Gazete Vatan Logo

'Böyle gelmenin alemi yok'

Davul zurnayla Taksim'e çıktılar

Hak-İş Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Toruntay ve beraberindekiler, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü çerçevesinde Kazancı Yokuşu’na karanfil bıraktı, Taksim Anıtı’na çelenk koydu.

Toruntay ve beraberindeki yaklaşık 20 kişilik grup, Taksim Gezi Parkı tarafından meydana girdi. Üzerinde "Yaşasın 1 Mayıs Hak-İş” yazılı kırmızı karanfillerle süslenmiş çelenk taşıyan grup, davul ve zurna eşliğinde Kazancı Yokuşu’na yürüdü.

"Yaşayın 1 Mayıs" yazılı büyük bir pankart açan sendikalılar, "Yaşayın 1 Mayıs", "Yaşasın işçilerin birliği", "Taşerona son", "Herkese güvence yaşasın kadro" şeklinde sloganlar attı.

Kazancı Yokuşu’na karanfil bırakan grup, daha sonra Taksim Cumhuriyet Anıtı’na geçti.

Anıta çelenk bırakan grup, saygı duruşunda bulundu ve İstiklal Marşı’nı okudu.

Törende, daha sonra Hak-İş’in 1 Mayıs bildirisi okundu.
Hak-İş’in bugün Taksim’de, Karabük’te, 81 ilde, Türkiye’nin her yerinde alanlarda olduğu belirtilen bildiride, bugün ülkenin işçileri, kamu çalışanları, emeklileri, işsizleri, yoksulları, kadınları, gençleri, engellileri ve sivil
toplum kuruluşları olarak tüm dünya emekçilerinin dayanışma içinde 1 Mayıs’ta alanlarda olduğu kaydedildi.

Haklar, özgürlükler, demokrasi, saygın bir iş, baskısız, insan onuruna yaraşır bir yaşam içinde bir araya gelindiği vurgulanan bildiride, şu ifadelere yer verildi:

"Daha özgür, daha müreffeh, demokratikleşmeyi tamamlamış bir Türkiye için alanlardayız. Ülkemizin bugünü ve geleceği için, bütünlüğü ve insanlarımızın birlik, beraberlik ve kardeşliği için, Türkiye’deki anneleri ağlatan sorununun çözümü için alanlardayız ve çözüm sürecini destekliyoruz. Bizler sosyal barış, sosyal adalet, eşitlik ve sendikal haklarımız için, taşeronlaşmaya ’hayır’ dediğimiz için, geçici ve mevsimlik işçilerin kadroya alınması için, kamuya
kadrolu işçi alınmasını istediğimiz için, iş kazalarının, güvencesiz, esnek ve kuralsız çalıştırmanın, taşeronlaştırmanın sona erdirilmesi için, işsizliğin
azaltılması ve düşük ücret politikasına son verilmesi için, kayıt dışı çalışmanın sonlanması, örgütlenen işçilerin işten atılmaması için, iş inayetlerinin son bulması için, sendikalar ve toplu iş sözleşmesi kanunundaki barajların ve
kısıtlamaların kaldırılması için, kısıtsız sendikal hak ve özgürlük talebimiz için alanlardayız. 12 Eylül ve 28 Şubat başta olmak üzere tüm antidemokratik süreçlerde oluşan mağduriyetlerin giderilmesi için alanlardayız. Biz özgürlükçü, katılımcı, sivil ve demokratik bir anayasa için, inanç ve düşünce özgürlüğü için sesimizi yükselterek alanlardayız."

Kıdem tazminatı hakkının korunması, örgütlenmenin önünün açılması, taşeronlaşmadan esnek, kuralsız ve güvencesiz çalışma biçimlerinden vazgeçilmesi isteminin yer aldığı bildiride, şu talepler sıralandı:

"İşsizlikle etkin mücadele, insan onuruna yaraşır, saygın iş, eşit işe, eşit ücret istiyoruz. İşsizlik Sigortası Fonu’nun amacı dışında kullanılmasına karşı çıkıyoruz. Sağlık ve sigorta alanındaki haklarımızın güçlendirilmesini
istiyoruz. Asgari ücretin insan onuruna yakışır olmasını, vergi adaletsizliğinin giderilmesini, iş cinayetlerinin önlenmesini, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin artırılmasını, taşeronlaşma ve kayıt dışının engellenmesini, kamuya kadrolu işçi alınmasını, özelleştirmelerle sosyal yıkımların yaşanmamasını, toplu pazarlık ve örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasını, din, vicdan ve düşünce özgürlüğünün toplumun tüm kesimlerine hakim kılınmasını istiyoruz.

Doğal yaşam ve ekolojik çevrenin korunmasını, çalışanlara yönelik şiddet ve mobbingin önlenmesini, Aile Yardımı Sigortası’nın kurulmasını, kadına yönelik şiddetin engellenmesini, istihdamda kadın ve gençlere daha çok yer verilmesini, annelik hakkının korunmasını, kreş ihtiyacının karşılanmasını, tüm çalışanlar için ebeveyn izni düzenlemesi yapılmasını, engellilerin toplumsal yaşama eşit bireyler olarak katılmasının sağlanmasını talep ediyoruz. Herkesin barış içerisinde huzur ve güven ortamında birlik ve beraberlik içerisinde yaşadığı bir Türkiye, Ortadoğu, Afrika ve Asya başta olmak üzere tüm dünyada halk idaresine
dayalı demokratik, katılımcı, çoğulcu yönetimler istiyoruz."

Hak-İş Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Toruntay ve beraberindekiler, daha sonra Taksim Meydanı’ndan ayrıldı.

'DAVULLA ZURNAYLA BURAYA GELMENİN ALEMİ YOK'

CHP İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi, Kazancı Yokuşu’nda gazetecilere açıklama yaptığı sırada davul ve zurna eşliğinde alana giren Hak-İş heyetine tepki gösterdi.

Süleyman Çelebi, gazetecilere yaptığı açıklamada, "Davulla zurnayla buraya gelmenin bir alemi yok. İnsanlar gaz yerken, darp edilirken, bir kaç kişi buraya çiçek koyarak, sözüm ona ’anma var’ diyemez. Çok net söylüyorum; şu anda davul çalarak, eğlenilecek bir şey yok. Bu yaptıkları kendilerini tatmin etmiş olabilir ama 1 milyon insan için bir şey ifade etmez. Kimse anılmış olmaz" ifadelerini kullandı.

Taksim Meydanı’nın işçilere kapatılmak istendiğini savunan Çelebi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın "Biz verdik, biz aldık" mantığıyla hareket ettiğini söyledi.

Çelebi, "O vermedi, burayı mücadele ile elde ettik ve yine mücadele ile elde edeceğiz. Bunun bedelleri var. Daha önce de bunları yaşadık. 2007-2008’de de yaşadık, AİHM de Türkiye’yi bu konuda cezalandırdı. Bugün yaşananlar insanlık dışı ve kabul edilebilir değil" dedi.

Daha sonra Hak-İş temsilcilerinin yanına giden Süleyman Çelebi, "Buraya gelmeniz anlamlı. Ama şu an herkes gaz ve tazyikli su altında. Böyle davulla zurnayla anma yapmayın. Bırakın milletvekili kimliğini bir eski sendikacı olarak
bunları sizden rica ediyorum" diye konuştu.

Gruptan bazı kişiler de Çelebi’ye tepki gösterdi.

Haberin Devamı