‘Denize yakın olsa kayıkla gezerdim’

Ali Ağaoğlu, Fatih Ormanı’na komşu Maslak 1453 projesinde hiçbir tüketiciye ‘ormandan yer verme’ vaadinde bulunmadıklarını açıkladı. “Proje denize yakın olsaydı, reklamda kayıkla gezerdim” diyen Ağaoğlu, ormanın işletme hakkına ilişkin sözleşme feshiyle ilgili usül hatası yaptıklarını söyledi.

Ağaoğlu Şirketler Grubu Başkanı Ali Ağaoğlu, ‘Ağaoğlu Maslak 1453’ projesiyle ilgili basında yer alan haberlerin ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın projeye komşu bulunan Fatih Ormanı’nın işletmeciliğini yürüten AKC Petrol Ürünleri’nin sözleşmesini, şirketin hisselerini Bakanlık’tan izin almadan Ağaoğlu Grubu’na devrettiği gerekçesiyle feshetmesinin ardından dün bir basın toplantısı düzenledi.

Usül hatası yaptık

Projelerinin Park Ormanı ile sınırının olduğunu ancak Fatih Ormanı ile sınırı bulunmadığını söyleyen Ağaoğlu, “Hiçbir tüketiciye tapulu mülkümüzmüş gibi ‘Ormandan sana yer veriyoruz’ diye taahhütte bulunmadık, böyle bir vaat veya kandırmamız söz konusu değil. Reklamın iddialı ve biraz kibirli olduğunu kabul ediyorum ancak biz reklamla projenin ‘ormanın yakınında’ olma avantajını vurguladık. Yürüme mesafesinde olmasını ön plana çıkardık. Ne projeyi ne de ormanı oradan götürebiliriz. Proje denize yakın olsaydı, reklamda kayıkla gezerdim” açıklamasını yaptı. Bugün projede oturanların bu ormanı her vatandaş gibi kullanabileceğini, gezip piknik yapabileceğini söyleyen Ağaoğlu, proje ve Fatih Ormanı ile gelişen süreci şöyle aktardı:

“Serdar Bilgili, Fatih Ormanı’nın bitişiğinde yer alan Park Ormanları’nı mesire yeri haline getirmek için Orman Bakanlığı’nın iznini almayı planlıyordu. Biz de beraber ne yapabiliriz diye konuşmak için onunla görüştük, ancak daha sonra anlaşamadık. Ardından Fatih Ormanı’nın işletmesini yapan AKC Petrol şirketi ortaklarından Muammer Akıncı ile temasa geçip hisse devrini yaparak burayı Hyde Park gibi bir kent ormanı yapalım istedik. ABD’li bir peysaj mimarına avam projeyi bile hazırlattık. Ancak Bakanlığın fesih kararını saygıyla karşılıyorum. Usül hatası yaptığımızı da kabul ediyorum. Muammer Akıncı’nın 2 yıl sonra hissesini yasal olarak devretme hakkı bulunuyor, bu süre de dolmuştu ama biz belki iş yoğunluğundan bakanlıktan izin alma aşamasını atladık. 10 gün içinde teslim etme ihtarı dün geldi. Bugüne kadar tuvalet-lerinden lavabolarına buraya 3.5 milyon lira yatırmıştım. Bugün itibarıyla bakanlığa teslim ediyorum.”

Devlet sözü var, proje yarım kalmaz

Plan itirazıyla ilgili hukuki sürecin devam ettiğini belirten Emlak Konut GYO Genel Müdürü Murat Kurum, “Plana göre açılan dava sürüyor, biz de kanuni yolla hakkımızı arıyoruz. Bu işin sonu gelmez veya proje yarım kalır gibi bir sorun yok. Arazinin tapusu Emlak Konut’ta, projenin arkasında biz varız. Sorun olsa bile bitirme taahhüdünü zaten biz veriyoruz” diye konuştu.

Parayı veren olsa yine reklamda oynarım

Projenin reklamında beğenmediği projeleri geri çeviriş şekli de eleştirilen Ağaoğlu, “Amacımız emeğe saygısızlık değildi” dedi. Projenin amacına ulaştığını söyleyen Ağaoğlu, ‘Bir reklamda tekrar oynar mısınız?’ sorusunu da “Para veren olsa kendi reklamımda da, başkasının reklamında da oynarım” diye yanıtladı.

Başbakan’dan yardım istesem 3 milyon $’lık arabam olmaz


Ağaoğlu Maslak 1453 projesinin Dubai’de yapılan lansmanı öncesinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile randevulaşan Ağaoğlu, bu görüşmenin yardım isteme amaçlı olup olmadığı sorusunu da esprili bir üslupla yanıtladı. Erdoğan’ı proje ve sektör ile ilgili olarak bilgilendirdiğini ve fuara davet ettiğini belirten Ağaoğlu, “Yardıma ihtiyacım yok, ziyarete 3 milyon dolarlık araba ile gittim. Önce arabanı sat der bana o zaman. En ufak bir talebim olmadı, olmaz da. Zaten Başbakan da bu tür işlerle ilgilenmez” diye konuştu. Bir gazetecinin ‘Şişli Belediye Meclis Üyesi Dursun Çaltı’nın Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’e rağmen Başbakan’ın devreye girerek ruhsat verildiği iddiası’nı hatırlatması üzerine Ağaoğlu, “Bu kuyruklu yalanı söyleyeni iddiasını ispat etmeye çağırıyorum. Dursun Çaltı’nın bence ateşi çıktı, rüya gördü” dedi.

1.2 milyar liralık satış yapıldı, iptal ve itiraz yok

Projenin iki etabındaki 2 bin 700 konutu 15 Ekim’de satışa çıkardıklarını ve 1 aylık sürede 2 bin 100 konutun satışının yapılarak parasının Emlak Konut’a yattığını belirten Ali Ağaoğlu, “Peşin satışın yapılması projeye duyulan güveni gösteriyor. 100 konutun da şu anda işlemleri sürüyor. Herhangi bir satış iptali veya itirazı bulunmuyor” diye konuştu. Emlak Konut GYO Genel Müdürü Murat Kurum ise, “Ağaoğlu Grubu’nun ihaleyle verdiği satış taahhüdü 3 milyar 250 milyon liraydı, bize taahhüt edilen tutar da 1 milyar 150 milyon lira. Projeden 144 adet de yabancıya satış oldu. İnşaat da yüzde 28 seviyesinde” dedi.

Ağaç kesmedim, 3-4 ağacı satış ofisine ‘naklettim’


Projede ağaç kestiği iddialarını kabul etmeyen Ali Ağaoğlu, “Bir büyük ağaç sökme makinasıyla 3-4 ağacı satış ofisinin önüne naklettik. Çevreci bir insanım, Bodrum’daki en büyük seralardan biri benim. 100 milyon doların üzerinde bir yatırımla bitki yetiştiriyorum. İnsanların çevreye duyarlı olmasına saygı duyuyorum ancak bu duyguları yanlış yönlendirenler var. Aksi yayınlar için hakkımı ben de hukuki seviyede arayacağım” açıklamasını yaptı. Proje alanında bir binanın yıkıldığı ve burada oturanların evsiz kaldığı iddiasını yanıtlayan Emlak Konut GYO Genel Müdürü Murat Kurum, “Bu devletin tapulu arazisine gelen bir işgalciyle mahkemeye taşınmış bir konu. Mahkeme kararıyla, hukuki izinle yıkım gerçekleşmiştir, enkaz bedeli kendisine zaten verilecektir” dedi.

Planlara itirazla Türkiye’yi gecekondu başkenti yaptılar

Arazinin eğimli olmasının ve altyapısında dolgu olmasından ötürü inşaat yapılamayacağı gerekçesiyle yapılan plan itirazlarını değerlendiren Ağaoğlu, “Arazinin yukarısından aşağısına 75 metre kot farkı var. Burasını Milli Savunma Bakanlığı atış poligonu olarak kullanıyordu. Dolgu var ancak inşaat yapılabiliyor. Dubai’de deniz üzerinde gökdelenler yapılıyor. Biz İstanbul Teknik Üniversitesi onayı ile burada 4 milyon metreküp hafriyat yaparak sağlam zemine ulaşma çalışması yürütüyoruz” diye konuştu. Ağaoğlu, “Sivil toplum örgütleri, toplumu yanlış yönlendiriyor. Her yapılan plana itiraz ederek Türkiye’yi gecekondu başkenti yaptılar. İtirazlar yapılıyor, ancak şöyle olmalı diyen yok. Bu görüşlerin altında başka bir şey aramak lazım.”