“2020 fragmandı. Film 2021’de başlıyor” demiştik. O halde 2022 olay akışını anlamaya başlayacağımız, süreçte içinde bulunduğumuz konunun özünü kavrayacağımız bir yıl olacak. Çünkü, jenerasyon gezegenlerinden Neptün takım yıldız değiştirmeye hazırlanıyor. Bu demek ki, artık büyük ve kangren olmuş bir şey sona erecek ve bir köprü kurulacak. Neptün, Kova takım yıldızından çıkıp, Balık takım yıldızında ilerlemeye başlayacak.
Hadi yakın tarihe göz atalım… Yıl 2009 – Neptün Kova Takım Yıldızı’na giriş yaptı. Apple bugünün temeli olacak Iphone cihazları üretmesiyle, tüm dünya çocukları aynı oyunları oynamaya başladı, aynı dili konuşmaya evirildi. Beraberinde tüm dünyada iletişim alanı başta olmak üzere teknolojide globalleşme adına devrim niteliğinde keşifleri ve gelişmeleri başlattı. Üstelik gelişim süresi bundan önceki 50 yıla eşdeğer bir 12-13 yıla bedeldi. Birleşme ve bütünleşme enerjisi teknolojinin kullanıldığı her alanda aktifleşti.
2022 Ekim’de Neptün’ün Balıklar Takım Yıldızı’na geçişi ile, yaşadığımız hızlı teknoloji ve iletişim alanındaki gelişmeleri daha da çoğaltacak hatta 2025 yılında neredeyse tüm dünya insanlarının kullanımı başlayacaktır. Evet arada sadece 3-4 yıllık bir süreçte belki de Metaverse sürecini ya da bu tarzda yaşam ağına adım atacağız.
Yeni, uzaklık algısını ortadan kaldıran iletişim alanındaki birleşme döngüsüne, yaşam alanlarındaki dönüşüm de eşlik edecek.
Genel anlamda Neptün üst yeteneklerimiz, en iyi yaptıklarımız, en derinde olanlarımızdır. Uyum, yaratıcılık, sanatın en üst oktavıdır.
Kova arketipi ise 2022 yılında hem Neptün’ün, hem de Jüpiter’in geçişini ağırlıyor. İsyanların, ayaklanmaların, devrimlerin, göçlerin, teknolojinin zirve yapacağı bir yıl olacağını çıkarabiliriz.
Diğer yandan aslında 2022 yılı 30 Nisan ayında Koç’taki Güneş Tutulması ile başlayacak. Adeta reset etkisi yapacak bu yıl başlangıcı, her şeyi aniden ve plansız yaşayacağımızın ifadesi. Mücadelenin, gerginliğin, köklü ve uzun yıllar etkisi sürecek başlangıçları yaşamaya şimdiden kendimizi hazırlamak yerinde olacaktır.
‘Doğrunun milyonlarca yüzü vardır, ancak gerçek tektir.’ Herman Hesse…
Bir şey, aynı anda hem doğru hem de gerçek olabileceği gibi, hem yanlış hem de yine gerçek olabilir. Ancak bir şey sadece ya gerçektir ya da değildir. Daha basit bir ifade ile, doğru, "bilginin”, gerçek ise "varlığın" kategorisidir. Diyelim ki; elimizde bir kalem var. “Var” ise yani tüm somut kanıtlar kalemin varlığını ispatlıyorsa bu gerçektir. Ancak kalemin rahatlığı, durduğu yer, yazı performansı gibi bilgiler kullanıcıya göre değişkenlik gösterir. Elleri nasırlı bir kişi için ucundaki kenarlar acı verdiği için rahat kullanım olanağı vermezken, çok yazı yazmayan kişi ergonomik olabilir. Veya, yukarıdan bakan gözlemci için masanın sol köşesinde duruyorken, 2 metre uzaktan bakan gözlemci için görünmüyor olabilir. Neticede değişmeyen gerçek kalemin varlığıdır. Yani uzaktan bakan gözlemci görmüyor diye kalemin olmadığı söylenemez. Vardır. Var ise gerçektir.
Doğrusunu isterseniz, gökyüzüne bakanlar için de durum aynen böyledir. Astronomi ve uzay bilimlerini konunun dışında bırakarak, biz astrologlar da gökyüzüne farklı farklı yerlerden bakıyoruz. Kimimiz dünyadan, kimimiz güneşin üstünden, kimimiz tutulma akslarından ve kocaman uzay boşluğundan kimimiz herhangi bir yerden…
Dolayısı ile astrolojik analizleri okurken farklı ekoller (bakış açıları), farklı gezegen yerleşimleri ile karşınıza çıkabilir. Bu durum başlangıçta yoğun bir kafa karışıklığı yaratsa da, gerçek doğru arasındaki faka tekrar göz atmanızı tavsiye ediyorum.
Ben ve birlikte yürüdüğümüz Astrolomi Ekolü gerçek gökyüzü dizilimini kıstas alarak analizlerimizi hazırlıyoruz. Sonuçları bizi oldukça memnun ediyor. Peki bu gerçek dizilim ve hareket döngüsünde ne var ne yok?
Öncelikle retro yok… Evet güneş sisteminde gezegenler ve cüce gezegenler retro hareket denilen geri gitmeni eylemini yapmazlar. Astrolomi Ekolünde de retro hareket yoktur. Sadece miladi takvime göre belirli periyotlarda, iki gün kadar S (es) adını verdiğimiz yavaşlama hareketini gerçekleştirirler. İkincil olarak burç diye bir şey yoktur. Takım yıldızlar vardır. En çok öne çıkan diğer konu ise, aslında ana burç dediğimiz şey de gerçek değildir. Böyle bir şey yoktur. Klasik, modern ve daha birçok astroloji ekolünde, doğduğunuz gün dünyadan güneşe bakıp, güneşi hangi takım yıldızının önünde görüyorsak kişinin o burç olduğu kabul edilir. Fakat durum bu olsaydı dünyada genel notalarda 12 tip insan olmalıydı. Ayrıca tanımları okuduğunuzda size sadece 100 maddelik özellik sıralamasından en fazla yüzde 30 ile 50 arasında özelliğin uyduğunu da fark edebilirsiniz. Ki bu oranı, herhangi bir şekilde gelişi güzel söylenmiş 100 cümle içinde de yakalayabilirsiniz.
Fakat Astrolomi Ekolü olarak biz dünyadan güneşe bakmıyoruz. Çünkü güneş değil, biz güneşin etrafında hareket ediyoruz. (Gerçekte elbette güneş sistemimizin bütüncül olarak hareketi var, ancak sistem içinde güneş dünyanın etrafında değil, dünya güneşin etrafında dönüyor.)
Bu yıl hepimiz için hem büyük şanslar ve fırsatlar, hem de kesin kararlar getiriyor... 02.01.2022 – TSİ 20.34’te Yay takım yıldızında 18 derecede gerçekleşecek yeni ay, bireysel haritalarında 3 derece Kova ve Aslan'da gezegeni, ayı, güneşi olan herkesi çok yakından ilgilendiriyor. Güzel olan bu Yay yeni ayının yükseleninin şans noktası ile kavuşumda olması. Bu şu demek… 3 derecede Aslan ve Kova'da gezegeni olanlar için şanslı bir ay başlıyor.
Dünya geneli ve ülkemize etkilerine baktığımızda;
-Alternatif yeraltı kaynaklarının oluşması, belirlenmesi, aynı zamanda bu kaynaklarda-madenlerde patlamalar, çökmeler olabilir.
-Ekonomik olarak bir ay boyunca lüks harcamaların artacağı bir dönem.
-Altın vb… değerli madenlerin keşfi..
-Sağlık sektörü ile ilgili davalar, kararlar..
-İş ve işçi hakları ile ilgili kararlar ve davalar..
Ay Güncesi! Mars Akrep’te… “Seni öldürmeyen şey, güçlendirir…” Öyle zamanlar gelir ki, gün içinde yapmamız gereken şeyleri yapmaya devam ederiz ama kocaman bir boşluk hissederiz. Aslında yolunda olmayan bir şey yoktur fakat kalbimiz hop oturup hop kalkar. Adeta üstümüzde bir öküz oturuyor hissi taşırız. Ve merak ederiz.
“Neler oluyor?”
“Ne olacak?”
2 Ocak 2022’de gerçekleşecek Yay Yeni Ay’ına günler varken, Mars’ın Akrep Takım Yıldızına girmesiyle ya tamam diyoruz, ya ölümüne devam ediyoruz. Mars’ın Akrepteki yolculuğu 23 Şubat 2022’ye kadar toplamda 53 gün sürecek. Akrep Takım Yıldızı haritalarınızda hangi evinize denk geliyorsa o ev konularında ruhumuz paramparça olana kadar dayanacağımız, savaşacağımız, acı çekeceğimiz, dönüşeceğimiz, sahip olduğumuz kaynakları daha verimli kullanabileceğimiz bir sado-mazo sürecine giriyoruz. Düşünün sırtımızda şaklayan bir kırbaç var ama biz gemiyi fırtınadan çıkarmak için tüm gücümüzle küreklere asılmaya devam ediyoruz.
Baştan belirteyim, kürekleri bırakanın gemisi batar… Tam güç ileriiii!!!
Diğer yandan; çok merak ettiğimiz, takıntı yaptığımız konu veya konularla ilgili gelişmeler yaşanabilir, unuttuğumuzu sandığımız anda bilgiler birden önümüze düşebilir.
Yeni yıla sayılı günler kalmışken, rüyalarımızın her geçen gün daha da aktifleşmeye başladığı bir döngüye girdik/giriyoruz. Bilinçaltımız; “Gel seninle şöyle bi adam akıllı konuşalım, şunları, bunları yapıyorsun ama aslında sebebi falanlar, filanlar…” demiyor maalesef. Bilinçaltımızın bizimle iletişim kurmak için kullandığı dil sembolizmdir. Ve bu sembolleri en çok rüyalarımız aracılığı ile dile, akla getirir. Rüyalarımızda ve günlük hayatımızda sıklıkla gördüğümüz – karşımıza çıkan ve tekrarlayan; aynı renk, aynı sayılar, aynı objeler, aynı isimler bize her zaman bir şeyler anlatmaya çalışır.
Bu sembollere; ezoterik, okültist ve spiritüel bakış açıları genel olarak ortak anlamlar yüklemeye çalışsa da, her birimizin doğduğu coğrafya, büyüdüğü aile, eğitim olanakları/olanaksızlıkları, tercihleri, genetik kodları büyük ya da küçük farklılıklar içerir. Sonuçta hiçbirimiz, diğerimizin aynısı olmayız, dolayısıyla her sembol, her birimiz için bambaşka anlamlarda zihnimizde görselleşir.
Kırmızı bir elma, X için anılarında mutlu bir akşam yemeği sonrasında babasının soyarak ikram ettiği meyve olarak babayı ifade ederken, küçük yaşlarda üzerinde elma desenli t-shirt giyen birisi tarafından zorbalığa uğrayan kişi için korku ya da çaresizlik olabilir.
Müzik de böyledir. Bir şarkıyı dinleyen farklı kişiler farklı ruh hallerinde, bağımsız tepkiler verebilir.
Astrolojinin de ana amacı, gökyüzünde kendi şarkılarının frekanslarını yayan gezegenlere, verilebilecek farklı tepkileri anlamaya çalışır. Çünkü gökyüzünün her zaman söylediği bir şarkı vardır. Asla birebir öncekilerle aynı olamayan, ama benzerlikler taşıyabilen…
Yani; Ay, bu gece itibariyle Başak Takım Yıldızı’ndaki ilerleyişini tamamlamak üzere… Biraz daha derinlere gideceğiz. Rüyalar anlamsız gibi görünse de, bize mutlaka anlatmaya çalıştığı mesajları almaya çalışalım. Özellikle, yakın gelecekle ilgili aldığımız kararların olabilecek sonuçları hakkında, zihnimizin ulaştığı çıkarımları bize sunabilir.
Tarihin başından bu yana; gökyüzünde birçok bilinmiş, tanınmış ve tanınmamış gök cismi kararlarımızı, ruhsal durumumuzu, tepkilerimizi etkiledi. Hikaye anlamı veren geçmiş zaman eki kullandım çünkü, biz astrologlar; bugünü anlamaya çalışıp, yarın hakkında tahminler yaparken geçmiş döngüleri araştırırız. Eğer Güneş Sistemimizde bulunan gezegen, astreoid ya da ışığı bize ulaşan sabit yıldızların belirli hizalarda kendilerini tekrar eden hareketleri varsa, benzer etkileri yaşayacağımızı varsayarız. Elbette bu varsayımları çağımıza uyumlu cümlelere dönüştürerek…
2019, 2020, 2021 yılları hiç de planda olmayan, hazırlıksız karşımıza çıkan birden çok olayı ve yaşam şeklini bizimle tanıştırdı. Tüm dünyaya etki eden büyük bir hastalık salgını ile başladı her şey…
Yalnızlaştık..
Kendi alanlarımızda hareket ve yaşamsal zevklerimiz kısıtlandı…
Ekonomik olarak eksildik, hatta bazı meslek grupları ağır bedeller ödedi…
Aile bireylerini daha yakından tanıma şansımız oldu…
Öğrenme kimimizde yavaşladı, kimimizde yoğunlaştı…