American Hustle’ın zamanlaması manidar! Kesin var bir iş!

Haberin Devamı

American Hustle’ın (Düzenbaz) konusu şu: (FİLMİ İZLEYECEK OLANLAR YILDIZLARA KADAR OKUMASIN!)

Bir dolandırıcı var. Sevgilisiyle mini bir çete kuruyorlar. Paraya ihtiyacı olan ama çeşitli nedenlerle bankalardan kredi alamayan insanları “Bankalarla bağlantılarımız var. Size para vermelerini sağlarız. Ama önce bizi görün” diyerek kandırıyorlar. Bu arada sahte veya çalıntı resim de satıyorlar. Ama sonunda FBI’ya yakalanıyorlar.

Ancak ef-bi-ay ajanımız çok hırslıdır. İki düzenbaz parçasını yakalamak onu tatmin etmiyordur. Derdi büyük bir operasyon yapmaktır. Bizim küçük düzenbazlara ispiyonculuk teklif eder. Onlar ise belediye başkanına kumpas önerirler. Bizim hırslı ajan zevkten kudurur. Zira başkanı rüşvet yerken yakalasa ünlü de olacaktır!

Sonra –klişe deyimle- olaylar gelişir! O kadar saçma bir hal alır ki sadece belediye başkanına değil 5 senatöre daha rüşvet kumpası kurulur ve hepsi de paraları afiyetle indirirken yakalanır.

Ortalık birbirine girer. Filmin sonu hiç tahmin edilmeyecek şekilde biter ama tabii ki sonunu söyleyecek kadar eşek değilim. (Ama anlatacak kadar ineğim…)

Süper oyunculuklar, süper kıyafetler, süper diyaloglar! Bir nevi şiddet içermeyen Tarantino filmi.

***


Pek güzel. İzledik, keyif aldık. Fakat sorarım: Bu filmin zamanlaması manidar değil mi? Türkiye’de bir yolsuzluk rüzgarı eserken, “rüşvet” ve “kumpas” temalı bir Amerikan filmi… Dahası bu kadar çok ödül alması? Oskar’lara da aday olması?

Buna da tesadüf diyeceksiniz öyle mi!

Yemezler! Amerikalılar hiçbir filmi boşu boşuna çekmezler! Çok belli ki önce senaryosunu yazdılar, film çektiler sonra da Türkiye’de uygulamaya soktular. Gayet net!

Görüyoruz işte siyasetçiler devlet içindeki paralel yapılar tarafından nasıl kumpaslara getiriliyormuş. Kaynıma da aynen böyle yaptılar geçen… Sen önce her biri 120 kiloluk 9 kasayı gizlice eve sok, ondan sonra da baskın yap! Vay efendim bu kadar kasa nasıl olurmuş evde? Nasıl olacak? Belli ki kumpas. Paralel yapının delil yerleştirmesi. Gayet net. Aç bak filme! Adım adım gösteriyorlar. İçi para dolu çantalar nasıl ayak altına yerleştiriliyor, anneannemin kenarı işli beyaz mendili kadar temiz, dürüst, namuslu senatörleri nasıl tuzaklara düşüyor! Adım adım yazmışlar, çekmişler. Sonra da Türkiye’de uygulamaya koymuşlar. Manidar. Anlamlı. Çok.

Buradan da anlayacağınız gibi ülkemizde her şey gayet düzgün işlemektedir.
Tüm bu operasyonlar içimize sızmış bakteriler tarafından yapılıyor.
Filmden de anladık ki olay bir Amerikan komplosu.
Açıkçası içim rahatladı. Size de tavsiye ederim. Gidin izleyin ve hain virüsler neler yapıyor görün.

Haşhaşi ve virüslerden sonra şunlara da benzetilebilir:

- Küçük Prensler: “İçimize sızmış Küçük Prenslere dikkat! Her an karşımıza çıkabilir, bir koyun resmi çizmemizi isteyebilir, sonra kutularını alıp gidebilirler! Ne vardı o kutunun içinde? Tarihte gördük bunları! Tilkileri ehlileştirip mahvına sebep olduklarına bizzat şahit olduk! İzin vermeyeceğiz elbette…”

- Küçük Kara Balıklar: “Neymiş?! Nehirde yüzmeyecekmiş denize açılacakmış! Çok gördük bunları… Rahmetli Menderes’i de ipe götüren işte bu zihniyetti. Küçük kara balıklar diyorum ben onlara... Bunlar o nehirleri önce pislerler sonra da beğenmezler… Kökü dışarıda örgütlenmeler bunlar. Halkımız elbette eğriyi doğruyu bilecektir…”

- Gizli Yediler: “Nereden bilgi sızıyor bunlara? Nasıl oluyor da polisten önce olayları çözüyorlar? Kim bunlara istihbarat veriyor? Buluştukları ağaç evlerde ne yapıyorlar? 10 yaşında olmaları mümkün mü hiç? Hepsi yalan dolan elbette. Çok şükür tek tek temizliyoruz. Yedi değil yedi yüz olsa yine temizleriz, nitekim temizledik… Gizlisi saklısı kalmadı... Karamanın koyunu, bozar İngilizin oyunu...”

DİĞER YENİ YAZILAR