Türkiye’yi tekno-marketlerle tanıştıran ‘girişimci profesör’

Vedat Akgiray, BİMEKS ile Türkiye’de teknoloji mağazacılığını başlatan isim. İstanbul Dünya Ticaret Merkezi’ndeki dev mağazası 15 milyon dolarlık yatırımla kurulan BİMEKS’in cirosu 800 bin dolara ulaşıyor. Boğaziçi Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan Prof. Akgiray, “İş hayatında önceliğim hocalık” diyor

Hem akademisyen hem patron. O aslında bir ekonomi profesörü. Yıllardır Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrencilerine finans dersleri veriyor ve aynı zamanda BİMEKS’in patronu. Vedat Akgiray...

Teknoloji mağazacılığında bir Türk girişimci olarak adını duyuran Vedat Akgiray, BİMEKS’in fikir babası ve yönetim kurulu üyesi. Kendisiyle görüşmek için İstanbul Dünya Ticaret Merkezi’ndeki dev teknoloji mağazalarına gittik.

6 bin metrekarelik bir alana yayılmış BİMEKS, otoparkıyla birlikte 10 bin metrekarelik alana hakim. Türkiye’nin tek kata yayılmış en büyük teknoloji mağazası. İnsanın başını döndürüyor. Örneğin 150 çeşit notebook’u aynı ortamda görebiliyorsunuz. iPod’lar dizi dizi. İnsanlar gıda alışverişi yapar gibi önlerinde arabaları alışveriş yapıyorlar, DVD’ler, her tür bilgisayar oyunu, cep telefonları, video kameralar, kulaklıklar... BİMEKS’in İstanbul Dünya Ticaret Merkezi’ndeki yeri için toplam 15 milyon dolar yatırım yapılmış.

Gözümüzü kararttık

* Ekonomi profesörüsünüz, nasıl girişimci oldunuz?
10 yıl Amerika’da kaldım. Döndüğümde Bilkent Üniversitesi’ne girdim. Orada 3 ay çalıştım ama Ankara’ya alışamadım ve İstanbul’a geçtim. Amerika’dan dönerken farklı yazılım şirketlerinin Türkiye mümessilliğini almıştım. İleriye yönelik bir şeyler yapabiliriz diye düşünmüştüm. O dönemde yazılım işi yeni gelişiyordu.

* BİMEKS’in ilk kuruluşu yazılım üzerine mi?
Evet. Kadıköy’de bir mağaza açtık. Zaten o yıllarda Microsoft’un birkaç ürünü ve birkaç bilgisayar modeli dışında kartuş, printer filan vardı ama çeşit çok azdı.

* Böyle bir iş yaratmak hedefiniz miydi?
Hayır. Zaten ben hocalık yapıyordum. Kardeşlerimle işe girdik. Öyle büyük hedeflerimiz de yoktu. O dönemde 8 kişi çalışıyordu mağazada. Herkes her işi yapıyordu. Günde 220 dolar ciro yaparsak başabaş geliyorduk. O zamanlar kâr marjları da iyiydi. İlk sene 150 bin dolarlık iş yaptık. 1995’ten sonra Türkiye’de alışveriş merkezleri açıldı. İçerenköy’deki Carrefour’dan teklif geldi, “Mağaza açın” dediler.

* “Şansımız açılıyor, büyüyoruz atak yapalım” diye düşünmediniz mi?
Dediğim gibi öyle hesaplarla işe başlamamıştık. Gözümüzü karartıp girdik alışveriş merkezine. Kısa zamanda çok iyi oldu, korkularımız boşunaymış. 150 bin dolardan 700-800 bin dolara çıktı ciromuz bir anda.

* Elektronik ürünler satmanın avantajını yaşadınız diyebilir miyiz? Çünkü son yıllarda teknolojideki hızlı değişim tüketim alışkanlıklarını değiştirdi.
Evet. İlk mağazayı kurduğumuzda cep telefonu yoktu... Satacak ürün çeşidi bulamazken inanılmaz rakamlara geldik. Bugün 10 binin üzerindeürün, 200’ü aşkın marka var mağazalarımızda. Şirketimizin tarihi açısından cep telefonu bir fenomendir. Eskiden raflar dolu görünsün diye dosyaları çapraz sergilerdik, şimdi ürünleri koyacak yer bulamıyoruz.

* Bir yanda da hocalığa devam ediyorsunuz. Bunca iş arasında bırakmayı düşünmediniz mi?
Hayır. Öncelikle hocalığı çok seviyorum. Gençleri seviyorum. İnsan kendini hep yeniliyor. Girişimcilik de güzel şey. Şimdi bakıyorum bir günüm bile boşa geçmedi. Tatil yapmayı bilmiyorum belki ama pişman mıyım, hayır. İş yaşantımda hocalığa hep öncelik verdim.

Şalvarlı müşterim var

* “8 kişiyle yola çıktık” demiştiniz, şimdi kaç kişisiniz?
400 kişi. Ben bazen bir hafta işe uğramıyorum. İşi de profesyoneller yürütüyor.

* Tüketicilerin talepleri de zaman içinde çok değişmiştir. Artık daha bilinçli bir tüketici kitlesiyle karşı karşıya olduğunuzu söyleyebilir misiniz?
Türkiye’de çok değişim yaşandı. Artık müşteri daha bilgili. Ne aradığını biliyor. “Amerika’da Çin’de şöyle bir ürün çıktı, geldi mi?” diye soranlar çok. Bu kapıdan giren şalvarlı bir adam, “Kızıma şunu alacağım, hızı iyi mi?” diye soruyor, “Daha iyisi var mı?” diye inceliyor. Eskiden tüketicilerin bilgisizliğini kullandı bazı kişiler, örneğin içinde bilmem ne işlemcisi var diye ürün sattılar ama o ürün içinde yoktu. Artık gözü açık tüketicilerin. Son zamanlarda rekabetin artması sektörü iyileştirdi. Hakkari’nin köyünde internete bağlanıyorlar. Köy kahvelerinde internet var.

* Siz hızla büyüyen bir şirketsiniz, size ortak olmak isteyenler oldu mu?
Oluyor. Biz aile şirketi olarak kalmayı tercih ettik bugüne kadar. Bizimle ortak olacakların bu işi bizden daha çok bilmesini, daha iyi noktalara getireceğini görürsek olabilir. Henüz böyle bir ortakla karşılaşmadık.

Masaya araba anahtarı yerine artık ‘cep’ konuyor

* En çok ne satıyorsunuz?
Notebook. Zaten bizim için genelde notebookçu diyorlar. Tabii ki cep telefonu da çok sattık, satıyoruz. İnsanların cep telefonuyla farklı bir ilişkisi var.

* Siz bu ilişkiyi nasıl anlatırsınız?
Duygusal bir ilişki. Cep telefonlarından mesaj atıyorlar, rehberlerinde onlar için özel insanlar ve belki de notlar kayıtlı. Şimdilerde her şeyi cep telefonuyla yapma isteği duyanlar çoğaldı. Bir de en yenisi bende olsun diyenler var. Bir zamanlar insanlar masanın üzerine araba anahtarlarını koyardı, şimdi cep telefonlarını koyuyorlar.

EN ZOR GÜNÜM

Uyku kaçıran teklif
İş yaşantımdaki en zor saatleri geçen yıl geçirdim. Bir ortaklık teklifi vardı, çok cazip bir teklifti. Bence ortaklık evlenmekten daha zor. Çok düşündüm. O sıkıntılı, gözüme uykunun girmediği gecenin sabahı “Hayır” demeye karar verdim.

Alışverişe en çok gelen Gaziantepli
BİMEKS’in bir kampanyası var. İstanbul dışından gelip de 2000 dolar + KDV’lik alışveriş yapanların uçuş masraflarını BİMEKS karşılıyor. Bugüne kadar söz konusu kampanya kapsamında BİMEKS’e en çok Gaziantep’ten müşteri gelmiş. Bunu gören firma kısa bir süre sonra Gaziantep’te de mağaza açacak.

Teknobar’da kişiye özel PC montajı
BIMEKS’in 15 milyon dolarlık yatırımla Yeşilköy’deki Dünya Ticaret Merkezi’nde kurduğu Teknoport içerisinde Teknobar var. Burada özel teknoloji danışmanlığı veriliyor. Ayrıca ziyaretçiler kişiye özel PC montajı hizmetinden yararlanıyor.