Mucizelere inanmak yetmez, onu yaratmanız da gerekir...

Çok sevdiğim bir söz var…

‘Müzik sizin kişisel deneyiminiz, düşünceleriniz, aklınızdır... Ne yaşıyorsanız çaldığınızdan o duyulur.’

Jazz’ın efsanesi, 34 yaşında uyuşturucudan ölen, Jazz’a farklılık getiren Charlie Parker’ın sözü.

***

O, bu sözleri kendi yaptığı müzik için söylemiş olsa da ben bu sözün sanattan spora, bilimden siyasete hayatın yaratıcılık gerektiren her alan için geçerli olduğuna inanırım.

Bazen siyasetin parlayan bir kahramanından... Bazen edebiyatın yeni keşfedilmiş bir yazarından... Bazen de sporun bir yıldızından... Duyarsınız o müziği… O müziği duyduğunuzda da hayatını o işe adamış biriyle karşılaştığınızı anlarsınız...

***

Bana bu aralar bunu düşündüren şey, İzmir’in Pınar Karşıyaka basketbol takımı... Basketbol izlemeyi severim, hatta futbol kirlendikçe her gün biraz daha fazla basketbola düşkünlüğüm artıyor. Türkiye’nin takım sporları arasındaki en başarılı dallarından biri basketbol bence... Ve sanırım futbolla oyun tarzı dışında görünen en büyük farkı, neredeyse tüm eski milli sporcularını teknik adam olarak yükseltecek bir anlayışları olması.

Haberin Devamı

***

İşte Ufuk Sarıca da onlardan biri...

Üç senedir Pınar Karşıyaka Basketbol takımının başantrenörü...

Ve üç senedir, yıllarca mucizelere inanan ama bir mucize olması için sadece bekleyen bir takıma mucizeleri yaşatan adam. Basketbol liginin en doğru basketbolunu oynatan koçlarından biri... Modern basketbolun en iyi uygulayıcılarından.

***

Pınar Karşıyaka oynadığı basketbolla bu oyunu sevenlere büyük bir heyecan yaşatıyor. Pınar Karşıyaka oynadığı basketbolla Avrupa’da Real Madrid, NBA’da Antonio Spurs nasıl bir anlayış değişikliği getirdiyse benzerini yapıyor...

Hücuma hızlı çıkan savunmayı savunma yapmadan bastırabilen bir takım... Hamle avantajını hep elinde tutarak, oyuncularına belli bir şema içinde özgürlük verip, rakibin tepki vermesine izin vermeden oluşan fırsatları kullanan, bunları zorlayan bir oyun kuruyor..

Riskli, çok uzun çalışma, oyunculara güven gerektiren bir basketbol.

Sarıca maçı yönetmekten çok oyuncularına yönetmeyi öğretiyor. Asıl başarısı burada. Bütün bunları Pınar Karşıyaka’nın takımca yaptıklarından çıkan, tüm basketbol severlerin iyi bildiği, o ‘duyulan’ müzik için yazıyorum... Rakiplerine göre çok az paralarla bu işi becerebildikleri için yazıyorum...

Haberin Devamı

Eşine az rastlanır bir taraftarı olduğu için yazıyorum...

***

Bu yazıyı yazmadan önce basketbolun büyük yorumcusu dostum Kaan Kural’ıaradım... Uzun uzun sohbet ettik, ona Pınar Karşıyaka’yı ve Ufuk Sarıca’yı sordum...

Dedi ki ‘Eskiden de Pınar Karşıyaka iyi ya da kötü yabancı oyuncular bulur sonra da sezonun şekillenmesini, elindeki malzemenin iyi sonuç vermesini mucizeyi beklerdi, belki olur belki olmazdı ve buna aldırmazdı... Ufuk Sarıca yine yabancı oyuncular buldu ama hergün üzerine birşey ekleyecek bir zemin kurdu...Her sene yeni bir prefabrik ev yapmak yerine önce kendi temeli olan ve hergün yeni bir kat çıkılan bir yapı oluşturdu. İşte o yüzden karşısında kendisinden beş kat büyük bütçeli takımları yenebiliyor, kupaları alıyor ve 3. Senedir yarı final oynuyor.

Haberin Devamı

Ufuk Sarıca’dan başka birçok iyi antrenör de var ama oynattığı modern basketbol anlayışıyla en iyi işi çıkartan antrenör o bence...’

***

Gerçekten mucizelere inanmak yetmez... O mucizeyi yaratmanız da gerekir... Yaşamınızı yaptığınız işe adamanız gerekir. İşte o zaman o müzik duyuluyor.

Küçücük bir takımı mucizelerin parıldayan yıldızı yapıyorsunuz.

O takımı ve semti hayallerinize ortak ediyorsunuz... Sadece oyununuzu değil, maceranızı, hikayenizi, mucizenizi de insanlar hayranlıkla izleyip alkışlıyor.

PS: Yarın akşam Fenerbahçe - Pınar Karşıyaka yarı final ilk maçı var... Bence kaçırmayın derim...

DİĞER YENİ YAZILAR