Gazete Vatan Logo

Suriye'den kaçan mülteciler dehşeti anlattı

Tecavüz edin, sivilleri öldürün dediler, karşı çıkanın kellesi gitti!

Mahir Esad ve birliklerinin katliamından kaçıp Türkiye sınırına bir kilometre uzaklıktaki Hirbitulcaz köyüne gelen Suriyeliler, korku ve umut dolu bir bekleyiş içinde. Sınırı geçmek için sıralarını bekleyen bu sığınmacılar arasında askerler de var. Suriye ordusunun yaptığı vahşete dayanamayıp kaçan askerlerin anlattıkları tüyler ürpertiyor...


Suriye’de reform talepleriyle başlayan, 6 Haziran’da İdlib vilayetindeki Cisr Eş Şuğur’da silahlı çeteler tarafından 120 polisin katledildiği iddiasıyla çığrından çıkan katliamdan kaçış tüm hızıyla sürüyor. En büyük dram ise Suriye’nin sınırdaki sıfır noktasında yaşanıyor. Bahçelere kurulan derme çatma çadırlarda, yerlere serilen battaniyelerde yaklaşık 10-12 bin kişi yaşıyor.

Hatay’dan yardım yolu

Bu bölgeye ulaşmak bir hayli zor. Özellikle Suriye’den gelen mültecilerden bilgi alınmasını güvenlik kuvvetleri engellediği için, Hirbitulcaz Suriye’den doğru dürüst bilgi alınabilen tek yer. Burada yaşayan binlerce kişiye Hatay’daki akrabaları tarafından bir yardım yolu oluşturulmuş durumda. Güvenlik güçleri de bu insani yardıma doğal olarak göz yumuyor. Ancak bölge halkı bu yardım yolunun engellenmemesi için buranın öğrenilmesini istemiyor.

Ekmek poşetiyle geçtik

Biz de VATAN ekibi olarak köye bu yardım yolunu izleyerek ulaştık. Elimizde ekmek poşetleri ve bebek mamalarıyla bir dağ patikasına girdik. 3 kilometre sonra karşımıza çıkan dikenli telleri aştıktan sonra Suriye topraklarındaydık. Tahminen 1 saatlik yürüyüşün ardından köye ulaştık. Ekmekleri ve bebek mamalarını, Türkiye’ye geçmek için sınırda bekleyen Suriyelilere verdik.

‘Silahsız sivillere ateş emri’

Kampın sakinleri doğal olarak çok gergin. Bu korkuyu en derinden yaşayan biri de Suriye Hava Kuvvetleri’nde istihbarat çavuşu olarak görev yapan, 25 yaşındaki Ebu Yasin. O Suriye ordusunu 10 arkadaşıyla terk edip muhaliflere katılan yüzlerce askerden biri. İşte Ebu Yasin’in ağzından kendi hikayesi ve Suriye’de yaşananlar: “Geçen hafta Cuma günü, ‘Hama’da silahlı ajanlar namazdan sonra eylem yapacak’ dendi. Tüm birlik şehir merkezine gittik. Önümüzde sakallı ve eli silahlı kişiler vardı. Suriye Ordusu’nda sakal yasak olduğu için bunlar asker değildi. Ayrıca aralarında da Farsça konuşuyorlardı. Hemen bizim arkamızda ise Esad’ın Arap Alevisi olan Nusayri askerleri vardı. Sünni askerler olarak ortada kalmıştık. Gösteriler başlayınca bize ateş emri verdiler. Oysa göstericilerin elinde silah yoktu.”

‘Havaya ateş açıp kaçtık’

“Ateş emriyle birlikte öndeki sakallı ve silahlı grup ateş açmaya başladı. İnsanlar biçilmiş buğday başağı gibi devrildi. Arkamızdaki Nusayri askerler bize ateş etmesin diye biz de havaya ve insanlardan uzağa ateş ediyorduk. Bu operasyon 15 dakika sürdü. En az 400 kişi öldü. 10 arkadaşımla birlikte o an kaçmaya karar verdik. Silahları araçlara bıraktıktan sonra sessizce bahçelerin arasına girerek kaçmaya başladık. İlk fırsatta askeri üniformaları çıkarıp bölgedeki halktan aldığımız sivil kıyafetleri giydik.”

‘Ateş etmeyeni vuruyorlar’

Ordudan kaçan diğer askerlerin DHA ve AFP’ye anlattıkları da tüylerimizi ürpertti. İşte kan donduran ifadeler...
Onbaşı Hasan Ali: “Özellikle Sünni askerleri öne koyup göstericilere ateş etmelerini istiyorlar. Bunların arkasında da El Muhaberat görevlileri var, ateş etmeyenleri sırtlarından vuruyorlar.”

Karşı gelenin kellesi gitti

New York Times’e konuşan bir asker: Ordu ve polis arasında saf değiştiren çok fazla kişi verdi. Üç asker üniformalarını çıkartarak “Sivillere ateş etmeyeceğiz. Türkiyeye kaçmak istiyoruz” dedi. Komutan 20’li yaşlarda olan üç gencin de kafasını uçurdu. İbret olsun diye askerlere gömdürdü.

50 bin kişilik kenti temizledik

Tahal El Luş: Humus yakınlarında bulunan 50 bin nüfuslu Ar Rastan isimli kente girdik. Bize silahlı güçlerin olduğu söylendi. Ancak kente girdiğimizde sivillerle karşılaştık. Askarler kenti baştan sona temizledi. Tecavüzler ve rastgele açılan ateşler sonucu 700 kadar kişi öldü. Bu olaydan sonra ordudan kaçmaya karar verdim.

Bir sivilin kafasına kasatura

Muhammed Mirvan Halef: İdlib kentinde bir asker gözümün önünde çıkardığı kasaturasını bir sivilin başına sapladı. Ortada hiç bir sebep yoktu. Daha sonra başka bir kente girdik. Askerler önüne geleni vurmaya başladı. 25 kişinin öldüğünü gördüm. O sırada ben silahımı indirip kaçtım.

Çocukların başını postalla ezdiler

Ordudan kaçan 5 aylık asker Servet Araf Faydo’nun anlattıkları kan dondurucuydu: “Olaylar başladıktan sonra gösteri yapan insanlara rastgele ateş açıldı. Hatta insanlara tecavüz edildi, öldürüldüler, hepsi gözlerimizin önünde oldu. Karşı gelen göstericiler öldürüldü. Çocukların insanların başlarına botlarla vurarak öldürdüler. Bunları görünce kaçıp buraya sığındım.”

8 köyden kaçtılar

Hirbitulcaz’a tam 8 köy ve kasabadan Suriyeliler geliyor. Bu köy ve kasabalar Bedeme, Sirmeniye, Cenudiyi, Biksenia, Şugur, Kifrance, Aynisevde ve Bişleman. Bu insanlar Hirbitulcaz’da bir bakıma Türkiye’nin güvenlik gölgesi altında yaşıyor. Suriye Ordusu’nun Türk Ordusu’ndan çekinerek sınıra kadar gelemeyeceğini düşünen muhalif Suriyeliler, Türkiye sınırına kadar olan 45 kilometrelik alanın kendileri için güvenli olduğunu söylüyor. Buna örnek olarak Sirmeniye’yi gösteriyorlar. Şu anda Suriye Ordusu bu köye 1 kilometre uzaklıktaki şeker fabrikasını üst edinmiş durumda.

MÜLTECİ DOĞDULAR

Hatice Emta, Esad’ın hışmından karnı burnunda kaçmış. Türkiye sınırına 3 kilometre uzaklıktaki Hirbitulcaz köyüne ailesi ve akrabalarıyla gelip, çadıra yerleşmişler. 5 gün önce de Hamida adını verdiği kızı doğmuş. Çok büyük zorluk çektiğini söyleyen genç kadın, Türk yetkililerden kendisine ve çocuklarına sahip çıkmalarını istiyor. Bir bebek haberi ise sınırın bu tarafından geldi. Hatay’ın Yayladağ ilçesindeki çadır kente yerleştirilen ilk grupların arasındaki bir kadın, yaklaşık 15 gün önce doğum yaptı. Eski Tekel fabrikasında kurulan çadırlarda yaşayan genç kadın oğluna, hayatını kurtaran ülkenin Başbakanı’nın adını, yani Recep Tayyip ismini koydu.


SINIRDA CENAZE

Sınırın Suriye tarafındaki meyve bahçelerinin olduğu bölgeye araçlarla bir cenaze getirildi. Omuzlarına aldıkları tabutu, bir elma bahçesinin ortasındaki boşluk alanına taşıyan kalabalık grup, Cisr eş Şuğur’da çatışmada öldüğü sanılan kişinin cenaze namazını kıldı. Yaklaşık 150 kişilik grup, cenaze namazının ardından ölen kişiyi toprağa vermek üzere Hirbitulcaz Köyü’ne götürdü. Kalabalık, bu sırada Türk Bayrağı taşıdı.


Haberin Devamı