Her iş insanı içindeki sanatçıyı her sanatçı da içindeki iş insanını keşfetmeli

Haberin Devamı

Ali Poyrazoğlu dolu bir insan. Sürekli yeniliyor kendini. Hayatı anlamak, keşfetmek, yenilenmek üzerine kurulmuş.

Ona ‘ünlü tiyatro oyuncusu’ diyerek söze başlamaya alışmışız. Bu kez öyle yapmayacağız. Poyrazoğlu yazıyor, oynuyor, yönetiyor, gençleri yetiştiriyor ve tam 20 yıldır iş dünyasına da eğitimler veriyor, kendisi de yurt dışında farklı eğitimlere gidiyor.

Onun markalaşmak, aşk markaları, lüks tüketimi, liderlik, ekip ruhu, inovasyonla ilgili söyledikleri sık sık kulağıma geldi ve bu kez kapısını ‘sanat’ için değil ‘iş dünyası’ için çaldım. Bu Pazar siz de Ali Poyrazoğlu’nun deyimiyle ‘hoş gelin dünyaya’ Büyük bir cesaretle kendinize yeniden başlayın!

Sanatçıların ticari zekasının olmadığı çok söylenir. Sizin ticari zekanız mı iyi?

Ben genellemelerden korkarım. Ticari zekası iyi olanlar da vardır. Sanatçıların bir kısmı bu işlerle uğraşmak istemez, başka kişilere yönettirirler işlerini. Eğlence endüstri işinde olanlar kendi markalarını da yönetmek zorundadırlar. Bence markasına süreklilik sağlayanların ticari zekası var. Marka olmayı başarmaktan çok marka kalmayı başarmak daha önemli. Ben eczacılık işi yaptım, ilaç işi yaptım. Yeşil Kabere’yi kurdum, TV şirketi kurdum, 350 bölüm dizi, 100 bölüm talk show yaptım. Tiyatrom var.

Ve çok uzun zamandır da şirketlere, çalışanlara ve yöneticilere yönelik eğitimler veriyorsunuz. Ne çok şapkanız var...

Birkaç disiplinde var olmak artık günümüzde geleceğe ve yaşama meydan okumanın bir yolu.

Günümüz insanı yaşamı boyunca dört mesleği denemeliymiş. Siz bu tanımlamaya uyuyorsunuz...

Zaman zaman ustalaştığımı düşündüğüm anda yeniden çırak olmaya karar veriyorum. İş yönetimi, inovasyon konusunda yurt dışında atölye çalışmalarına katılıyorum. Konferanslara gidiyorum. Çok uzun zaman gazete yazarlığı da yaptım. Okuyorum. Yazıyorum. Yönetiyor ve oynuyorum. İş dünyasına verdiğim eğitimler arasında olan Medici Efekt ve 6 Sigma adlı metotlar sürekli yenilenmeye, yaratıcı olmaya, işi ve kendini yeniden keşfetmeye yönlendiriyor. Geleceği tasarlamaya yönlendiriyor. Her iş insanı içindeki sanatçı yanı çıkarmalıdır.

Herkesin içinden sanatçı çıkar mı?

Her sanatçı içindeki iş insanını, her iş insanı da içindeki sanatçıyı keşfetmelidir. Herkes hayattan beyin zekası ve yürek zekasını dengeleyerek geçiyor.

Farkına varanlar bilinçli şekilde dengeyi sağlar.

Herkeste yaratıcı yan var mı?

Herkes dünyaya sanatçı olarak gelir. Şiirin, resmin, müziğin temelinde ritm kavramı vardır. Önce herkes annesinin kalp atışlarını dinler, sonra kendinin. Herkes sanatçı doğar, bunu hayatında dönüştürenler de vardır, ıskalayanlar da vardır. Ben bu şirket işlerine gireli çok oldu. eğitim, inovasyon, iyi takım gibi konularda uzun zamandır çalışıyorum. Binlerce insana konferans veriyorum.

20 yılda tam 600 bin kişiye konferans verdim

Kaç kişi, kaç şirket oldu?

Çok. Bazı şirketlerle uzun zamandır çalışıyorum. 600 bin kişiye konferans, seminer verdim. Ben de kendimi yeni baştan eğitiyorum bunu yaparken.

Esnek, dinamik bir iş dünyamız olduğunu düşünüyor musunuz?

Türkiye birçok hızlı değişimi ıskaladı. Sanayi devrimini ıskalamış bir milletiz. Durgun zihinsel hal ticaretin önünü keser. Türkiye’de yeni iş insanları bu durumu fark etti. Eski patronlar geride kaldı. Yeni kuşak çok farklı. Profesyoneller çağı başladı. Sürekli değişim ve yenilenme, markayı yeniden formatlamaya inandıkları için her gün her sabah iş yapma yöntemlerinin keşfedilmesinin önünü açtılar. Ben de onlara yardımcı oluyorum. İş hayatında sürekli devinime, değişime ihtiyaç var. Dünyadaki gelişim değişim kendini yeniden ölçme işini çalışanı ürününü yenileme dışında kalman mümkün değil.

Herkes hayattan beyin zekası ve yürek zekasını dengeleyerek geçiyor. Farkına varanlar bilinçli şekilde dengeyi sağlar.

Hızla giden trene vagon eklenir

‘Yenilenmiyoruz takipleşiyoruz’ deniliyor sık sık. Herkes birbiri takip ederse nasıl yenileneceğiz? Birbirine çok benzeyen markalar oluştu Türkiye’de de. Taklit de çok yaygın.

Bu yalnızca bizde değil her yerde var. Dünya böyle. Hızla giden trenin arkasına bir vagon eklemek yasak değildir. Bunu ciddi biçimde yapan devletler var. Çin her şeyin çakmasını yapıyor ve tüm dünyaya ihraç ediyor. Ülkelerin çoğu da bunları gümrüklerinden geçiriyor. Tutan bir iş başkalarını etkiler. Birisi bir damar keşfetmiş biz de o damardan ilerleyelim diyebilir.

‘İş, yaşam biçimi olmamalı’

‘İş yaşam biçimim’ diyenler çok. Bunların çoğu işkolik. Ve işsiz kaldıklarında bitiyorlar. İş insanın yaşam biçimi olabilir mi?

İş yaşam biçimim diyerek bu fikrin arkasında kendimizi kısırlaştırmamalıyız. Yetenek insanın bilinçaltındadır.

Bir şekilde ortaya çıkması ve yönetilmesi gerekir. İş yaşam biçimi olmamalı. Yaptığımız işi dünyaya karşı takındığımız tavrın içine koymalıyız. O zaman genç kalırız. Kendimizi yenileriz.

Aşk markalarını anlattınız daha önce. Türkiye aşk markaları nasıl yaratacak?

‘Aşk iki kişilik devrimci bir örgüttür’ diye yazdım. Aşk markaları konferansı çok ilgi gördü, ben de çok mutlu oldum. Aşk Markaları teorisini yazan kişi aşkla yürek işini birleşerek aşk markasını yarattığını, aşkla yola çıkılınca yürekten markanın yaratıldığını söylüyordu. Ben ise buna karşıyım. Ben zihinde tasarlananların gönül süzgeçinden, gönülden gelenlerin de zihin süzgeçinden geçirilerek aşk markası yaratacağını düşünüyorum. O kişi Pepsi Cola’ya yönetici olmuş. İlk konferansında Coca Cola’nın otamat makinesini sahneye koyup, sahnede gerçek silahla parçalıyor otomatı. Ben de doktorların masalarında gördüğümüz beyin ve kalplerden aldım ve çekiçle kalbi parçaladım. Her şeyin beyin içinde olduğunu anlattım. Inovasyon yönteminin ne olduğunu anlattım. Beyniniz kabul ederse o markayla bağlarınız kuvvetli olur.

Liderlik öğrenilir mi?

Öğrenilir. Profesyonel iştir. Liderlik dürtüsü başta gerekir, ama her konuda sanat, siyaset, iş hayatında liderliği öğrenmen gerekir. Lider de birçok şeyi öğrenme gerçeğiyle yüzleşmelidir. Liderlik ciddi bir iş. Her şey takım oyunu oldu. Beyin amaliyatını yürüten de liderdir. Her işin bir iç mimarisi var. Ben takım adamı olduğum için 350 bölüm dizi yaptım, bu kadar oyun yazıp çizdim.

Her iş insanı içindeki sanatçıyı her sanatçı da içindeki iş insanını keşfetmeli



‘Geleceğin yöneticileri kadınlardan çıkıyor’

Kadın yöneticileri nasıl görüyorsunuz? Duygusal zeka kariyerde ne kadar işe yarıyor?

Kadınların duygusal zekası 35 yaşından itibaren yükseliyor. Erkeklerinki de 45 yaşından sonra geriliyor. Bu bilimsel bir tespit. Bu tespite göre herkes zihnini formatları. Benim tespitime göre kadınlar başarılı, iş takibi becerileri çok iyi. Hatta bu konularda erkeklerden daha hızlılar. Kadınların çoğunun disiplinsizlik, dağınıklık, içki gibi sorunları yok. Kadınların saplantıları daha az. Gelecek yöneticiler kuşağı kadınlar arasından çıkıyor. Zaten dünyadaki gidiş de öyle. Türkiye’de de birçok şirketi kadınlar yönetiyor. Kadınların bakışı, cesareti, iş hayatını sahiplenmeleri kadınlara olan bakışı değiştirdi. Çalışan kadınlar onlara bakışı değiştirdi.

Ama bir yandan da kadına yönelik şiddet hızla artıyor. En önemli sorunlardan biri de bu değil mi?
Bir ülkede kadınlarla ilgili sorunlar varsa o aynı ülkede erkeklerin de hayatlarında sorunlar olduğunun işaretidir. Mesele sistem meselesidir. Sistemde hastalık belirtisi varsa tedaviye ihtiyaç vardır. Adorno’nun dediği gibi ‘yanlış düzende doğru hayat olmaz.’ Ben de bir oyunumda ondan aldım, ‘yamuk düzende doğru hayat olmaz.’ Sorun toplamda sistem sorunu. Yenilenmeye ihtiyaç var, buna olanak tanımak lazım. Dünya yeniden doğuş, rönesansla aydınlandı. Şimdilerde de yeni aydınlanma düşüncesi peşinde dünya. Biz de bunun dışında kalmamalıyız.

DİĞER YENİ YAZILAR