Gazete Vatan Logo

Teknoloji, üreme sağlığını tehdit ediyor

Teknoloji, üreme sağlığını tehdit ediyor

EGE Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Ege Üniversitesi Aile Planlaması - İnfertilite Araştırma ve Uygulama Merkezi Koordinatörü Prof. Dr. Erol Tavmergen dünyanın giderek kısırlaştığını, bundaki en önemli etkenin, teknolojik gelişmeler ve yaşam şeklindeki değişmeler olduğunu söyledi.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) kısırlığı dünyadaki en önemli sağlık sorunları arasında üçüncü sırada kabul etti. Modern yaşamla birlikte, geçen yüzyılda 100 milyonun üzerinde olan sperm sayılarının üst sınırı, günümüzde DSÖ tarafından 15 milyon olarak belirlendi. Kadınlar yumurtlama sorunu yaşıyor, erkeklerde sperm kalitesi ve sayısı düşüyor. 100 yıl önce sperm sayısı mililitrede 100-120 milyonken, DSÖ’nün son verilerine göre birçok erkekte rakam artık 15 milyon. Dünya Sağlık Örgütü, dünyadaki infertilite oranını yüzde 15 olarak veriyor. Yine DSÖ raporlarına göre, sperm konsantrasyonunda mililitrede 20 milyon ve üzeri sperm sayısı üreme sağlığı açısından yeterli bulunuyor. Ancak son veriler bu rakamın pek çok erkekte mililitrede 15 milyona kadar düştüğünü gösteriyor.

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Ege Üniversitesi Aile Planlaması - İnfertilite Araştırma ve Uygulama Merkezi Koordinatörü Prof. Dr. Erol Tavmergen dünyanın giderek kısırlaşmasındaki en önemli etkenin, teknolojik gelişmeler ve yaşam şeklindeki değişmeler olduğunu söyledi. Sorundaki en önemli göstergelerden birinin sperm sayısı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Tavmergen, "100 sene önce sperm sayısı mililitrede 100-120 milyondu. Bu rakam geçtiğimiz yıllarda 20 milyona kadar indi. Ancak DSÖ’nün son revizyonuna göre rakam artık 15 milyon. Yani sperm sayısı çok düşük. Bunda hava, su ve çevre kirliliği gibi faktörler çok etkili. Sanayide kullanılan ağır metallerin, gıdalarla, suyla ve havayla aldığımız yabancı maddelerin çok büyük rolü var. Benzindeki kurşun, ağır sanayide kullanılan civa, nikel, kadmiyum gibi metallerin hepsi toksik. Özellikle baca gazları kısırlıkta çok etkili. Sanayide kullanılan baca gazlarından çıkan dioksin kısırlık oranını önemli ölçüde artırıyor" dedi.

ERKEK KISIRLIĞININ YÜZDE 85’İNİN NEDENİ BELLİ DEĞİL

Prof. Dr. Erol Tavmergen kısırlığın erkeğe ve kadına ait nedenleri ve tedavi seçenekleri hakkında şunları söyledi:

"Kalitesiz sperm, sperm sayısının düşük, hareketlerinin az olması ve morfolojisinin, yani sperm biçiminin bozuk olması gibi faktörler ile azospermi yani erkekte hiç sperm olmaması tedaviyi en çok zorlayan ve çaresizlik yaratan durumlardır. Çünkü erkek infertilitesinin yaklaşık yüzde 85’inin nedeni belli değil. Nedeni belli olmadığı için de tedavisi yapılamıyor. Bunlarda sonuca yönelik tedavi yapılıyor ve tüp bebek uygulanıyor. Kadınlarda sorunun yaklaşık yüzde 40’ı yumurtlama yani ovülasyon problemleriyle ilgilidir. Yaklaşık yüzde 40’ı da tüplerin tıkalı ve karın zarının kapalı olması durumudur. Bunlarda da endoskopik yöntemlerle tedavi sağlanabilir. Bunlar yardımcı üreme teknikleri öncesi yöntemlerdir ve kadında yumurtlama bozukluğu varsa bu tedavi edilebilir. Daha sonra aşılama gibi yöntemler uygulanabilir ama tedavide bugün en etkili yöntem tüp bebek tedavileridir."

MİKRO ÇİPLİ TÜP BEBEK TEDAVİSİ

Tüp bebek tedavisi esnasında doğal yollardan ya da diğer yardımcı üreme yöntemleri ile hamile kalamayan adayların bebek sahibi olması için birçok yöntem geliştirilmeye çalışıldığını belirten Prof. Dr. Tavmergen şu bilgileri verdi:

"Mikroçipli tüp bebek tedavisinde de ilk olarak anne adayına yumurta sayısını arttırmak için yumurtalıkları uyarıcı bir tedavi verilir. Bundan dolayı anne adayına bazı hormon ilaçları uygulanır. Bu sayede bir ayda yeterli sayıda yumurta elde edilmesi sağlanır. Bu yumurta hücreleri laboratuvar koşullarında baba adayından elde edilen sperm hücreleri ile döllendirilir. Bu sayede adaylarda gebelik oluşturulmaya çalışılır. Bu aşamalar klasik tüp bebek tedavisinde de de uygulanan aşamalardır. Fakat embriyolar içinde kaliteli olan embriyoların seçilmemesi durumunda hamileliğin oluşma şansı düşecektir.

İşte mikro çipli tüp bebek tedavisinde ise yüksek kaliteli embriyolar ile, gebelik şansı yükselecektir. Geliştirilmiş sperm çipleri ile, hormonların meydana getirdiği mikro kanalcıklarla vücudun kendi işleyişi taklit edilmiştir. Tıpkı bir süzgeç gibi sağlıklı ve kaliteli olan spermler diğerlerinden ayırt edilmektedir. Mikro kanalcıklardaki bu sağlıklı spermler farklı bir alanda toplanır. Mikro enjeksiyon yöntemi ile ayırt edilmiş spermlerin yumurta hücresiyle döllendirilmesi ile anne ve baba olmak isteyen adayların bu hayallerine kavuşma şansı artar."

10 KİLO FAZLALIK KISIRLAŞTIRIR

Değişen yaşam koşullarının kısırlığın artmasında önemli etkisi bulunduğunu kaydeden Prof. Dr. Tavmergen’e, bunların başında obezitenin geldiğini belirtti. Kilonun hem kadınlarda hem de erkeklerde üreme sağlığı üzerine ciddi zararları olduğunu vurgulayan ve "10 kilo fazlanız varsa bu sizi kısırlaştırır" diyen Prof. Dr. Tavmergen "Bununla ilgili çok yeni makaleler yayınlandı. Son gelen raporlar durumun çok daha ciddi olduğunu gösteriyor" dedi. Prof. Dr. Tavmergen kilo ile üreme sağlığı arasındaki ilişkiyi şöyle anlattı:

"Biz vücut kitle endeksini 20 ila 25 arasında normal kabul ediyoruz. 25 ila 30 arasına hafif kilolu, 30’un üzerine obez diyoruz. Eskiden kısırlığın obezlerde görüldüğü düşünülürken şimdi artık hafif kilolu olanlarda da gözlendiği belirlendi. İsveç’te yapılan bir bilimsel çalışma, kilonun kısırlık üzerindeki etkisini bir kez daha ortaya koydu. Makale, ’kilo ile yumurta sayısı ve gelişen embriyolar arasında ters orantı vardır’ diyor. Makaleye göre, kilosu normalin altında olanlar da, üstünde olanlar da sorun yaşıyor. Obez kadınlarda gebelik oranları, normal kilolu kadınlara göre daha düşük. Kilolu olanlarda bu oran 20.8 iken, normal kilolularda 28.3."

Haberin Devamı