Gazete Vatan Logo

Popstar tarzı bir yarışmayı sunmam (1)

Dün geceki büyük finalde bir aksaklık yaşansa ne olacaktı? Korhan Abay, sorunsuz bir yarışma için alınan tedbirleri ve yapılan hazırlığı anlattı

Eurovision Şarkı Yarışması'nı Meltem Cumbul'la birlikte sunan Korhan Abay'la çarşamba günkü yarı finalden sonra konuştuk. Siz bu röportajı okuduğunuzda yarışmayı kazanan belirlenmiş olacak. Biz 49'uncu Eurovision Şarkı Yarışması'nda bir aksaklık olmadığını varsayarak, "ya bir aksaklık olsaydı" üzerine sohbet ettik Abay'la. Ondan öğrendiğimize göre herşey düşünülmüş, organizasyonda herşeyin bir yedeği varmış; şarkıcılar ve sunucular dışında.

Gazete sayfalarında "yedek sunucu" diye ortaya kendini atan Seray Sever'le ilgili haberleri okuduysanız, o haberlere de inanmayın. TRT'nin yetkililerinden ve Korhan Abay'dan öğrendiğimize göre "yedek sunucu" da yoktu, Seray Sever yalnızca kendisine yapılan bir şakanın kurbanıydı.

"Bu arada her şey düşünülmüştü" derken şunu anlatıyoruz: Deprem olsaydı ya da yangın çıksaydı, aklımızın uçundan geçmeyecek bir aksaklık baş gösterseydi, biz ekranda, yani bizle birlikte 50 ülke ekranda Eurovision Şarkı Yarışması'nı hatasız, eksiksiz izleyecekti. Nasıl mı? Artık bundan sonrasını Korhan Abay anlatsın.

* Nasıl hazırlandınız yarışmaya?
Geçen yıl yarışmayı Tunus'ta Fransız bir arkadaşımla izledim. Arkadaşım yarışmada Sertab Erener'in birinci olmasından sonra bana, "Seneye sen sunarsın yarışmayı" demişti. Doğrusu o günden beri Eurovision Şarkı Yarışması'nı sunma fikri aklımda vardı. Dolayısıyla kendimi hazırlamıştım. Kendimi güçlü adaylardan biri olarak gördüm.

* Ama teklif size biraz geç geldi. Hatta erkek sunucunun belirlenme aşamasında Enrique Iglesias, Ricky Martin'in adları geçti...
Evet, bunlar yaşandı. Bana teklif iki ay önce geldi. Yabancı birinin sunması olmayan bir zafiyetimizin ortaya çıkmasına neden olurdu. Yanlış olurdu.

9 aydan beri hazırlanıyor!
* Siz nasıl hazırlandınız?
Doğrusu Ağustos ayından beri hazırlanıyorum. Kilo verdim. Beyin jimnastiği yaparak kendi kendime hazırlanmaya başladım ama uzun süre teklif gelmedi.

* Sizce teklif size ne zaman gelmeliydi?
Geçen yılki yarışmadan hemen sonra, hatta ertesi gün getirmeleri gerekirdi.

* Aman öyle demeyin, "Eurovision'u nerede yapacağız" sorusu bile uzun süre yanıt bulmadı. Sunucuya karar vermek de zor...
Öyle ama yine de sunucular ilk düşünülen konulardan biri olmalıydı. Türkiye'de bu anlamda tecrübeli çok isim yok. Ben 60'ın üzerinde uluslararası yarışma sundum, canlı yayın tecrübem var. İlk akla gelen isimlerden biriyim.

* Teklif geldikten sonra nasıl hazırlandınız?
Eurovision'un belli bir formatı var, muazzam değişiklikler yapmak zaten mümkün değil. Son yarışmaları izledik. Ama ben daha önce farklı bir şeyler yapılabileceği düşüncesiyle İzzettin Çalışlar'la birlikte bu konu üzerinde çalıştım. Ali Murat Erkorkmaz gibi ünlü animasyon sanatçılarımızla birlikte hoş bir proje hazırladık. Sanal karakterlerle sunmayı planladık Eurovision'u. Anadolu topraklarında yaşamış kişilerin sanal olarak yanımızda olduğunu varsayarak Yunus Emre'den Kleopatra'ya kadar farklı sanal karakterlerle birlikte sunma teklifini getirdik ama kabul edilmedi. Daha sonra Meltem Cumbul'u "kaybetme" fikri çıktı ortaya, bunu çeşitli animasyonlarla çok hoş bir hale getirmeyi planladık. Bunu da kabul ettiremedik. Finalde çok küçük bir bölümde bunu bir şekilde yapıyoruz ama tam istediğimiz gibi olmadı.

Ama ben son yıllardaki yarışmaları izleyince, bizim yaptığımız işin son yıllarda yapılan en iyi iş olduğunu düşünüyorum.

* Türkiye'nin Eurovision'daki yüzü olmanın bir bedeli var mı?
Çok gurur duydum. Bunun bence bir karşılığı olamaz.

* Bu işten maddi bir kazancınızın olmadığı doğru mu?
Doğru. Son 4-5 yıldır Eurovision'da sunuculuk yapanların bu işi fahri olarak yaptıkları söylendi bize. Biz de almadık. İnsanın bir milyon doları olmasıyla bir milyar doları olması arasında nasıl bir fark var? Ne yapayım ben bir milyar doları? Her öğün havyar mı yiyeyim? Bir milyon dolarım da yok ama öyle bir para hırsım hiç olmadı. Dediğim gibi bence Türkiye'nin yüzü olmanın bir bedeli yok. Burada atlamak istemediğim bir nokta var. Sunuculuk benim profesyonel işim. Buna emek harcıyorum, bu alanda kendimi yeniliyorum. Bunun bir bedeli olmalıdır. Ama Türkiye'nin yüzü olmak çok gurur verici. Bu yüzden de bu konu üzerinde fazla durmak istemiyorum.

Devamı

Haberin Devamı