Gazete Vatan Logo

Sanayici türbanı sordu

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir'de Ege Bölgesi Sanayi Odası meclis üyeleri, İzmir Ticaret Odası ve İzmir Ticaret Borsası yönetim kurullarının yanısıra ekonomide örgütlü derneklerin temsilcilerinin katılımıyla tarihi Havagazı Fabrikası'nda düzenlenen toplantıda konuştu.
Kılıçdaroğlu, yaklaşık 500 kişinin katıldığı toplantıda yaptığı konuşmada, Türk ekonomisinin Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana geçirdiği evreleri anlatırken, şunları söyledi:


“Kendi uçağımızı 1934 yılında uçurduk. Kendi denizaltımızın omurgasını Haliç'te denize indirdik. İkinci Dünya Harbi'ni savaşa girmeden çıkardık. O dönemde ciddi yoksulluklar oldu, riskler vardı. O dönemin kalkınma hızı yüzde 7 idi. Geldiğimiz noktada kısa sürede iflas ettik. Onu da aştık pek çok krizle karşılaştık. Bunun temel nedeni, şu siyaset kurumunun ekonomide iyi bir sınav vermiş olmamasıdır. Siyaset kurumunun ekonomide başarı olması için nasıl bir perspektif lazım? Batı'ya bakın 2080'e ait perspektifler çiziliyor. Biz ilerde sanayileri nerelere götürmeliyiz? Biz sanayici ile bilimi nerede nasıl buluşturacağız? Dünyanın en stratejik ürünü insan beynidir. Almanya'da bana sorular soruldu 3'üncü kuşak Türkler, Türkiye'ye dönüyor. Biz çok mutluyuz. Türkler dönüp Türkiye'de yatırım yapacaksa bundan memnun oluruz. Beyin göçü artık ağır ağır Türkiye gelmeye başlıyor. Onların orada okumaları Türkiye'ye bağlılıklarını azaltmıyor.”

NEDEN 2023 DE 2080 DEĞİL
CHP lideri, 40 yıl önce aynı ekonomik gelişmişlikte olan ülkelerin Türkiye'yi geçtiğini belirterek, öyle konuştu:
“Biz eğer siyasetçiler olarak her şeyi iktidara geldiğimizde sıfırlayıp ben yaptım mantığı ile başlarsak yanlış yaparız. Geçmişte de yapılan güzel çalışmalar var. Ülkeyi geleceği taşırken sağlıklı planlamalar yapmalıyız. Bütün bu süreçte Devlet Planlama Teşkilatı'nın varlığından söz edebiliyor musunuz? Kısa bir hedef koymuşuz kendimizin önüne 2023. Neden 2050 değil. Çok önemli evet 2023 ama 2080'i de değerlendirmeliyiz. Geleceği çok iyi kurgulamalıyız ki ciddi başarılara imza atalım. 1970'li yılları düşünün. OECD ülkelerine bakın. Türkiye Yunanistan ve Portekiz aynı gelir düzeyine sahip ülkeler. 2010'a geldik. Yunanistan, Portekiz, İspanya bizi katladı geçti. Avrupa'nın en fakir ülkesi olan İrlanda kişi başına gelirde bir hayli önümüzde. Meksika, Arjantin, Brezilya onlar da bizi geçti. Aynı düzeyde olan ülkelerde kıyaslayıp başarı görülüyor. Kişi başı milli gelir daha fazla arttıysa başarı öyle ölçülür.”

FİNANS KRİZİ ÇIKMAMASININ MİMARI ECEVİT'TİR
Kılıçdaroğlu, Bülent Ecevit'in başbakanlığı döneminde alınan ekonomik önlemlerin şu anda Türkiye'nin global krizden az etkilenmesini sağladığını da anlattı. Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
“Kriz Amerika'da başladı dünyaya yayıldı. Onların krizi finans krizi, bizimki reel sektör krizi. Bizde finans krizi yok niye? Rahmetli Bülent Ecevit ciddi başarılara imza atı. Bütün faturaları kendileri ödediler. Bir devlet adamı ciddiyetiyle yapılması gerekenleri yaptılar, eksik ve yanlış var, ama finans krizinin çıkmamasının mimarı Ecevit'tir. Bize kriz niye reel sektör olarak yansıdı. Çünkü biz krizi iyi yönetemedik. Bir nedeni şu, 1 milyon dolar sıcak para getiriyorsunuz bir ayda bu paradan elde edilen kar 56 bin dolar. Yani dolar başında yüzde 5'in üstünde gelir elde ediyorsunuz. Sanayicisiniz hangi sanayicimiz aylık yüzde 5'in üstünde dolar bazında aylık kar elde edebiliyor. Bunun getirdiği farklı bir kavram çıktı ortaya istihdam yaratmayan büyüme. Büyüyorsunuz ama istihdam yaratamıyorsunuz, böyle bir büyüme olmaz. Bu farklı bir büyüme o zaman. Ben iktisat okudum. Kitaplarda der ki ‘büyüme olunca işsizlik çözülür, tam istihdam hedeftir. Tam istihdam yüzde 100 olmayabilir ama ne kadar yaklaşırsa ekonomideki büyüme o kadar sağlıklıdır. Neden reel sektörün krizini aşamadık eğer siz yaptığınız ve tuttuğumuz yolla reel sektörü çökertiyorsanız, ciddi bir sorun vardır.”

TÜRKİYE İTHAL MALLARIN DAĞITIM MERKEZİ
Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin ithal malların dağıtım lojistik merkezi olduğunu belirterek, “Eskiden biz ara malı üretiyorduk şimdi üretemiyoruz pahalı. Çünkü dışardan gelen daha ucuz. Nedeni hükümetin izlediği politika. Hükümet diyor ki, ‘Türk lirası ne kadar değer kazandı.' Gurur duyuyor. Amerikalılar aptal mı, doları basıp dağıttılar dünyaya. En son 600 milyar dolar bastılar kendi ekonomileri değer görsün diye. Paranın çok değerlenmesi yanlıştır. Değerinin düşmesi de yanlıştır. Gerçek anlamda değer neyse onun korunmasıdır bunu yaparsanız reel sektörü ve ihracatçıyı korumuş olursunuz” şeklindekonuştu.

SANAYİCİNİN ÖNÜNDEKİ ENGELLERİ SİYASETÇİ KALDIRIR
CHP lideri sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sanayici ekonomin kamu görevlisidir. Çünkü sanayici üretir istihdam yaratır. Uluslararası piyasalarda rekabet eder. Katma değer yaratarak ülkenin kalkınmasına katkıda bulunur. Sanayici ‘bireysel kar sağlayacağım' diye yola çıkan bir kişi olmanın önüne geçmiştir artık. Politikacının görevi ne onun önündeki engelleri kaldırmaktır. Engel çıkarırsanız kendisine engel çıkarmış olur. Onun önündeki engelleri kaldırırsanız Türkiye'nin kalkınmasına katkıda bulunmuş olursunuz. Kayıt dışı ekonomi sanayicinin önündeki en ciddi engellerden biridir” dedi.

ENERJİ MALİYETLERİ DÜŞÜRÜLMELİ
CHP lideri, enerji maliyetlerinin yüksekliğinin sanayicinin önündeki en önemli engellerden olduğunu vurgulayarak, dünyadaki savaşların temel nedeninin enerji kaynakları olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, “Enerji kaynaklarına sahip olan geleceğine de sahip olabilir. Enerji kaynaklarını sanayinin emrine düşük fiyatlarla sunan geleceğini kurtarmış olur. Akaryakıta yapılan zamlara bakın, kapatın vergi dairelerini her benzin istasyonu vergi dairesi. O zaman vergi dairlerine ne gerek var. Sanayicinin önündeki iki sorun var. İstihdam üzerindeki ağır yükler. Peki maliyeti kim düşürecek siyasetçiler. Bizim düşüncemiz şu, asgari ücret üzerindeki vergiyi yüzde 1'lere indireceğiz. Böylece sanayici üzerindeki yükü, azaltacağız. Enerjide çok gerilerde kaldık Türkiye'nin geleceğini kurtarması yüzde 7 büyüme hızını yakalaması için her yıl 3.5 milyar dolarlık enerji yatırımı yapması lazım. Niye bu kadar pahalı? 10.5 cente enerjiyi satarsanız sanayici kimle nasıl mücadele edecek” dedi.

ÖDEDİĞİNİZ VERGİLERİN HESABINI SORUN
Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Nükleer santral ihlesi yapıldı. Uluslararası anlaşma yasa haline dönüştürüldü. Kilowatsaati 13.5 cente gelecek. Aynı nükleer santral Rusya'da yapıldı maliyeti de ürettiği enerji fiyatı da çok düşük. Bu soruyu sormazsak 13.5 centi ödemeye devam ederiz. Niye bu kadar pahalı Türkiye'de. Hangi gerekçe ile. Yanlış politikalarla. İran'la doğalgaz anlaşmamız var. Geçen yıl 606 milyon dolar kullanmadığımız doğalgazın parasını ödedik. Kim ödüyor sizler ödüyorsunuz vergi olarak. Bir ülkenin gerçek anlamda demokrasiyi özümsemesinin yolu ödediği vergilerin hesabını sormaktan geçer. Nereye harcıyorsunuz siz bu vergiyi. Sormuyorsan demokrasi oturmuş değildir. Bu demokrasinin önündeki en ciddi sorunlardan biri. Üretmeyen ekonomi üretemeyen ekonomi işsizlik yaratır. Ekonominin temel amacı nedir? Var olan kaynakları optimum kullanarak mutlu bir toplum yaratmak. Sizin izlediğiniz ekonomi politikası işsizlik yoksulluk yaratıyorsa bir sorun var demektir. Bu sorunu aşmak zorundayız.“

ÖZELLEŞTİRMENİN HESABI SORULMALI
Kılıçdardoğlu özelleştirilen kurumlarda paraların nereye gittiğinin hesabının sorulması gerektiğine dikkat çekerek, “Özelleştirme yaptık. 40 milyar dolar. Nereye gitti bu para? Birilerinin hesap sorması lazım. Özelleştirilecek kurumun kaça özelleştirildiği elde edilen paranın nerelere harcandığının açıklanması lazım. Açıklanmazsa sorun çıkar. Hem 40 milyar dolar alacaksınız hem de cumhuriyet tarihinin en fazla borçlanmasını yapacaksnız. Bir adam düşünün, evindeki buzdolabını satıyor yatak odasını satıyor ödeyeceğim diye. Ama bakıyor ki borçlar artmış. Demek ki iyi bir yöneticiniz yok demektir. Ülke ve ev de iyi yönetilmiyor demektir” dedi.

AB'YE ÜYE OLMAYALIM DİYE ÖNÜMÜZE BARAJ KONUYOR
Kılıçdaroğlu, AB sürecini şu sözlerle değerlendirdi:
“AB ile ilgili süreçte ciddi aksaklıklar var. ‘Biz çalışmak istiyoruz ama şu muhalefet partisi her seferinde engel oluyor bize' diyorlar. Hiç birisine engel olmadık hepsine destek verdik yeter ki AB ile uyum yasası diye getiriyorsunuz içine ilgisiz maddeler koyuyorsunuz çıkarın onları bütün yasalara destek verelim. Engel iktidar partisinden kaynaklanıyor. Türk Ticaret Yasası, Borçlar Yasası. Bir ara getirdiler baktılar çok uzun geri çektiler, şimdi yine getiriyorlar. Düşüncelerimizi söyleriz. Parlamentodan süratle geçmesinden yanayız. Biz Türkiye'ye çifte standart uygulanmasını içimize sindiremiyoruz. Bize bunu yaparsanız biz bunu eleştiririz. Türkiye AB sürecinde kolay hazmedilen bir ülke değil. AB üye olmayalım diye önümüze kimsenin önüne koymadığınız barajları koyarsanız itiraz ederiz kusura bakmayın.”

TÜRBANDA TOPLUMSAL UZLAŞMA

Kılıçdaroğlu, sanayicilerin soruları üzerine türban sorununu şöyle değerlendirdi:
“Türban sorununun çözümüne en hazırlıklı parti biziz. İlk raporu yazan biziz. Çarmıha gerilen parti de biziz. Aradan geçen süre CHP'nin ne kadar haklı olduğunu gösterdi. Ama siz de takdir edersiniz ki 40 yıldır süren bir sorunun çözümü için getireceğimiz önerileri çala kalem yazamayız. Bu konudaki çözümleri raporumuzda açıklayacağız. Geçmişte sorunun tek boyutunu gördük. Sayın Başbakan diyor ki ‘asker ne isterse verdik yine sorun çözülmüyor.' Temel sorun ülkeyi yönetemeyen siyasetçilere aittir. Olayı hep görmemezlikten duymamazlıktan geldik. Bu çok boyutlu bir olayın ekonomik sosyal askeri boyutu var. Bütüncül bir politika ile çözülmesi lazım. Şu soruyu unutmayalım. 60'ların Amerika'sını düşünün. Siyahlar ve beyazlar aynı mahallede oturamaz aynı okula gidemezdi. Şimdi Amerika'da bir siyah başkan var. Bizim 60'larda böyle bir şey yoktu onlar birleşti biz ayrıştık. Oysa biz birliktik beraber yaşıyorduk. Geçmişin hataları faturaları ağır ağır çıkıyor. Bunları aşacağız kararlıyız. Biz bu sorunu samimi olarak çözmek istiyoruz. Bu sorunun çözümündeki mihengi noktası toplumsal desteği sağlamaktır. Türban düşüncelerimizi söyledik üniversitelerde sorun olmaması lazım. İlk, orta, kamu, lise buralarda olmaz. Ben bunu söyledim Başbakan bir yanıt verdi mi, veremedi. Kadının başına örttüğü örtüyü siyasi malzeme olarak kullanıyor. Kadınlar bunu sorun yapmıyor da neden erkekler bu sorunu tartışıyor? Neden erkekler sürekli bunu gündeme getiriyor? Olay siyasallaşırsa çözümsüz olur. Bizim bakış açımızla onun bakış açısı çok farklı. Bizim düşüncelerimiz çok net çok açık. Başbakan'ı bu konuda açık yüreklilikle sorunun çözümüne yanıt vermiyor. Başbakan'a sorulmaz niye sorulmaz. Doğu Güneydoğu'da niye Başbakan'a çıkıp da bu sorunu nasıl çözeriz diye sorulmaz, niye bana soruluyor? Biz Başbakan gibi kaçak güreşmiyoruz. Biz adam gibi düşüncemiz neyse onu söyledik.”

HİPERMARKET YASASI'NIN ÇIKMASINI BEKLİYORUZ
Kılıçdaroğlu, Hipermarket Yasası için “Geçen yasama döneminden beri bu yasanın geçmesini istiyoruz ama geçmiyor. Esnaf perişan oldu dükkanını kapattı. Esnafı neredeyse düşman ilan ettik. Başbakan TOBB'un Genel Kurulu'nda birçok kez söyledi. ‘Her işadamı yanına bir kişi alırsa issizlik sorunu çözülür'. Bir işadamının onu çalıştıracak gücü yoksa zaten çalıştıramaz. Ekonomik gerçeklerle siyasal söylemlerin örtüşmesi lazım. Örtüşmüyorsa orada sıkıntı var demektir” dedi.

Haberin Devamı