elimizden geleni yapmalıyız, sığınmacı sorununu halletmeliyiz, bunun için de evet, Türkiye ile iş birliği yapmalıyız. Ama bu Türkiye’nin yakın bir zamanda AB üyesi olması ile aynı şey değil.” Cameron, İngiltere’nin AB’den ayrılması için kampanya yürütenlerin İngiliz halkına “Türkiye’nin AB’ye girmesini engelleyemeyiz o yüzden bizim AB’den çıkmamız için oy kullanın” çağrısı yaptığını söyledi.

‘Utanç kampanyası’

Cameron’ın sorulara kaçamak yanıtlar vermesi izleyici sıralarında bulunan Fas asıllı Süreyya Buazizi’yi kızdırdı. Mikrofon gelmesini bile beklemeden Başbakan’a sert bir ses tonuyla bağıran genç kız, “Ben İngiliz dili ve edebiyatı öğrencisiyim. Karşımda birisi saçma sapan konuştuğu zaman bunu anlayabiliyorum. Hiçbir soruya net yanıt vermiyorsunuz. Sadece korkuya dayalı bir kampanya yürütüyorsunuz. İnsanları AB’den çıkış durumunda olabilecekler konusunda korkutmaya dayalı bir utanç kampanyası bu” diye tepki gösterdi. Cameron’ın cevap vermeye çalışmasına bile fırsat tanımadan konuşmayı sürdüren Süreyya Twitter’da bir anda fenomen haline geldi. Birçok İngiliz sosyal medyada, ‘Hislerimize tercüman oldun’ diyerek Süreyya’ya teşekkür etti. İngiliz basını da canlı yayının yıldızı haline gelen öğrenciye geniş yer ayırdı.