Tevazu olmadan din olur mu peki?

Bazıları beni çok sevindiren, bazıları da içimi burkan çok sayıda mail aldım “İyi bir dindarla sohbet etmek isterdim” ve “Çıkarınız için günahı destekler misiniz” yazılarımdan sonra...

Hatta birkaç tanesinde daha önce yazdığım yazılardan alıntılar vardı, o cümleleri ben unutmuştum... İnsanın kendi cümlelerine hiç hatırlamadan rastlaması insanı tuhaf bir biçimde etkiliyor... Beni gülümsetti... Biraz da endişelendirdi doğrusu, hafızam galiba bana gereken saygıyı göstermiyor diye düşündüm.

***

Bana kızan okuyuculardan biri, “Siz bunu hep yapıyorsunuz, daha önce de böyle suçladınız bizleri, inananları, Ak Parti’ye gönül verenleri ama sonunda cezanızı bulacaksınız” demiş. Bu “cezanın” nasıl bir şey olacağını söylememiş ama 25 Aralık 2011’de yazdığım yazıdan şu bölümleri eklemiş mailine:

“Hepimiz Allah’ın kuluyuz da bazılarımız da ‘Erdoğan’ın kulu’ anladığım kadarıyla. Eğer Erdoğan ahlakı ve dini hatırlatırsa, hepsi ahlaklı ve dindar. Hatırlatmazsa, hepsi kendi bildiğine...

Başbakan hep doğru yöne doğru gitse belki pek bir sorun yok da... Erdoğan, ‘Kadın mıdır kız mıdır?’, ‘Affedersiniz Rum!’, ‘Heykeli yıkın!’ diyerek ‘faüllü’ yollara saptığında kulları da peşinden gidiyor. Onlara, ahlakı, zarafeti, kibarlığı, demokratlığı hatırlatacak kimse de kalmıyor.

Haberin Devamı

Dindarlığın ya da muhafazakarlığın kendi ahlakı, edebi, adabı yok mudur?

Sözüne ya da işine Allah korkusuyla yön vermez mi?

‘Başbakan korkusu’ mu belirler onların davranışlarını? Dindarlıkta başbakandan böyle korkmak, her şeyini Başbakan’a göre ayarlamak var mıdır?

Bunlara baktıkça, neden bizim kültürümüzde ‘Kıblesi şaşmış’ diye bir laf olduğunu daha iyi anlıyorum. Bazıları gözünü kulağını Başbakan’a çevirmiş. ‘Ben muhafazakarım, Başbakan ne derse onu yaparım... Elhamdülillah...”

***

Benim dedemin dedesi, babamın büyük dedesi, benim büyük büyük dedem tekke şeyhiydi. Din ve dindar konusunda bir fikrim var.

Bugün dindar olarak ortaya çıktıklarını ilan eden edenleri gördükçe gerçek dindarlar adına utanıyor insan gerçekten...

Beni utandıran, nefsine sahip çıkamayan şeyhlerin kalabalıkta günah dediğine ıssızlıkta el uzatan sahtekarlığı, Allah sevgisini oya tahvil etmeye çalışan politikacıların ikiyüzlülüğü, Müslümanım diyenin şaşılacak zaafları değil sadece...

Haberin Devamı

İnançlarından dolayı kendilerini daha büyük ve diğer insanlardan daha değerli bulmaları, inançlarıyla böbürlenmeleri, inancı bir gösteriye çevirmeleri, kendilerine benzemeyenleri “cezalandırma” hakkına sahip olduklarına inanmaları.

***

Dindarlık, bir büyük güç karşısında kendi güçsüzlüğünü kabul etmeyi, bu büyük güç dışındaki her insanın eşit olduğunu içine sindirmeyi, o güç karşısında kendi güçsüzlüğünü tevekkülle sırtlayıp tevazuunun sınırlarını aşmamayı gerektirir, öyle değil mi?

Bazı insanları inançları mütevazi değil tam aksine kibirli yapıyor.

İnançlı oldukları için başkalarının “hakkına” el uzatabileceklerini sanıyorlar.

Onlar için inanç Allah’la aralarında olan bir bağ değil de sanki kendi aralarında yaptıkları bir “ortaklık anlaşması”, “hepimiz inançlıyız öyleyse elele verip başkalarının hakkına el koyabiliriz” diyen bir halleri var.

Haberin Devamı

El koyuyorlar da.

Karşı çıkan olursa onu da “cezalandırmakla” tehdit ediyorlar.

***

Tevazuyu, tevekkülü çoktan unutmuş gibiler.

Tevazu olmadan din olur mu? İnançla bu kadar övünmek ve inançlıyım diye bu kadar kolay yalan söylemek ayıp değil mi?

***

Dindarlar, dini siyasetin içine bu kadar sokarlarsa, her türlü haksızlığı dinin arkasına saklamaya kalkarlarsa, dinin ve dindarlığın hak etmediği bir kuşkuyu yaratırlar sonunda.

Yarattılar da aslında, dindarlık eskisi kadar saygı görmüyor.

Eskiden “radikal laikçiler” dindarları küçümserlerdi, şimdi ise geniş bir kesim dindarlığını öyle kulüp rozeti gibi yakasına takıp dolaşanlara küçümseyerek bakıyor.

Gerçek dindarlar, “dindar” sözcüğünün artık hangi kavramları çağrıştırdığını bir düşünsünler.

Bundan memnunlarsa devam etsinler.

Değillerse bunu açıkça söyleyecek cesareti göstersinler.

Tabii böyle bir cesareti gösterecek bir dindar varsa bu ülkede...

DİĞER YENİ YAZILAR