Gelir mi, harcama mı?

2004 Genel ve Katma Bütçe Kanunu Tasarısı, geçen hafta içinde parlamentoya sunuldu. Tasarı ile ilgili bazı analizleri sonraki yazılarımıza bırakıyoruz

Haberin Devamı

Herkesin geçtiği köprüden sen de geç.
Anonim

2004 Genel ve Katma Bütçe Kanunu Tasarısı, geçen hafta içinde parlamentoya sunuldu. Tasarı ile ilgili bazı analizleri sonraki yazılarımıza bırakıyoruz. Bugün ise, bütçelerin şekillenmesinin temelini oluşturan gelir ve harcamaların hangisinin üzerinde daha fazla durulması gerektiğini ortaya koymak istiyoruz.

Kamu harcamaları, kamu maliyelerinin günümüzdeki en önde gelen sorunlarındandır. Fransız Millet Meclisi başkanlığında Mecliste temsil edilen partilerin temsilcilerinden oluşan bir çalışma grubu, "Kamu Harcamalarında Etkinlik ve Parlamenter Denetim" konusunu incelemiş ve çalışmasını 1999'da tamamlamıştır. Belki ülkemizde de bu tür bir çalışmanın yaptırılmasında yol gösterici olabilir düşüncesiyle, raporun önsözündeki, Türkiye'deki durumla benzerlik gösteren ifadelerden birkaç alıntıyı aktarmak istiyorum...

* "Kamu kaynaklan kıt olmasına rağmen otuz yıldan beri Fransa'da kamu harcamaları sürekli artmıştır. Bu artışın gerektirdiği ihtiyaçları karşılamak üzere de vergi ve zorunlu kesenekleri artirmak kaçınılmaz olmuştur. Bundan böyle sözü edilen algılan istenen şekilde artırmak pek mümkün olmayacaktır. Çünkü vatandaşlar ödedikleri vergilerin karşılıklarını alamadıkları, yani kamu hizmetlerinden ödedikleri vergilerle orantılı şekilde yararlanamadıkları hissine kapılmaya başlamışlardır. Bu nedenle bundan sonra, daha az vergi almak için nasıl daha iyi harcama yapılabilir sorusuna cevap aramaktan başka çare kalmamıştır.

Bu rapor, esas olarak iki ana sonuca ulaşmıştır.

* Daha iyi harcama için, Meclislerin hem harcamaları ve kaynakları hem de bunların etkinliğini gerçek anlamda denetlemesi gerekir. Bunun için de değerleme ve denetim, parlamentonun bütçe faaliyetinin merkezine yerleştirilmelidir.

* Parlamentonun değerlendirme ve denetim misyonları güçlendirilerek, Devletin işleyişinde uzun zamandır engellere takılıp duran konuların daha radikal bir şekilde çözümünü sağlamaktır."


Bu kısa ifadeler, Türkiye'deki durumu yansıtır gibidir. Türk vergi sistemi ve vergi uygulaması, gerçek bir değişimi gerektiriyor. Kamunun her kaynağa ihtiyacı olduğunda, vergicilik ilke ve düşünceleriyle bağdaşmayan düzenlemeler getirmek yerine, vergileme anlayışına uygun önlemler alma yoluna gitmek kaçınılmazdır. Öte yandan da harcamalan düzene kavuşturmak gerekiyor. Çünkü, Türk kamu maliyesindeki esas tümör, harcamalar alanındadır.

Günün ihtiyaçlarını karşılayamayan 76 yıldır yürürlükteki 1050 sayılı Bütçe Kanunu yerini, yakında yasalaşması beklenen Kamu Mali Yönetimi ve Denetimi Kanunu'na bırakmak üzeredir. Kimi tartışmalı unsurlarına ve en önemlisi, denetimi parlamentonun merkezinde odaklaştırmıyor olmasına rağmen yine de tasarının getireceği yenilikler, çağdaş ve olumlu görülmektedir.

Ancak, kanunun uygulamadaki başarısı, kamu çalışanlarının yenilikleri benimsemesine bağlıdır. Genelde kamu çalışanlan ise, statükoyu koruma ve yenilikleri benimsememe eğilimindedir. Ayrıca, uygulamanın sonuç vermesi zaman alacaktır. Bu konunun ise zaman kaybına hiç tahammülü yoktur. Bu nedenle, Fransa'da olduğu gibi TBMM'ce ayrıca, kamu harcamalarındaki diğer dar boğazları belirlemek ve özellikle devleti küçültme yönünde gerekli calışmalan yapmak üzere bir çalışma grubu oluşturularak rapor hazırlattırılması ve rapor doğrultusunda harekete geçilmesinde yarar vardır.

DİĞER YENİ YAZILAR