Gazete Vatan Logo

20 günlük evinin keyfini manzara seyrederek çıkarıyor

Sinema, tiyatro, dizi oyunculuğu... On parmağında, on marifet var Sevin Fadik Atasoy’un

Son Bahar dizisiyle ekranlara dönen Sevin Fadik Atasoy, şu sıralar 20 gün önce Cihangir’de kiraladığı dairesinin keyfini çıkarıyor. Evinde fazla eşya görmeye tahammül edemeyen Atasoy neredeyse eline geçirdiği her şeyi attığını anlatıyor. Ama bir tek ona çocukluğunu hatırlatan yağlı boya tablodan asla vazgeçemiyor. Akşam eve gelince pijamalarını giyip balkonundan manzara seyretmeye bayılan genç oyuncu, evinin kapısının
24 saat herkese açık olduğunu söylüyor.


Neden Cihangir’de yaşıyorsunuz?

Cihangir’de yaşadığım rahatlığı başka bir semtte bulabileceğimi sanmıyorum. Pijamam ve laptopumla sokağa çıkabileceğim bir yer var mı bildiğin? (Gülüyor) Ayrıca sevdiğim arkadaşlarım burada. Onun dışında neden bu ev dersen, bu evin manzarasına bayılıyoruummm.


Sabah rutininiz var mı?

Kalkar kalmaz elimi yüzümü yıkıyorum, hemen ardından kahve ve sigara olayına giriyorum. Kötü ama bu ikisi olmadan ayılabilmem söz konusu bile değil. Biraz zaman geçtikten sonra kahvaltılık sayılabilecek bir şeyler atıştırıyorum.


Akşam rutininiz nedir?

Akşam eve gelir gelmez hemen pijamalarımı giyerim. Öyle televizyon karşısında vakit geçirmekten hoşlanmıyorum. O yüzden henüz 20 günlük yeni evimin manzarasını izlemek için balkona geçiyorum. Bir proje üzerinde çalışıyorsam eğer onu inceliyorum.


Seyahate çıkacağınız zamanlar ruh haliniz nasıl olur?

Ruh halim bozulmaz. Çok sık seyahat eden biri olduğum için bana normal geliyor. Valizimi minumum eşya ile doldururum. Ne zaman, ne giyeceğim bellidir. Her şeyi götürmem. Hiç stres yaşamam, seyahatlerim hep normal geçmiştir.


AGRESİF BİR İNSAN DEĞİLİM

Evinizde kendinizi en iyi ifade eden obje hangisi?

Evimde beni en iyi ifade eden bölüm kitaplığımın olduğu yer. Kitaplarım, müzik CD’lerim... Bir de duvarda asılı olan çok sevdiğim birinin yaptığı yağlı boya portrem var. Çocukluğumu hatırlatır...


Kaç kitabınız var?

Saymadım ama sanırım bin civarı...


Şu an başucunuzda hangi kitaplar duruyor?

Gemma Townley’in Küçük Beyaz Yalanlar’ı (Little White Lies) ve Leif Enger’in Nehir Gibi Barış (Peace Like a River) adlı kitaplarını okuyorum.


Hayatınızda yaptığınız en profesyonel hata nedir?

Güzel soru! Ama yaptığım hiçbir şeyi hata olarak görmüyorum. Hatalarım mutlaka beni başka iyi bir yere götürmüştür.


Birden fazla film projesi teklifi geldiğinde nasıl bir seçim yoluna gidersiniz?

Bana katacağı artı ve eksilere bakarım. İkisi de aynı derecede “iyi” ise gözlerimi kapatıp iki projenin üzerine de ellerimi koyarım. Kalbim hangisini seçerse o projede yer alırım ki, birkaç kez bu yola başvurdum.


Çocukken ne olmak istiyordunuz?

Çocukken olmak istediğim yerdeyim. Oyucu olmak tek isteğimdi, oldum!


Hakkınızdaki en büyük yanılgı ne?

Benim ukala ve sinirli bir kadın olduğumu düşünenler var. Birçok insandan bunu çok duymuşumdur. Ama bunun bir yanılgı olduğunu söylemeliyim. Hiç ukala ve sinirli değilim.


En son ne zaman biri size ukala ve agresif olduğunuzu söyledi?

Altın Portakal’da kırmızı halıda yürürken gazetecilerden geldi. (Gülüyor) Beyaz bir elbise giymiştim ve yürürken arkadaşım Özlem araba farlarından iç çamaşırlarım tamamen göründüğünü fark etti. Ben de kenardan kenardan kameralara görünmemeye çalışarak yürümeye başladım. O sırada gazeteciler lafa tutunca duramadım, “Gitmem lazım” dedim. Bu yüzden agresif olarak ilan edilerek “Neden bu kadar agresifsiniz” dendi. Halbuki hiç agresif değildim.


Atmaya kıyamadığınız eşyalarınız var mı?

Eşyalara hiç acımam ama hiiiç. Eşyalar benim için vazgeçilmez değil. O yüzden evi kolaçan edip uzun süredir dokunmadığım eşyaları kolaylıkla elden çıkarabilirim. Ama biraz önce bahsettiğim yağlı boya tablo benimle her yere gelir.


BUZDOLABIMIN İÇİ BOMBOŞ

Evinizin en çok hangi köşesi sizi mutlu eder?

Evim henüz yeni... 20 gün önce tuttum sonra Altın Portakal için Antalya’ya gitim. Daha yeni geldim ve evin tadını çıkarmaya çalışıyorum. Ama evimin manzarasını doya doya yaşamak için kapalı balkonumda olmayı seviyorum.


Evinizin kapısı herkese açık mı?

Herkeseeeeee... Evime gece yarısı haber vermeden çat kapı arkadaşlarım gelebilir. Zaten kendi içine kapalı bir ev yaşamından hoşlanmıyorum. O yüzden evde sürekli bir parti havası vardır. Arkadaşlarımla evde toplanmayı ve eğlenmeyi severim. Fondü makinesi aldım. Geçen gün fondü partisi yapıp, afiyetle yedik.


Buzdolabınızın olmazsa olmaz yiyeceği ne?

Koca bir hiç var buzdolabında. Buzdolabımın içi bomboş... Genellikle ben rutin mutfak ziyareti yapan biri değilim. Evde yemek de hazırlamıyorum. Arkadaşlarım gelecekse bir şeyler yapıyoruz. Ama buzdolabının yalnızlığını çoğunlukla içindeki çikolatalar paylaşıyor.


En sevdiğiniz yemek?

Yemekle aram yoktur ama yemek de seçmem, her şeyi yiyebilirim.


Her zaman üzerinizde taşıdığınız bir şey var mı?

Hayır yok...


Hangi parfümü kullanıyorsunuz?

Brezza sali Mare... İspanya’ya gittiğimde orada bir adam yapmıştı bu parfümü. Çok pahalı olduğu gibi dünyada sadece iki kişide var. İnanılmaz bir deniz kokusudur.


İşinizin en sevmediğiniz yanı nedir?

İşimin sevmediğim yanı yok. Her işte angarya vardır ama bizim işte sahneye çıkmadan önceki her an angaryadır. Bunu da maalesef vereceğim bir asistan yok.


Her gün yaptığınız rutin bir aktivite var mı?

Evet süper bir aktivitem var. Her gün trambolin üzerinde zıplıyorum. Acayip eğlenceli bir şey. Evin ortasına koyuyorum çılgınlar gibi zıplıyorum.


Sokak kızı mısınız yoksa ev kızı mı?

Sokakta olmayı seviyorum ama zaman zaman evde de olmayı seviyorum. Kimi zaman sokak kızı, kimi zaman ev kızı olabilirim.


Evlilik mi yoksa bekarlık mı sizi daha çok ifade ediyor?

İkisi de etmiyor... Evlilik karşıtı değilim ama bekarlık yandaşı da değilim. Yani bir gün biri çıkar ve birlikte olmaya başlarız...


Aşklar artık ‘cep’ten geçiyor


Aşk dendiğinde ilk hisleriniz ne olur?

Bu konuda nostaljik olduğum düşünülebilir ama artık o ulaşılamaz aşklar kalmadı. Aşk artık cepten geçiyor. Nasıl mı? Hemen anlatayım: Her iki cep telefonunda bir aşk var. Birinin cep telefonuna girdiğin sürece aşk avuçlarında demek oluyor. Cebe girene kadar uğraşmak yeterli...


Senin cebinde neler var?

Beni biri cebine aldı ama ben henüz onu cebime almadım (Kahkaha).






Haberin Devamı