Gazete Vatan Logo

'Sorun çözülecekse...'

Başbakan'ın çıkışı Kılıçdaroğlu'nu şaşırttı

'Sorun çözülecekse...'

Kılıçdaroğlu, İmralı sürecine ilişkin hükümete verdiği desteğe Başbakan’ın çıkışının kendisini de şaşırttığını söyledi.

CHP lideri, “Sorunun çözülmesine katkı vermek istiyoruz, eğer çözülecekse, ’Niye çözüyorsunuz?’ diye tepki göstermenin hiçbir anlamı yok” dedi

Beraberinde işadamları ve basın mensuplarıyla Çin’e giden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, uçakta gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Kılıçdar-oğlu’nun sözleri özetle şöyle:

CİNAYETLER: Olayı dikkatle izleliyoruz. Sonuçta olayın aydınlığa kavuşturulmasını hep beraber bekliyoruz. Bu konuda asıl görev Fransız hükümetine düşmektedir. Olayın olduğu yer Fransız istihbaratının, polisinin sürekli gözetim altında tuttuğu bir yer olduğu biliniyor. O nedenle önümüzdeki süreçte bu olayın aydınlığa kavuşacağına inanıyorum.

ETKİLER Mİ?: Önce olayın gerekçelerini bilmek gerekiyor. Bir infaz olduğu belli, ama hangi gerekçe ile yapıldı, bunun ortaya çıkması gerek. Süreç kendi içinde gelişmeli, bir yerde bir cinayet oldu, infaz oldu. Dolayısıyla süreç aksadı diye bakmak doğru değil. Eğer hükümetin böyle bir kararlılığı varsa, süreç kendi içinde yürümelidir.

BAŞBAKAN’IN ÇIKIŞI: Benim yaptığım açıklamadan sonra, Sayın Başbakan’ın tavrı doğrusunu isterseniz bende de şaşkınlık yarattı. Türkiye’nin en temel sorununu çözme konusunda, anamuhalefet partisinin olaya olumlu yaklaşımına olumsuz tepki vermek, aslında sorunu çözmemek gibi bir iradeyi dolaylı yoldan ortaya koymak anlamına geliyor. Ben öyle yorumluyorum. O nedenle süreci büyük bir dikkatle takip edeceğiz.

KATKI VERİRİZ: Her toplum yaşadığı sorunlardan kurtulmalıdır. Bu sorunlar bazen dar bir alanı, bazen ülkenin genelini ilgilendiriyor. Ama sorun kronikleştikçe yayıldığı alan ülke sınırlarını aşabiliyor. 30 yıldır bir sorun çözülemiyorsa, bu sorunun çözümü konusunda, herkesin sorumluluk üstlenmesi gerekiyor. CHP olarak biz bu sorumluluğun bilincinde hareket ediyoruz. Sorunun çözülmesine katkı vermek istiyoruz, eğer çözülecekse, ’Niye çözüyorsunuz?’ diye tepki göstermenin hiçbir anlamı yok. Kendi insanınızı seviyorsanız, bu ülkede herkesin barış, huzur içinde yaşamasını istersiniz. Bizim beklentimiz ve talebimiz bu. ’Biz bu ülkeye barışı getireceğiz’ derlerse biz bundan mutluluk duyarız.

BİLGİMİZ OLSUN: Bilgi verip, vermemek onların takdirinde olan bir şey. Bizim ’illa gelin bize bilgi verin’ diye bir talebimizde yok zaten. Söylemimiz şu, ’Eğer siz bu sorunun çözümü için CHP’den katkı bekliyorsanız, gelişmeleri sağlıklı işleyen demokrasilerde anamuhalefet partilerine bilgi verilir, sizde gelin bilgi verin’. Dolayısıyla o gelişmelerden bizim de bilgimiz olsun. Bize bilgi vermeleri şart değil, parlamentoya da verebilirler. Biz oradan da bilgileniriz.

TOPLUMSAL UZLAŞMA: Bütün mesele şu, siz sorunun çözümünde, gerçekten de bir toplumsal uzlaşma arıyor musunuz, aramıyor musunuz? Benim gördüğüm, bizim çıkışımıza karşılık, hükümetin bir toplumsal uzlaşma aramadığı, böyle bir niyetinin olmadığı şeklinde. Çok farklı tepkiler geldi. Sayın Başbakan’ın tepkisi ile AKP’deki diğer sözcüler arasında da çok fark var. Ben sorunun çözümüne yönelik, hükümetin kafasında oluşmuş net bir stratejinin olduğuna inanmıyorum. Eğer öyle bir strateji olsaydı, bu herhalde bir şekliyle daha net ortaya konurdu.

KREDİ NE KADAR?: Hükümet, ‘sorunu çözeceğim’ diyor. Eğer sorunu çözeceksen, biz bundan memnunluk duyarız. Bunu ifade ettik, hükümete kredi açarken de 4 koşul ileri sürdük. O koşullar; millete hesabını veremeyeceğin angajmana girmeyeceksin, samimi olacaksınız, kişisel beklentiler olmayacak ve anamuhalefet partisine veya parlamentoya bilgi vereceksiniz. Bunları söyledik, bunları yaptığı takdirde, elbette ki o görüşmelerden bizim anlayışımıza uygun bir çözüm yakalanmışsa ona destek vereceğiz, odur. Ama boyutları belli olmayan görüşmelerin, içeriği belli olmayan bir konuda bizim kalkıp da yüzde 100 her konuda size destek vereceğiz, dememiz doğru değil.

SANA SORMAZLAR MI?: (‘Başbakan’ın Fransa Cumhurbaşkanı’na “Teröristle ne konuştun açıkla” sözleri üzerine) Aziz Nesin olsa ona çok güzel bir yanıt verirdi. Kalkıyorsunuz, ‘niye onunla konuştun’ diyorsunuz. E sormaz mı yarın o ’sen kiminle konuşuyorsun’ diye? Ağzınızdan çıkanı, eyleminizin ne olduğunu düşünerek konuşacaksınız. Bir eylemde bulunmuşsunuz, görüşmeler sürdürüyorsunuz, öbür tarafa diyorsunuz ki ’niye görüşüyorsunuz’. ‘E sen niye görüşüyorsun?’ diye sorarsa, ne yanıt verecek Sayın Erdoğan? Komedi yani.

FARKLI SESLER YOK: Yaptığım açıklamalara yönelik partide farklı sesler yok. Bu olayın 30 yıldır silahla çözülmediğini herkes biliyor, kabul ediyor. O zaman bizim sorunun çözümüne yönelik farklı düşünceler oluşturmamız, yol haritaları belirlememiz gerekiyor. Biz bu yüzden toplumsal uzlaşmadan bahsediyoruz.

‘Çözüm çok yakın değil’

CHP lideri “Süreçten umutlu musunuz” sorusunu “Bu sorunu çözeceğiz herhalde bir gün” diye cevapladı. Çözüm 2013’te olabilir mi sorusu üzerine ise “Yakın olduğuna ihtimal vermiyorum. Nedeni de hükümetin elinde bu konuda bir strateji yok” dedi. Kılıçdaroğlu, BDP’li Demirtaş’ın “Görüşme trafiği CHP’ye de açık olmalı” sözlerinin hatırlatılması üzerine de “Biz o sürecin içinde olmak istemeyiz. O süreç bizim dışımızda bir süreç, onu yapan hükümet” dedi.



‘Adamcağız emekli zaten’

Kılıçdaroğlu, kendisine ikram edilen Maraş tarhanasını yedi. CHP lideri bekçilik yapan kardeşiyle ilgili soru üzerine “”Aman bu işi hiç sormayın, çalışıyor adamcağız emekli zaten” dedi.

Haberin Devamı