Japon ev kadınlarının kapısını Moody’s araladı

Haberin Devamı

Akbank Genel Müdür Yardımcısı Hülya Kefeli, “Moody’s’in not artışı 16 trilyon dolarlık varlığa sahip Asyalı fonların Türkiye’ye ilgisini artıracak. En az iki yatırım yapılabilir not isteyen Japon ev kadınlarına, TL cinsi tahvil ihraç edebileceğiz” dedi.

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in artışıyla Türkiye artık iki adet “yatırım yapılabilir” nota sahip ülke konumuna geldi. Moody’s’in kararı özellikle büyük devlet ve emeklilik fonlarının Türkiye’ye yatırım yapmasının önünü açacak. Çünkü bu tür fonların para yatıracağı ürünün 3 büyük derecelendirme kuruluşundan en az ikisinden yatırım yapılabilir nota sahip olması gerekiyor. Akbank Uluslararası Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Hülya Kefeli Mooyd’s’in not artışıyla birlikte özellikle 16 trilyon dolar büyüklüğünde fona sahip olan Asya ülkelerinin Türkiye’ye daha fazla yöneleceği görüşünde.

Türkiye’ye büyük ilgi var

Türkiye’de yatırımlarını artıracaklar arasında sadece büyük fonlar yok, Japon ev kadınları da var. Faizin sıfır olduğu Japonya’da ev kadınlarının ucuza borçlanıp Türkiye gibi göreceli olarak daha yüksek getiri vaadeden ülkelere yatırım yaptıklarını hatırlatan Kefeli, “Japon ev kadınları bu tür yatırımları şimdiye kadar ağırlıklı olarak Avrupalı bankalar aracılığıyla yaptı. Çünkü bu bankaların çıkardıkları TL cinsi tahvillerin kredi notları ‘yatırım yapılabilir’ seviyedeydi. İkinci yatırım yapılabilir notu almamızın ardından Türk bankaları da çıkaracakları TL cinsi tahvilleri artık Japon ev kadınlarına satabilir hale geldi. Akbank olarak biz de o piyasaya bakıyoruz” dedi.

Kefeli, son dönemde Asya’nın Türkiye’ye olan ilgisinde ciddi bir artış olduğunu belirterek şunları söyledi: “Akbank olarak yaptığımız tahvil ihraçları için yurtdışında çok sayıda yatırımcı ile görüştük. Bu görüşmelerde Akbank’ı ve Türkiye ekonomisini anlatmıyoruz. Onlar bizi çok iyi biliyor. Artık yatırımcılar kendilerini bize anlatmaya başladı. Dışarıda yatırım yapacak inanılmaz likidite var.”

BORÇLANMANIN OSCARI AKBANK’IN

Akbank, Euroweek tarafından düzenlenen Borçlanma İşlemleri ödüllerinde (Bond Awards) 3 birincilik aldı. Dünyanın önde gelen bankaları ve şirketlerinden 400’den fazla üst düzey yöneticinin katıldığı ödül galasında Akbank, gelişmekte olan ülkelerdeki devlet hazineleri, banka ve firmaların aday gösterildiği oylamada en çok oyu toplayarak “Tüm Gelişmekte Olan Ülkelerin En Başarılı Borçlanan Kuruluşu” seçildi.

Akbank aynı zamanda, gelişmekte olan ülkelerdeki finansal kuruluşlar arasında da en yüksek oyu toplayarak “Tüm Gelişmekte Olan Ülkelerin En Başarılı Borçlanan Finansal Kuruluşu” ödülünü de kazandı. Akbank Uluslararası Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Hülya Kefeli ise en çok oyu toplayarak “Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika’nın En Başarılı Borçlanma Yöneticisi” ödülüne layık görüldü. Kefeli de bu ödülü alan ilk Türk bankacısı oldu.

Borçlanmalarda maliyet düşecek

Hülya Kefeli, not artışının bankalar için de yepyeni fırsatlar açacağını belirterek “Borçlanma maliyetlerinde düşüş sürecek. Yeni ürünlerle yeni piyasalara erişimimizi kolaylaştıracak. Ülkemize giren kısa vadeli spekülatif para yerini artık yatırım amacıyla gelen daha uzun vadeli para girişlerine bırakacak ve bu gelişme ülkemizin uzun vadeli büyümesini pozitif etkileyecektir” dedi.

Türkiye artık şampiyonlar liginde

Moody’s den gelen nor artışının Türkiye’nin şampiyonlar liginde olduğunu tasdik ettiğini söyleyen Hülya Kefeli, bu başarıların arkasında Türk ekonomisinin ve bankacılık sektörünün yüksek performansının da yer aldığını belirtti. Kefeli, “Türk bankaları ve şirketleri 7-10 yıl vadeli ihraçları uygun maliyet seviyelerinden rahatlıkla yapabilmektedir. Dün borç aldığımız IMF’e bugün borç veren konumuna geldik. Türkiye şampiyonlar ligindedir” değerlendirmesini yaptı.

Mevduat dışı borçlanmada sınır yüzde 10-12 olmalı

Son dönemde bankaların tahvil ve bono ihraçlarının hızlandığının altını çizen Hülya Kefeli, yine de mevduatın ana finansman kaynağı olmaya devam edeceğini belirtti. Kefeli, “Mevduat bankalar için ana finansman kaynağı olmak zorunda. Çünkü bono ve tahvil ihraçlarından sağlanan kaynağın devamlılığı değişen konjonktürden etkilenebilir. Dolayısıyla toplam fonlama içerisinde bono ve tahvil ihraçlarının payı en fazla yüzde 10-12 olmalı. Bu oran sektörde şu an yüzde 4’ler civarında. Zaten Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) sadece bu konuda değil tüm alanlarda sektörü çok yakından izliyor” diye konuştu.

DİĞER YENİ YAZILAR