Haberin Devamı
12 Eylül darbesinin nedenleri hakkında hepimizin söyleyecek bir sözü olabilir.
Hatta “asker geldi canımızı kurtardı” diyenleri bile bir yerde anlamak mümkündür. Bu ne de olsa beşeri bir ifadedir çünkü.
Ama tartışılmayacak bir şey varsa, o da 12 Eylül darbesinin yol açtığı şeylerdir. Bunlardan biri de siyasal İslam’ın yükselişi ve netice itibarı ile AKP’dir kuşkusuz.
12 Eylül darbesi solun üstünden tankla geçmiş, toplumun orgütlenme yeteneğini felce uğratmış, hatta insanları “örgüt” kelimesinden bile korkar hale getirmiştir. Kitap okumanın ayıp sayıldığı bir dönemi başlatmıştır Kenan Evren ve yandaşları.
Eğer böyle olmasaydı, bugün sendikaları, sivil toplum orgütleri ve partileriyle çağdaş bir toplum olacaktık. Tarikat-cemaat yapılanmaları hareket alanı bulamayacaktı. Gerek olmayacaktı onlara çünkü.
Sonuçta, cumhuriyetin genetiğini değiştirmeye çalışan iktidarlarla uğraşmak zorunda da kalmayacaktı kimse.
Bunların hepsini 12 Eylül askeri darbesi yaptı. Zaten dikkatle bakarsanız, AKP’nin onunla hesaplaşmaktan özenle kaçındığını görebilirsiniz. Erdoğan’ın demokrasi adına soyledikleri de bu yüzden inandırıcı değil.
Ve “ordu yıpratılıyor” diyenlerin, bilerek ya da bilmeyerek gözden kaçırdığı da bu: Orduyu yıpratan gücü ortaya çıkaran tarihsel olayın, 12 Eylül 1980 askeri darbesi olması.
12 Eylül, yirminci yüzyıl tarihinin en başarılı askeri darbelerinden biridir. Bir toplumun ve cumhuriyetin yapısını temelden değiştirebilmiştir. Temellerini Kenan Evren ve şürekâsının attığı “Türk-İslam sentezi” bugün orduya kafa tutmakta, komutanların hayatıyla oynamaktadır. Söylemeye çoğu kişinin cesareti yetmez ama olay, kısaca budur.
Tweet misali
“İlk celsede serbest kalan gazeteci Aylin Duruoğlu niye mahkemeye bile çıkarılmadan on ay hapis yattı?” sorusunun “çünkü burası Türkiye” dışında bir cevabı var mı?
