Gazete Vatan Logo

Yüksek teknolojinin tıpta kullanımı

Uzmanlarından robot yardımlı jinekolojik ve jinekolojik kanser ameliyatlarına dair bilgiler...

Tıbbın tüm alanlarında olduğu gibi, kadın hastalıklarında da operasyonlara çığır açacak neticedeki gelişmeler, ileri düzey ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de yaygın olmasa da gerçekleştirilmektedir. Son yıllarda ABD başta olmak üzere gelişmiş ülkelerde kadın hastalıkları alanında operasyonların en üst düzey teknoloji ile yapılması, gerek tıbbi açıdan ve gerekse hasta memnuniyeti açısından oldukça yüzgüldürücü sonuçları beraberinde getirmiştir.
Robotik cerrahi olarak bilinen cerrahi yöntemi jinekoloji alanında hastanın karnına 10-20 sm gibi büyük bir kesi yapılmadan, 1 cm ve 5 mmlik küçük kesilerden yerleştirilen kamera ve cerrahi alet çubuklarıyla bu operasyonlar gerçekleştirilmektedir. Robotik cerrahi değişik branşların hepsinde laparoskopiyle yapılabilen tüm cerrahi işlemleri gerçekleştirebilmektedir. Dolayısıyla halkımızın kapalı ameliyat diye bildiği tüm operasyonlar robotik cerrahi ile yapılabilmektedir. Bunlar arasında genel olarak prostat ameliyatlarından kalp damar ameliyatlarına, safra kesesi ameliyatlarından kadın hastalıkları ameliyatlarına kadar geniş bir yelpaze sıralanabilir. Aslında artık halkın da aşina olduğu ve kapalı ameliyat olarak nitelediği laparoskopi işleminin teknolojik olarak en üst basamağı olan robotik cerrahi yönteminde, laparoskopide olduğu gibi hastanın karın boşluğu içine küçük kesilerden giren mekanik kol ve aletler ve de en önemlisi 3 boyutlu bir görüntü sağlayan bir kamera yardımıyla laparoskopiye göre çok daha fazla keskin görüş, müdahale ve işlem imkanı sağlanmaktadır. Robot olarak anılan cihazın başında oturan cerrahın tüm el hareketlerini birebir olarak içerdeki robot eline aktaran ve büyütme özelliği sayesinde cerraha daha keskin ve yakından bir görüntü sağlayan bu yöntemde cerrahi daha etkili, kolay ve hastaya daha az sıkıntı verecek şekilde yapılabilmektedir.

“Minimal invazif cerrahi” olarak isimlendirilen ve çağımızın yeni cerrahi akımı olan uygulamalar bütününde amaç, hastanın sağlığı için gerekli cerrahiyi çevre dokulara en az zarar vererek ve mümkün olduğunca organları koruyan bir yaklaşımla yapmaktır. Bu hastanın yararına olduğu kadar cerrahinin başarısı ve yan etkilerinin azlığı açısından da önemlidir.

Hastanın karın boşluğunu küçük kesilerden giren bir kamera ve birkaç cerrahi alet çubuğu sayesinde hastanın karnında büyük bir ameliyat yarası olmamakta, ameliyat sonrası iyileşme ve normal yaşama dönme çok daha hızlı ve kolay olmaktadır. Laparoskopinin de avantajı olan bu durumun robotik cerrahideki gelişmiş durumu ise cerrahın ameliyat ettiği bölgeyi yakından, 3 boyutlu ve en ince ayrıntısına girerek görebilmesi küçük sinir ve damarları ayırt edebilmesi ve koruması, açık cerrahide cerrah elinin ve aletlerin giremeyeceği ya da çevreye zarar verebileceği durumlarda bile adeta yapay bir el gibi çalışan robot cerrahın elinin dışarıdaki hareketlerini birebir hassasiyette içeriye aktarmakta ve ameliyatın mükemmel olmasını sağlamaktadır. Robot kolunun içerdeki sınırsız hareket yeteneği, aynı anda birkaç cerrahi alet fonksiyonunu yerine getirmesi, çok daha az kanamaya yol açması ve iyileşme sürecinin daha kısa olması robotik cerrahiye yönelinmesinin asıl nedenlerindendir. Hastanede kalış süresinin çok kısa olması ve çok erken dönemde ( yalnızca birkaç gün) normal fonksiyonlarına kişinin kavuşması beraberinde günlük yaşama ve iş hayatına da dönüşü çok hızlandırmaktadır.

Yukarıda da özetlendiği üzere bu yöntemin ana avantajlarını küçük (santimetre düzeyinde) kesilerden gerçekleştirilmesi ve böylece hem yara iyileşmesi kolaylığı, fıtık oluşumunun olmaması, estetik kaygılara yanıt vermesi, hastanın normal hayatına dönmesinin çok daha kısa ve kolay olması söylenebilir. Diğer bir avantajı ise cerrahın açık cerrahi ya da laparoskopiye göre çok daha net ve yakın gördüğü ameliyat bölgesine hakimiyeti ve operasyonun daha etkin yapılmasıdır, bu aynı zamanda daha az komplikasyon daha az çevre doku hasarı ve daha kesin hasta yararı demektir.
Dünyada kullanılmaya başladıktan bir süre sonra bu robotik cerrahi cihazları ülkemizde de kullanıma girmiştir. İletişim ve teknoloji çağının en güzel tarafı belki de tıp alanında kendini göstermektedir. Robotik cerrahinin dünyada kullanıma başlanma zamanı ile ülkemizde kullanılması arasındaki zaman farkı göz ardı edilebilecek kadar az bir süreye tekabül etmektedir. Şu anda ülkemizde de dünyadaki örnekleri gibi rahimden myom çıkarma ameliyatları (myomektomi), yumurtalık kistlerinin çıkarılma ameliyatları (over kisti), rahimin alınması (histerektomi) ve en önemlisi olarak sayabileceğimiz jinekolojik kanser ameliyatlarını sayılı ve sınırlı merkezlerde gerçekleştirmekteyiz. Jinekolojik ameliyatların çoğunu artık robot yardımıyla gerçekleştirip, çok daha sağlıklı ve yüz güldürücü sonuçlar almaktayız. Bu, bir taraftan hastalarımız bir taraftan da biz jinekolog-onkologlar için mükemmeliğin zirvesini yakalamak açısından çok çok önemlidir.

Sevgili okurlar, dikkatinizi çekmek istediğimiz bir konu da "operasyonu robot yapıyor" endişenizdir. Asla böyle birşey doğru değildir. Operasyonu doktor yapmakta ve robotu kullanarak, robottan faydalanarak ameliyatı gerçekleştirmektedir. Robotla operasyonu gerçekleştirmenin diğer klasik cerrahi yöntemlere göre riski ne ölçüdedir şeklindeki sorunun cevabı ise; kesinlikle bilinen klasik yöntemlere göre riskleri, komplikasyon oranları daha düşüktür şeklinde olacaktır.

Tüm bunların ışığında robotik yöntemle yapmakta olduğumuz tüm jinekolojik ameliyatlar tıpta adeta bir devrim niteliği taşımaktadır. Bugün için ülkemizde her nekadar sınırlı sayıda hekim tarafından gerçekleştirilse de gelecekte yaygın olarak kullanılacağı apaçık bellidir.
Nice sağlıklı günler temenni ederiz...

Prof. Dr. İlkkan DÜNDER
Doç.Dr. Cem Murat BAYKAL
Florence Nightingale

Haberin Devamı