IMF'siz alternatif mi?

ABD'yle 'Irak pazarlığı'ndan sonuç çıkacak mı? Dolayısıyla, asker gönderme ve asker konuşlandırmaya ilişkin hükümet tezkeresi, Meclis'e sevkedilecek mi

Haberin Devamı

ABD'yle 'Irak pazarlığı'ndan sonuç çıkacak mı? Dolayısıyla, asker gönderme ve asker konuşlandırmaya ilişkin hükümet tezkeresi, Meclis'e sevkedilecek mi? Hafta boyunca bu sorulara yanıt beklendi. Hükümetin, siyasi, askeri, ekonomik kaygılarının tamamiyle giderilmesi şartı sık sık vurgulanmakla birlikte, ekonomik boyut, 'para pazarlığı' şeklinde giderek daha fazla speküle edilen konu oldu. Temel senaryo, savaş illâ ki olacaksa, Türkiye'nin ABD'ye sağlayacağı destek karşılığında maddi yardım alacağı üzerine kuruldu. Yani, bir şekilde, ABD'yle işbirliği yapılacağına kesin gözüyle bakıldı, günlerdir yaşanan karmaşaya rağmen, eninde sonunda, mutabakatın kaçınılmaz olduğu yönündeki algılama korundu. Bu doğrultuda, ABD'den sağlanacak yardımın miktarı ve nasıl formüle edileceği tartışılmaya başlandı. Rakamlar uçuşuyor gibi görünmekle birlikte, son durumda, en sık telaffuz edilen meblağ 26 milyar dolar, formülse, hibe ve veya bu hibenin bir kısmının (istenirse tamamının) krediye dönüştürülmesi olarak ön plana çıktı.

Derken, bu yardımın IMF'yle ilişkilendirilmesi yönünde ABD'nin ısrarı gündeme düştü. Devlet Bakanı Ali Babacan kesin bir tavırla 'Bunu duymak bile istemeyiz' dedi. Ve, hükümet, IMF koşulunu kabul etmiyor, öyleyse, ABD'den gelecek para, popülist politikalar için, diğer bir deyişle, mali disiplini gevşetebilecek şekilde kullanılmak isteniyor, kaygısı oluştu. Sayın Babacan'ın '2 sene sonra IMF'den kurtulacağız' derken tam olarak ne demek istediğini anlayamamış olabiliriz ama bu saatten sonra, tekrar para musluklarını açma niyeti olduğunu düşünmek abesle iştigaldir. Çünkü, kısa süre de olsa, hükümetin karşı karşıya kaldığı ekonomi gerçeğiyle, siyasilerin artık böyle bir imkânının kalmadığını çoktan anlamış olması gerekiyor. Zaten Sayın Başbakan da 'Diğer yönetimler ekonomide başarılı olamadıkları için gittiler' demiyor mu? Ayrıca, bu ana kadar uygulanan programla, büyük oranda bir yapısal değişim yaşandı. Şimdi geri dönmenin bedeli çok daha ağır olabilir. Ekonomistlerin dikkat çektiği bir diğer husus da; her ne kadar, Irak savaşının Türkiye ekonomisi üzerinde yaratacağı tahribat enine boyuna hesaplanıyor dense de, böyle bir konuda her zaman öngörülemeyen riskler olacağı akılda tutularak, ABD yardımının Türkiye'nin kayıplarını tamamıyla karşılayacağından emin olmak güç. Bu durumda, ABD'den alınacak yardımla, hem savaşın zararını, hem de IMF'ye borcumuzu kapatırız demek, zaten imkansız. Bu noktada, aklıma takılan bir boyutu daha paylaşmak istiyorum; Sayın Babacan'ın kullandığı ifadeler, aynı zamanda, yüksek bir özgüveni yansıtıyor gibi geldi. Bir anlamda, Türkiye mevcut ekonomi programını eksiksiz sonuçlandıracak, IMF'ye geri ödemelerini yapacak, alacak-verecek ilişkisinden 2 sene içinde kurtulacak ve tahminen IMF'siz bir alternatifi devreye sokacak. 'Bu senaryoya hepimiz inanmak isteriz ama daha önceki tecrübelerimizden dolayı, bunun nasıl olup da gerçekleşeceğine dair biraz daha fazla açıklamaya ve bu kısır döngünün aşılacağına ikna olabilmek için daha fazla icraata ihtiyacımız var!

DİĞER YENİ YAZILAR