Teksas’a giderseniz biranızı ayakta içmeyin!

Benjamin Franklin bira için “Tanrı’nın bizi sevdiğinin ispatıdır” demiş. Adamın resmini 100 dolar banknotlarının üzerine koyduklarına göre dediklerini yabana atmamak gerekir. Nitekim son yıllarda gazetelerde sık sık okuduğumuz gibi bilim insanları da artık biranın faydasını kabul ediyorlar. Bir araştırmaya göre günde iki bira içenlerin kalp krizi geçirme ihtimalleri hiç içmeyenlere göre yüzde 30 daha azmış. İngilizler bunu çok önceden fark etmiş olmalılar ki, Kraliçe I’inci Elizabeth döneminde belediyelerin asli görevleri arasında halkı ekmeksiz ve birasız bırakmamak da bulunuyormuş.

Ancak insanlar zaman zaman bu sıvı ekmeğin kıymetini unutuyorlar ki, içilmesini kısıtlamaya, hatta bazen yasaklamaya çalışıyorlar. Lafı bazı belediyelerin kırmızı sokak projelerine getireceğimi sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Bizim IV’üncü Murat devrinden beri en dikkat çeken içki yasağı Amerika’da 1920 ile 1933 yılları arasında yaşanmıştır. İçki kaçakçılarının, gangsterlerin cirit attığı bu yıllardan sonra Amerikalılar biralarına ve diğer içkilerine tekrar kavuştular; ama sınırsız özgürlükler ülkesince ciddi sınırlamalarla!

AH BU KANUNLAR

Amerika’nın birçok eyaletinde bira içerken aslında uyulması gereken çoğu oldukça komik kanunlar vardır. Bira seven okuyucularıma abone olmalarını önereceğim İngilizlerin Beers of the World dergisi (www.beers-of-the-world.com) son sayısında bunlardan bazılarını sıralamış. Kırmızı sokak heveslisi belediyelerimiz ilham alsınlar diye bazılarını sayalım.

Örneğin Teksas kanunlarına göre ayakta durarak üç yudumdan fazla bira içmek yasak. Bu sizi şaşırtmasın, çünkü aynı eyalette bir zamanlar içinde evde bira yapma tarifi olduğu için Encyclopaedia Britannica’nın satılması bile yasaktı. Öte yandan Iowa’daki bir küçük kasabanın kanunlarına göre bir adamın “karısıyla tutkulu bir sevişmeden sonra” yatağında üç yudumdan fazla bira içmesi de yasak! Nebraska’daki barlarda bir zamanlar bira satabilmek için, aynı zamanda belki canı çeken müşteri olur diye bir tencerede çorba kaynatmak gerekiyordu. Çorba yoksa, bira satmak da yasaktı.

Kentucky’de herhalde yürürlükten kaldırılması unutulmuş bir kanuna göre misafirliğe giderken hediye olarak içki, şarap veya bira götürmenin cezası 5 yıl hapis. Tabii ki bu kanunlar aynı Minnesota’da kadın ve erkek çamaşırlarının aynı ipte kurutulmasını yasaklayan kanun gibi uygulanmıyorlar, ama varlar. Uygulananlar arasında da oldukça ilginç olanlar var. Pennsylvania’da 6 şişelik ambalajda birayı her marketten alabilirsiniz. Ama 24 şişelik bir kasa almak isterseniz, bira toptancısına gitmeniz gerekir. Ondan 6 şişe almak isterseniz, satamaz, çünkü yasak, sadece kasa olarak satabilir. İnsan bazen bu bürokratların başka işleri yok mu diye düşünmeden edemiyor.

En iyisini ise sona sakladım. Bu Pazar sudokuyu filan boş verin de, bu kanunu çözmeye çalışın: Houston’da eskiden Pazar gece yarısından sonra bira satın almak yasaktı. Ama gene aynı şehirde Pazartesi günü herhangi bir saatte bira satın almak serbestti. Pazar gece yarısını 5 geçe Pazartesi olduğuna göre, kanun koyucular bir detayı mı atlamışlar dersiniz? Ciddiyete dönecek olursak, Babil’deki Hammurabi kanunlarına göre birayı su ile karıştırdığı saptanan han sahiplerine verilecek ceza idam bile olabiliyormuş. Buna da vay canına sayın seyirciler demeyelim de ne diyelim?