Galatasaray kurtulur mu?

Hatırlar mısınız, Ünal Aysal, 13 Mayıs 2011’de en yakın rakibine 2425 fark atarak G.Saray’ın 34’üncübaşkanı olurken, sarı-kırmızı camia açısından tamanlamıyla bir umuttu. Ondan önceki başkan Adnan Polat dönemi gerçekten Galatasaray tarihinin en beceriden yoksun dönemiydi bana sorarsanız çünkü...

Futbol takımı bir ara küme düşme çizgisinde bile dolaşmış,TürkiyeKupası‘ndan

elenmişti… Amatör şubelerin yerinde yeller esiyordu...

Kulübün kasasında 1 dolar bile yoktu ve durum gerçekten tedirgin ediciydi.

***

İşte tam bu sırada tüm camia bir kurtuluş hikayesi peşindeydi ve beklenti tabii ki çok büyüktü...

Çok uluslu UNİT Group’un yönetim kurulu başkanı olarak 2 milyar doları aşkın servetiyle Galatasaray’ı bataktan kurtarması ve uluslararası seviyede çıtayı yükseltmesi işten bile değildi Ünal Aysal’ın.

Ama aslında 3 Temmuz dönemine denk gelen F.Bahçe’nin düşüşü ve Fatih Terim rüzgarıyla yakalanan iki lig şampiyonluğu, maalesef o ilk dönemde yapılan bir sürü hatanın üstünü örttü.

G.Saray iyi yönetilmiyordu ama diğer büyüklerin içine düştüğü krizler sayesinde 1 numarada kalmayı başarıyordu.

Haberin Devamı

***

Ünal Aysal, önce yönetimde radikal değişiklikler yaparak başta Ali Dürüst olmak üzere pek çok silah arkadaşını bertaraf etti. Futbol şubesini yakın arkadaşı Bülent Tulun’la karıştırarak Fatih Terim’i Milli Takım’a gönderen sürecin temelini attı.

Ki bu affedilmez olan hataydı bence, bugün sonuçlarını görüyoruz zaten...

Gittikçe yalnızlaştı ve “dediğim dedik, çaldığım düdük” havasında kulübü yönetmeye başladı.

***

İşin kötüsü G.Saray’ı tek başına yönetecek kadar da bilgisi yoktu Aysal’ın...

Mesela şunlar oldu;

- Onun döneminde Fatih Terim gönderildi, Mancini gönderildi; futbol takımı İtalya dışında hiç çalışmamış Prandelli’ye emanet edildi.

- Drogba ve Sneijder gibi 2 dünya yıldızını transfer ederek başlayan globalleşme; sonundaHajroviç, Pandev, Djemaili tarzı sıradan ama maliyetli isimlere dönüşerek kadro derinliği yok oldu.

- Yerli transferde Burak, Selçuk gibi yerli yıldızları takviye etmek yerine Veysel, Tarık Çamdal gibi Süper Lig’de bile oynaması şüpheli genç yeteneklere büyük yatırım yapıldı.

Haberin Devamı

- Terim gönderildikten sonra panikle yapılan 10 transfere 60 milyon Euro’nun üstünde para harcandı; sonuçta o isimlerin hiç biri doğru dürüst takıma giremedi.

- Harcanan hesapsız paralar ve düşen kadro kalitesi nedeniyle Avrupa’da büyük irtifa kaybedildi,gelir kaybı yaşandı.

- UEFA’nın finansal fair-play kriterleri nedeniyle tehlike sınırına düşen kulüpte adeta parasızlıktan yaprak kımıldamaz hale geldi.

***

Sonunda Ünal Aysal görevi bıraktı.

Madem eylül ayında bırakacaktı, keşke bunu mayıs ayında yapsaydı da G.Saray’ın önünü görebilme ve önlem alabilme imkanı olsaydı.Ama buna da fırsat bırakmadan baskın seçimle, G.Saray’ı bir garabetin içinde terk etti.

G.Saray Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde 1 puanla grup sonuncusu; Süper Lig’de F.Bahçe derbisini kazanmasına rağmen 7 haftada 8 puan kaybetti; basketbol ve voleybolda yarın ne olacağı hiç belli değil...

Parasal açıdan da Prandelli’nin şu sözleri mali durumu özetliyor:

Haberin Devamı

- Tesisin kapısından içeri giriyorum, her gören”para” diyor...

Kimsenin parası ödenmemiş.

***

Galatasaray kötü günler yaşıyor.

Ne yazık ki Aysal döneminde ümit edilen başarılara ulaşılamadı.

Bir de “para krizi” çıktı ortaya.

Mayıs’ta yeniden seçime gidilecek.

Umarız, 2000’deki büyük başarıdan sonra bir daha aynı düzeyi tutturamayan Galatasaray, yaşananlardan dersler çıkartıpkendini toparlar.

Geçmişle övünen değil, gelecek için güvenilen bir takım olur.

Şimdilik bu çok zor gözükse de...

DİĞER YENİ YAZILAR