Ramazanda iftar veriyor baklava yapmayı öğreniyor

Fransa Sarayı sizin İstanbul'a gelmenizle daha da sosyalleşti, bugüne kadar ne gibi etkinliklere ev sahipliği yaptınız?

Fransa’nın dinamik yüzünü göstermek istiyoruz. İstanbul’daki Fransız kurumlarıyla, bir taraftan, Fransa’yı sevenlere, ülkemizi daha da sevdirmek, bizi tanımayanlara da, ekonomik, kültürel ve siyaset anlanlarında da birlikte çalışabileceğimiz kişilere de Fransa’yı tanıtmak istiyoruz.

Değişik, eğlenceli etkinlikler düzenledik... Sevgililer Günü'nde, Türk-Fransız karma çiftlerin katıldıkları "Je t’aime" (Seni seviyorum) gecesi düzenledik, gastronomi etkinlikleri (ördek temalı akşam yemeği); kültürel etkinlikler (The Darwinners çizgi dizilerinin yaratıcısı Jul ile bir söyleşi gerçekleştirdik), ama özellikle de buradaki etkinliklerimizin farklı boyutlarını bir araya getiren birbiri ile bağlantılı etkinlikler düzenliyoruz. Mesala, bu sene, Türk-Fransız göçmenlik anlaşmasının 50'nci yılını burada, çifte vatandaşlarımızla; konferans, film gösterimleri, sergiler ve resepsiyon gibi çesitli etkinlikler etrafında kutladık.

Aynı şekilde, Mart ayında, birçok etkinlik düzenleyerek, "Kadını" kutladık, bunlardan, Elif Şafak ve iki Fransız yazarın katıldığı bir panel düzenledik; farklı ufuklardan Sivil Toplum Kuruluşları ve siyaset dünyasından kadınlar ile bir çalıştay düzenledik. Bir de, yine farklı ufuklardan ve çeşitli çalışma alanlarından kadınlarla, Fransa Sarayı’nda sadece kadınların katıldığı bir resepsiyon düzenledik.

Baklava yapmayı öğreniyor

Geçenlerde baklava yapmayı denemişsiniz nasıl bir tecrübeydi?

Karaköy Güllüoğlu’nda, Nadir Güllü’den baklava dersi almaya gittim. Nadir Bey, bana bildiklerini iletmeye gayret etti. Baklavanın nasıl yapıldığını daha iyi anladım ama henüz yapabileceğimi sanmıyorum. Şimdilik, satın almayı tercih ediyorum. Baklava, Türk pastacılığının, tüm dünyada dalgalanan bir bayrağı adeta.

Vize almayı kolaylaştırdık Fransa'ya gelin sizi bekliyoruz

Söylediğiniz gibi, Fransa’ya vizeleri kolaylaştırdınız mı?

Evet. Bakanımızın ve Büyükelçimizin isteği doğrultusunda vizeleri kolaylaştırdık. Türkiye, artık, göç veren değil, göç alan bir ülke. Bunu her geçen gün görüyoruz. Vizeleri kolaylaştırıyoruz çünkü, daha fazla Türk turist ve Türk ögrencinin ülkemize gelmesi, iş seyahatlerinin düzenlenmesi ve kültürel bağların oluşması bizim çıkarımıza. Red oranımızı büyük ölçüde indirdik, vize sürelerini uzattık ve çok kısa sürede vize veriyoruz. Bu bizim icin gerçek bir meydan okuma, özellikle de, dosyalar gerektiği şekilde hazırlanmadığında çok vakit kaybediyoruz. Türklere şunu söylüyorum, "Fransa’ya gelin, sizi bekliyoruz" ve lütfen vize dosyanızın iyi hazırlandığından emin olun...

10 Temmuz'da Fransız Sarayı'nda geleneksel iftar var

Ramazan'da iftar ile bir ilke imza atmıştınız, bu ramazan neler yapacaksınız?

Bu sene, 10 Temmuz’da, farklı ufuklardan dostlarımızı, geleneksel bir iftar yemeği ve ardından Ermeni asıllı bir muzisyen olan André Manoukian’un Quartet topluluğu ve aralarında Okay Temiz’in de bulunduğu dört müzisyenin bir araya geleceği bir caz konserinde ağırlayacağız. Cok güzel bir "kardeşlik" zamanı olacak. Dışişleri Bakanımız, Laurent Fabius, "Ramazan gecemiz"den bir gün önce, 9 Temmuz’da, Paris’te bir iftar yemeği verecek. Büyükelçimiz de, 11 Temmuz’da, Ankara’da, Ramazanda Caz Festivali’ne ev sahipliği yapacak.

Gelecek projeleriniz neler?

Eylül ayı için çok sayıda projemiz var. 29 Eylül’de, buradaki ünlü Fransız pasta ve ekmek markalarının ve Türk markaların da bulunduğu bir "patisserie günü" düzenleyeceğiz. Ülkelerimiz bu alanda önemli geleneklere sahipler ve bu gün sayesinde, tadımlarla, bunları bir araya getireceğiz. 19 Eylül’de, ‘Ulusal Miras Günleri’ vesilesiyle, Fransa Sarayı’nın kapılarını ziyaretçilere açacağız. Güncel konularla ilgili konferanslar düzenleyeceğiz. Türkiye sınırlarında, büyük bir trajedi yasayan Ortadoğu’daki Hıristiyanlar ile ilgili bir konferans düzenleyeceğiz. Gilles Kepel ve Olivier Roy gibi Ortadoğu uzmanlarını ağırlayacağız.

Çocuklarım küçük birer İstanbullu oldular

Çocuklarınız İstanbul'a alıştı mı? Çocuk büyütmek için ideal bir şehir mi İstanbul?

Çocuklarım, küçük birer İstanbullu oldular. Çok güzel şartlarda yaşıyorlar ama İstanbul’da çocuk büyütmenin çok zor olduğunu düşünüyorum. Çalışmak isteyen kadınlar için veya daha fazla kadının çalışmasına olanak sağlayacak yeteri kadar çocuk bakım hizmetinin olmadığını düşünüyorum. Bir anne olarak, kaldırımlara saygı gösterilmemesi ve kaldırımlarda çocuk arabasıyla gezilememesi beni üzüyor. Türk makamlarıyla da üzerinde çalıştığımız bir konu olan ‘sürdürülebilir şehircilik’ konularında, yayaların alanları ve ulaşım çok stratejik bir öneme sahip. İstanbul’daki vatandaşlar, diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, çocuklarının yaşanabilir bir dünyada yaşamaları için gerçekçi önlemlerin alınmasını istiyorlar. Aralık’ta Paris’te düzenlenecek olan COP 21, iklim konferasının önemi de burada.

Fransızlar son zamanlarda çokça Türkiye'ye yerleşiyor, bunun nedeni ne?

Türkiye’deki Fransız firmaları gelişiyor.. 400’den fazla Fransız firması var, bu da 100 bin kişilik istihdam demek oluyor. Bu şirketler tabii ki, sayıca çok olan Fransızca bilen Türkleri işe alıyorlar. Aynı zamanda da, expat Fransızlar ve Türk asıllı Fransızlar da bu firmalarda çalışıyorlar. Bunlar, Fransa’yı iyi tanıyan, Fransa’da eğitim görmüş kişiler. Tabii, aynı zamanda Türkçe’ye de hakimler.