Gazete Vatan Logo

O dostlarına güvercin dünyaya karşı şahindi

Hukukçu Adil Özkol, son anına kadar yanından ayrılmadığı 32 yıllık dostu İsmail Cem’i anlattı...

12 MART’A TEPKİ
Öğrenci olaylarının ardından 1971 Muhtırası açıklandığında İsmail Cem’in buna tepki duyan bir kimliğe sahip olduğunu duymuştum ancak kendisiyle TRT Genel Müdürlüğü görevinden alındıktan sonra tanıştım. MC Hükümeti İsmail’in, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam edildiği dönemde Milliyet Gazetesi’nde yazı yazmasından rahatsızlık duydu. Bununla birlikte kendisinin görev yaptığı dönemde sol görüşlü insanları TRT’ye aldırdığı gerekçesiyle eleştirilerle karşılanıyordu. İşte o günlerde İsmail, TRT’nin ekranına çıkarak “Sizi halkıma şikayet ediyorum” diyerek kendisine haksızlık yapıldığını dile getirecek cesareti gösterdi. Benzer cesareti kazanamayacağını belki biliyor olmasına rağmen 1986 yılında SHP Genel Başkanı Erdal İnönü’nün karşısına kongrede çıkması oldu. Amacı partinin toparlanması ve kendi dinamiklerini güçlendirmesiydi. Seçimi kaybetti ama SHP bu kongrenin ardından toparlanmıştı.

MUMCU’YA ÇOK AĞLADI
Tam 14 yıl önce Uğur Mumcu’nun öldürüldüğü 24 Ocak 1993 tarihinde CHP Sarıyer İlçe Kongresi’nde biraradaydık. Kongrenin başkanının “Arkadaşlar çok acı bir olay yaşadık, Cumhuriyet Gazetesi Yazarı...” dediği sırada başını önüne eğdi. İsmin Uğur Mumcu olduğunun açıklanmasıyla başını kaldırdığında her iki gözü dolu doluydu. Kendisine hakim olmasıyla tanınan İsmail, daha sonra ağladı.

BİRLİKTEN YANA OLDU
Solda hep birlikten yana oldu ancak ilkelerinden taviz vermezdi. 2002 yılının Temmuz ayında DSP’den ayrılıp YTP’yi kurarken Parti Meclisi’nde “sosyal demokrat” ya da “demokratik sol” kavramları yerine “liberal sol” anlayışının tüzükte yer almasının daha faydalı olacağı gibi bir tartışma başladı. Önce sessizliğini korudu, sonra restini çekti: “Liberal sol anlayışı içinde ben yokum!” dedi, tartışma bitti.

DSP’DEN AYRILDI
2002’de DSP’den ayrılma sürecinde bile çok nazik davrandı. Bülent Bey ile yolunu ayırdığını, “Bülent Ecevit bazen çetin ve çileli ama her zaman dürüst, onurlu siyasal yaşamıyla Türkiye demokrasisine unutulmaz katkılar sağlamıştır” diyerek yolunu ayırdı. Bu satırların inceliğini sorduğumda bana yanıtı, “Adil, bizim hepimizin yolu Atatürk’ün yoludur ve yarın aynı yolda yürüyeceğimiz insanları kıramayız” demişti.

DERVİŞ’E KIRILMIŞTI
2002 yılının Temmuz ayında DSP’den önce Hüsamettin Özkan ayrıldı. Ardından İsmail Cem ayrılarak, Yeni Türkiye Partisi’ni kurdu. Kendisinin beklentisi Kemal Derviş’in de DSP’den ayrılıp, YTP’ye geleceğiydi. Ancak Kemal Bey Amerika’ya gidip döndükten sonra İsmail Cem’e CHP’ye katılmalarını önerdi. “Bu kadar insan bana güvendi ve YTP’yi kurduk, o insanlara ayıp olmaz mı?” diyerek bu öneriyi reddetti. 2 Kasım 2002 seçiminin ardındansa Deniz Baykal’ın davetine “Ana gövdede birleşmemiz gerekiyor” diyerek pazarlıksız, içtenlikle kabul etti.

EVRENSEL SOL ANLAYIŞI
İsmail Cem’in siyasi bakışı, evrensel sol anlayışıyla ulusal yararların birbiriyle yoğrulmasına dayalıydı. Solun evrensel ilkelerinin ulusallıkla sentezlenmesi konusunda hassastı ve “Bu toprağın insanı olduğumuzu asla unutmamalıyız. CHP olarak milliyetçiyiz ama kafatasına dayalı değil, dışa dönük, ülke gereklerini gözetmek konusunda milliyetçiyiz” düşüncesini taşıyordu. AB’nin ateşli bir taraftarı olmakla birlikte, Türkiye’ye karşı çifte standart uygulanmasından büyük rahatsızlık duyuyordu. AKP’nin zaaflarının AB tarafından acımasızca kullanıldığını anlatıyordu.

TEDAVİSİNİ KESTİ
2005 yılında Deniz Baykal ile Mustafa Sarıgül arasında geçen CHP Kongresi’ne Amerika’da tedavi olduğu sırada tedavisini yarıda bırakıp, gelip katıldı. Salonda zorlukla yurümesine rağmen, orada olması gerektiğini düşünerek geldi ve Deniz Bey’in yanına geçip oturdu. Geçen yıl Kasım ayında CHP’nin yeni binasında Baykal’ı ziyaret etti, daha sonra da Deniz Bey, İsmail Bey’e iadei ziyarette bulundu. Evin temizlik işleriyle vilgilenen muhafazakâr bir kadıncağız konuklara aparatif olarak küçük kanepe ikramında bulundu ancak bu kadıncağızın sol bir partiye oy vermediği çok aşikârdı. Deniz Bey kaneleri birer ikişer eliyle ağzına attı. Kendileri gittikten sonra temizlikçi kadının, “Deniz Baykal da aynı bizden biri gibi...” demesiyle İsmail kahkahayı patlattı: “İşte insanımızın gözlemidir” dedi.

KOYU CİMBOMLUYDU
İsmail Cem berrak, uyumlu, sıcak bir kişiliğe sahipti. Yurtiçinde ve dışında 20’yi aşkın fotoğraf sergisi açmıştı ve koyu Galatasaraylıydı. Galatasaray’ın maçlarını konsantre olarak izler ve rahatladığını söylerdi. İngiliz futboluna ilişkin çarpıcı bir tespiti vardı: “Bu İngilizler’in liglerinde oynayan futbolcuların yarıdan fazlası yabancı ancak bir Brezilyalı bile maçlarda kendi oyununu değil İngiliz oyununu sergiliyor.”

Adil bir devir kapanıyor
İsmail Cem, 2004 yılının Nisan ayında olağan bir sağlık kontrolü sırasında Akciğer kanseri olduğunu öğrendi. Aynı yılın Mayıs ayında tedavi için Amerika’ya gitmesi gerektiğini doktorlar telkin etti. Amerika’ya gitmeden bir gün önce kendisiyle Nişantaşı’nda buluştuk. Ercan Arıklı’nın yakın hatta çocukluk arkadaşı olan İsmail Cem, “Adil, bir devir kapanıyor. Biz burada Ercan ile oyunlar oynardık, çocukluğumuz geçti buralarda” dedi.

Hastalığı süresince kendisi hiç hasta değilmiş gibi, kanserle ilgilenmedi. Konusunu biz de açıkçası fazla gündeme getirmedik. Durumunu ara ara sorduğumuzda yanıtı hep, “Değişen bir şey yok, bakalım ne olacak?” deyip dirençli olmaya çalışıyordu. Hastalığı boyunca ne hırçın bir tavır gösterdi ne de bir kerecik ölümü anıp, hayıflandı. Vefatından bir gün önce kendisini ziyaret ettiğimde kendinde değildi ve ağrı hissetmemesi için uyuşturucu iğne vuruyorlardı.

Papandreu: İsmail çok iyi bir dosttu
BUNDAN 6 yıl önce, yakın dostu olan dönemin Dışişleri Bakanı İsmail Cem’le birlikte Sisam (Samos) adasında sirtaki yaparken çekilmiş fotoğrafları hafızalara kazınan eski Yunan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu da haberi alır almaz taziye mesajı gönderdi. Halen ana muhalefeti yürüten Sosyalist Parti’nin lideri olan Papandreu mesajında, “İsmail çok iyi bir dosttu. Benim için çok üzücü bir haber. İsmail’le paylaştığımız ortak barış vizyonumuz için çok çaba harcadık” dedi. Papandreu’nun cenazeye katııp katılmayacağı ise henüz belli olmadı. Ege’de barış rüzgarları estiren Cem ve Papandreu, Samos’taki buluşmadan 1 yıl sonra da, husumetlerin çözülüp dostluğa dönüşebileceğini Filistinli ve İsrailli göstermek için İsrail’e de gitmişti.

MESAJ YAĞDI: ‘Kendisini çok arayacağız’
* Cumhurbaşkanı Sezer: İsmail Cem’in hizmetleri ve dış politikaya katkıları her zaman taktirle anılacaktı.

* CHP Genel Başkanı Deniz Baykal: İsmail Cem, siyasi yaşamımız boyunca kendimi çok yakın hissettiğim bir kardeşim konumundaydı. Bütün yaşamını toplumu için, inandığı ilke ve değerler için cömertçe harcamış çok değerli bir insandı.

* Başbakan Erdoğan: Değerli siyaset ve devlet adamı İsmail Cem’in vefatından büyük üzüntü duydum. Eski Kültür ve Dışişleri Bakanı olarak ülkesine ve milletine büyük hizmetleri geçen sayın Cem’in vefatı, siyaset dünyası için önemli bir kayıptır.

* TBMM Başkanı Bülent Arınç: Parlamentomuzda çeşitli dönemlerde milletvekilliği görevinde bulunan Sayın Cem, siyasetçi kimliğinin dışında gazeteci ve yazar olarak da önemli hizmetlerde bulunmuştur. Türkiye, önemli bir insanını kaybetmiştir.

* 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel: Değerli yazar, devlet ve siyaset adamı Sayın İsmail Cem, ebediyete intikal etmiştir. Milletimiz, değerli bir evladını kaybetmiştir. Ailesine, kendisini sevenlere ve milletimize başsağlığı diliyorum. Allah rahmet eylesin.

* SHP Onursal Başkanı Erdal İnönü: Çok üzüldüm. Genç yaşta kaybettik. Çok değerli bir dostu kaybettik. Kendisi sosyal demokrasinin gelişmesi için çok çalıştı. Beraber ilk olarak UNESCO’da Paris’te çalışmıştık. Sonra partide beraber uzun yıllar çalıştık. Dünya sorunlarına felsefeci ve sosyal bilimci bakışıyla yeni persfektifler getirirdi. Fikirlerini cesurca savunan bir politikacıydı. Siyasette uzlaşma arardı. Parti içinde de birlik ve uzlaşmadan yanaydı. Fikirlerini ve kendisini çok arayacağız.

* İstemihan Talay: Çok uzun yıllar siyasette birlikte çalıştık. Bir çok konuda yurtsever, vatansever bir devlet adamı olarak ülkesi adına gayretli ve ısrarcı çalışmalarına şahit oldum. sosyal Demokrat kimliği birleştirmek istiyordu.

VATAN’ın ilk ziyaretçisiydi
VATAN Gazetesi 2002’nin Eylül ayında yayın hayatına girdi. VATAN’ın kuruluş aşamalarında ilk ziyaretçisi ise İsmail Cem oldu. Dönemin Bakanı İstemihan Talay’la birlikte VATAN’ı ziyaret eden Cem, her zamanki nezaketiyle VATAN ailesine başarılar diledi...

İKİ ÇOCUK BABASI
Robert Kolej’in bir çay partisinde Elçin Trak ile tanıştı Cem. Elçin Hanım, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanlarından ve işadamı Halit Razi Trak’ın kızıydı. Bu evlilikten İhsan Kerim ve İpek Cem doğdu.

15 KİTABI VAR
Toplam 15 kitabı bulunan İsmail Cem, Ortadoğu’yu işlediği 16. kitabını 2007 sonunda çıkarmayı planlıyordu. Ama bitiremedi. Cem’in ilk kitabının kapağı...

BAŞARILI DIŞİŞLERİ DÖNEMİ...
Clinton döneminde, Washington yönetiminin Irak Lideri Saddam’la yaşadığı “nükleer program gerginliği” savaşın eşiğine geldiğinde, devreye Türkiye Dışişleri Bakanı olarak İsmail Cem girdi. Cem, 9 Şubat 1998’de bizzat Bağdat’a giderek, Saddam Hüseyin’le görüşen İsmail Cem, kendisine “uzlaşma” çağrısında bulundu. Hemen her yıl İsrail’e yaptığı ziyaretler sırasında, mutlaka Filistin bölgesine de geçerek, Yaser Arafat’la biraraya gelen Cem Arafat’a son ziyaretini ise 27 Nisan 2002’de yaptı.

KANARYASEVER...
Kanarya sevgisi nedeniyle babasıyla birlikte Serinofil Derneği’ne üye olmuştu.

Haberin Devamı