Gazete Vatan Logo

Manevi kızı da duymuş!

Tarihçiler iddiayı fazla ciddiye almadı ama...

Atatürk’ün doğum yeri ile ilgili şok bir iddia ortaya atıldı. ‘Atatürk’ün Büyük Sırrı’ adlı kitabı hazırlayan yazar Fatih Bayhan, Mustafa Kemal’in Selanikli değil, Malatya Akçadağlı olduğunu öne sürdü. Tarihçiler iddiayı fazla ciddiye almadı.

TÜRKİYE’nin Kurtuluş Savaşı’na başkomutanlık yapan Mustafa Kemal Atatürk’ün doğum yeri ile ilgili yep yeni bir tez öne sürüldü. Resmi tarih kitaplarında, 1881 Selanik doğumlu olarak kabul edilen Atatürk’ün, daha önce Karaman’lı olduğunu iddia edilmişti. Şimdi de, Atatürk’ün Büyük Sırrı adlı kitabı hazırlayan Fatih Bayhan, “Atatürk gerçekte Malatya Akçadağlı’ydı. Babası Mamo lakaplı Mehmet Reşat Bey, annesi Ayşe hanımdı. Zübeyde Hanım da halasıydı” iddiasını gündeme taşıdı.

DOĞUM YERİ AKÇADAĞ: Radikal Gazetesi’nde yer alan haber büyük yankı uyandırdı. Fatih Bayhan, şu iddialarda bulundu: “Mustafa Kemal, Malatya Akçadağ’da doğdu. Ailesi Çakıroğulları diye biliniyor. Babası Mamo lakaplı Mehmet Reşat Bey. Türkmen kökenli, Teşkilat-ı Mahsusa üyesi. Annesi Ayşe Hanım. Akçadağ’da çiftlikleri var. Halası Zübeyde Hanım, çeteler tarafından kaçırılıp, bir süre alıkonuyor. Aile, laf-söz olmasın diye O’nu çiftliklerinde çalışan Ali Rıza Efendi ile evlendirip, Selanik’e gönderiyor. Atatürk 5 yaşındayken babası, çeteler tarafından şehit ediliyor. Ayşe Hanım, oğlunu alıp Selanik’e gidiyor.O da vefat edince Ali Rıza Bey ve Zübeyde Hanım, küçük Mustafa’yı nüfusuna geçiriyor. Atatürk , 1931 yılında Malatya ‘ya gidince aileyi belediye hoparlöründen anons ettirmiş. Daha sonra da maaş bağlatmış. Atatürk ‘ün abisi Ömer de cephede şehit olunca maaş çocuklarına geçmiş. Halen de ödenmeye devam ediyormuş.”

DEVLET BİLİYOR MU?: İddiaya göre Atatürk’ün yakın çevresi bunu biliyor ama saklıyordu. Sır 1993’te Çakıroğlu ailesinin açtığı tapu davasıyla ifşa oldu. Davada Atatürk bağlantısı ortaya çıkınca dönemin Genelkurmay Başkanı Necip Torumtay apar-topar Malatya’ya gidip belgeleri topladı ve Ankara’da kozmik odaya sakladı.” Ancak Radikal Gazetesi’ndeki bu bilgiyle Necip Torumtay’ın Genelkurmay Başkanlığı yaptığı dönem uyuşmuyor. Çünkü Orgeneral Necip Torumtay Genelkurmay Başkanlığı görevini 1987-1990 tarihleri arasında yapmıştı. Bayhan’ın öne sürdüğü iddia Türkiye’de, Atatürk üzerine bilimsel araştırma yapan saygın tarihçiler tarafından pek ciddiye alınmadı.

MANEVİ KIZI DA DUYMUŞ

Geçen günlerde kaybettiğimiz manevi kızı Ülkü Adatepe de Atatürk'ün Malatyalı olduğunu 2007'de doğrulamış.Yeni Haber gazetesine verdiği demeçte, ailesinin Malatya'dan göç ettiğini Ata'nın evinde duyduğunu aktarmış.

Atatürk’ün Selanik’e küçük yaşlarda Malatya’dan gittiği, anne ve babasının da farklı kişiler olduğuna ilişkin iddialar gündeme bomba gibi düştü. Atatürk’ün hayat öyküsüne dönük tartışma doğuracak yeni bilgiler de ortaya çıktı. Bunlardan en çarpıcı olanı, geçen günlerde trafik kazasında hayatını kaybeden Atatürk’ün ‘manevi kızı’ Ülkü Adatepe’nin sözleri. Adatepe’nin yılda iki kez Malatya’ya gittiği söyleniyor. Bu gidişlerin birisi de 2007 yılı ekim ayına denk geliyor. Malatya’da protokolün katıldığı bir ‘Cumhuriyet Balosu’ düzenleyen Adatepe, dikkat çekici bir açıklama yapıyor. Adatepe, “Atatürk ’ün ailesi Malatya’dan Selanik’e gitti. Ata’nın evinde bu konuşmayı duydum” diye demeç veriyor. Bu açıklama, 10 Ekim 2007 tarihinde Malatya Yeni Haber gazetesinde yayımlanıyor.

UZMANLAR NE DEDİ?

‘Bunların doğru olması imkansız’

Prof. Dr. Mehmet Saray (Atatürk Araştırma Merkezi Eski Başkanı)

- “Böyle bir iddiayı hiç duymadım. Tarih ilmini icra eden insanlar, Atatürk gibi Türk ve Dünya tarihine damga vurmuş bir insanla ilgili çalışıyorsa, yerli yabancı bütün kaynaklara bakarak yazmak ve objektif davranmak durumundadır. Dr. Ali Güler’in çalışması gayet bilimseldir. Atatürk’ün ailesinin Balkanlara Konya, Karaman’dan gittiğini belgelemiştir. Atatürk yapısındaki bir insan olay neyse onu söylerdi. Ailesinin bir kısmının Türkiye’de kaldığını açıklardı. Bu iddianın doğru olması mümkün değil.

‘İşin artık iyice suyunu çıkardılar’

Prof. Dr. Metin Hülagu

(Türk Tarih Kurumu Başkanı)

- “Atatürk’ün kökeni nereye dayanıyor, babası ve annesi kim gibi bir çok spekülasyon oldu. Tabiri caizse artık suyunu çıkardılar. Bir insanla bu kadar uğraşılmaz. Malatya, Akçadağlı olduğunu duymadım ama bu ve benzeri iddiaları bundan sonra da duyacağımızı tahmin ediyorum. Yarın Erzurumlu diyen de çıkacaktır. Tarihçi bir iddianın belgesi var mı diye bakar. Belgenin de tutarlı olması lazım. Yoruma açık olmaması ve net bir bilgi vermesi gerekir. Yoruma açık olursa bundan bir şey çıkmaz.”

‘Bunların hepsi masaldan ibaret’

Turgut Özakman (Tarihçi, yazar)

- Bunların hepsi masal. Ayrıca Malatyalı olup olmaması da farketmez. Rumeli’ye gidenlerin büyük bir çoğunluğu Karaman’dan gidiyor. Annesi Karaman tarafından gidenlerden. Atatürk’ün Ailesi muhtemelen Hatay çevresinden giden Türkmenlerden. Ama bu kesin değil. Balkanlar’da “Evlad-ı Fatihan” diyorlar bu insanlara. Türk vatanı oluyor orası. Zübeyde hanım hiç halası olabilir mi? Zübeyde Hanım, Atatürk ve kardeşi Makbule bu oyunu yıllarca oynayabilir mi? Rahmetli Müşfik Kenter bile bu oyunu bu kadar gerçekçi oynayamazdı.”

Annesi ile babası Karamanlı

- Atatürk’ün ailesinin soyuyla ilgili yapılmış kapsamlı bir çalışma olan Dr. Ali Güler’in Karamanlı Sarı Paşa adlı kitabı, Mustafa Kemal’in soyunun Karaman’a dayındığını iddia ediyor. Ali Güler Atatürk’ün soyağacını kitapta şöyle anlatıyor: “Hayatta yegane fahrim Türk yaratılmamdır” diyerek Türklüğü ile övünen Gazi Mustafa Kemal Atatürk, baba soyu itibariyle, hem Anadolu’nun hem de Rumeli’nin Türkleşmesinde büyük rol oynamış bulunan ve Karaman’dan Makedonya’ya göç ettirilen “Kızıl Oğuz Yörükleri/Türkmenleri’nden; anne soyu itibariyle de Rumeli’nin Türkleşmesindie yine etkin rol oynamış olan göçtükleri Konya/Karaman yöresinden dolayı Rumeli’de “Konyarlar” olarak anılan Yörük/Türkmenlerdendir. Dedesi Kızıl Hafız Efendi’nin köyü “kocacık” bugünkü Makedonya Cumhuriyeti’nin Jupa Bölgesi’nde Debre şehrine bağlı, Türkleriin yaşadığı bir köydür. (...)Annesi Zübeyde Hanım çocukken onu “Sarı Mustafam” diyerek bağrına basardı. Paşa olduktan sonra da “Sarı Paşam” diyerek yüceltirdi.”

Haberin Devamı