Çankaya için uzlaşalım derken aslında çatışıyorlar..

Haberin Devamı

Son altı aya baktım da, günlerimiz Çankaya tartışması ile geçmiş..

Çeşit çeşit..

Önce..

Türbanlı mı olsun başı açık mı?

Sonra..

Laikliğe özde mi bağlı olsun sözde mi?

Devamı gelmiş.. Bir süre isim tartışmışız..
Kim olacak diye aday aramışız..

Tek aday çıkmış ortaya: Abdullah Gül..

Hemen tartışma konusunu bulmuşuz..

Dayatma mı değil mi?

367 gerekli, 184 yeter..

Cumhurbaşkanı’nı seçememişiz..

Bu kez halk seçsin demişiz..

Demişiz ama halkın Cumhurbaşkanı’nı nasıl seçeceğini söylemeyi unutmuşuz..

Adaylar, partili mi olacak, nasıl propaganda yapacak, nereden para bulacak?

Bilen yok.. Kafa yoran da yok.. İşin aslı, bu işin olacağı da yok..

Laf olsun, malzeme çıksın diye yapılan değişiklik..

Ciddi ciddi istense, halkın nasıl seçeceği de formüle edilirdi.. Koyarız sandığı olur biter, demekle olmuyor..

Olsa bile sakat oluyor..

Her neyse.. Yine de önce referandum yapalım dedik.. Halk seçmek istiyor mu istemiyor mu öğrenelim..

Ama ortaya yeni bir sorun daha çıktı.. Yeni bir tartışma konusu..

Meclis referandumu beklemeli mi, beklememeli mi?

Birileri bekler diyor..

Diğerleri olur mu öyle şey, meclisin ilk işi Cumhurbaşkanı seçmek diyor..

30 gün içinde seçmek zorunda.. Eylül başında..

Yine arapsaçı..

Bütün bunlar olurken bir sabah uyandık..

O ne!

Başbakan halka gitmekten vazgeçmiş.. Cumhurbaşkanı’nı yeni meclis seçecek diyor..

İyi güzel.. Ama nasıl olacak? 367 bariyeri nasıl aşılacak?

Uzlaşma ile..

İşte bu söz ağızdan çıkar çıkmaz.. Türkiye yeni bir tartışma konusuna daha kavuştu..

Uzlaşma ne?

Erdoğan, aday listesi yapar, kapı kapı dolaşırım.. Uzlaşma ararım diyor..

Baykal itiraz ediyor: Bunun adı seçenekli dayatma olur. Uzlaşma hiçbir isim telaffuz etmeden masaya oturmaktır..

Anladığım kadarıyla, uzlaşma konusunda da bir uzlaşma yok..

Çünkü, herkesin uzlaşma tanımı kendine göre..

Bununla da bitmedi.. Uzlaşma derken yeni çatışma noktalarımız da oluştu..

Kendiliğinden geldi..

Erdoğan’a göre Cumhurbaşkanı meclisin içinden olmalı..

Baykal’a göre meclis dışından..

Erdoğan’a göre, partili biri.. Meclisten olmazsa meclisin itibarı zedelenir..

Baykal’a göre hiçbir siyasi kimlik taşımayan biri..

*


Olayın özeti şu:

Liderler uzlaşma konusunda uzlaşırlarsa.. Uzlaşırken meclis içinden mi dışarıdan mı olduğu konusunda da uzlaşırlarsa..

Hangisi olacağı yönünde uzlaşma sağlanırken, isim üzerinde de uzlaşırlarsa..

Yeni meclis Cumhurbaşkanı seçer..


DİĞER YENİ YAZILAR