Yalnız eziyet çekenler mi değişecek?

Aziz Nesin’i hiç tanımadım. Siyasi görüşlerini paylaşmadım ama kendisini Türk mizahının ve dilinin en önde gelen yazarlarından biri olarak gördüm

Haberin Devamı

Aziz Nesin’i hiç tanımadım. Siyasi görüşlerini paylaşmadım ama kendisini Türk mizahının ve dilinin en önde gelen yazarlarından biri olarak gördüm. 1983-2002 döneminde milletvekiliyken Çatalca’daki Aziz Nesin Vakfı’na ait öksüz ve yetim çocuklara bakılan yuvayı gördüm. Hakkında hiçbir zaman olumsuz bir haber hatta dedikodu dahi duymadım. Şimdi yuvanın sorumluluğunu, uluslararası üne sahip bir bilim adamı olan oğlu matematikçi Ali Nesin taşıyor. Devlete ait yuvalarda, huzurevlerinde, hastanelerde vicdanlarımızı isyan ettiren onca olay yaşanırken bu yuva hakkında son zamanlarda başlatılan karalama kampanyasını sizlere aktarmak istedim.

Burası özveriyle kurulan ve yaşatılmaya çalışılan bir çocuk kurumu. Bir avuç insan yemiyor yediriyor, içmiyor içiriyor, ısınmıyor ısıtıyor. Bu işten ne para ne de ün beklerler. Mutluluklarının kaynağı yüzleri gülen çocuklardır. Geçenlerde TV’de izlediğimiz devlet kurumundaki çocukları döven “anne” 30’a yakın çocuğa bakıyordu! Nesin Vakfi’nda bir anne dört cocuğa bakar. Çok kötü koşullarda dört çocuk daha sokakta bulununca ne yapılır? O zaman anneler dört yerine beş-altı çocuğa bakar. Peki, bir de karalama kampanyasıyla bağışlar azalırsa ne olacak? Bir annenin sorumlu olduğu çocuk sayısı yediye, sekize mi çıkacak, yoksa bir kısım çocuk sokakta kalmaya devam mı edecek? Çocuk bakan kurumlara saldırmak mıdır çözüm? Kimi insaf ve vicdan yoksunu kişiler Nesin Vakfı’na iftira ve çamur atmayı sürdürdü. Oysa ortada hiçbir şey yok! Adli Tıp raporları temiz. Fakat gencecik çocuklar tutuklandı. Cezaevinde aşağılandı, korkutuldu, tehdit edildi.

Biri tabanlarına basamaz ve çenesi kenetlendiğinden konuşamaz bir halde, beş kuruş parasız, gece yarısı Bayrampaşa sokaklarına terk edildi. 17 yaşında bir çocuktan bahsediyoruz! Peki bu yuvanın sorumluları bütün bu olanlardan sonra ne yaptı?

Herkes sıcak evinde otururken onlar bakirelik kontrolünden geçen kızlarını teselli etti, yuvadan alınacakları endişesiyle kıvranan çocukları yatıştırdı. Siyasi ahlakından ve insana değer verdiklerinden hiç kuşku duymadığım, insaf ve vicdan sahibi iki bakan arkadaşım Cemil Çiçek ve Abdülkadir Aksu’dan araştırtmalarını rica ediyorum: Bu çocuklar sırf Aziz Nesin Vakfı’nda oldukları için “seni Allahsız!” diye dövülmüş müdür?

Devlet görevlileri reşit olmayan bir çocuğu gece yarısı sokağa salıyor. Sonra da Ali Nesin aleyhine dava açıyor. Türkiye’de artık bir şeylerin değiştiğine inanmak istiyoruz. 28 Şubat süreci sonrasında, her muhtaca çare olmaya çalışan Deniz Feneri Derneği’nin verdiği hizmete, binlerce kişinin yardımına koşmasına değil, dini bir amaçla çalışıp çalışmadığına bakılmak istenmişti. Ben de sorun ve sıkıntılarına çare olmaya çalışmıştım. Şimdi sırf taraflar değişti diye yine çare aramak üzüntü verici oluyor.

DİĞER YENİ YAZILAR