Gazete Vatan Logo
Magazin LANY: Bir uçtan bir uca Amerikan rüyası

LANY: Bir uçtan bir uca Amerikan rüyası

Amerika’nın son gözdesi, dream pop’un yeni yıldızı LANY, güneşli Kaliforniya günlerinin de vazgeçilmez fon müziği! Grubun yaratıcı beyni Paul Klein ile San Francisco konserlerinin ardından sohbete daldık…

LANY: Bir uçtan bir uca Amerikan rüyası

Selam Paul, nasılsın?

Selam! İyiyim, çok heyecanlıyım! Albümünüzün kayıtları dün gece bitti!

Tebrikler! Epeydir üzerinde çalışıyordunuz bir yandan da uzun bir turnedeydiniz, şimdi okuyucularımız için her şeyi biraz başa alıp Lany nasıl başladı anlatır mısın?

Lany üç kişiden oluşuyor, Les, Jake ve ben. Hepimiz Nashville’de yaşıyor ve birbirimizden ayrı olarak müzik yapıyorduk. Daha sonra ben Los Angeles’a taşındım, kendi şarkılarımı yazıp kaydetmeye devam ettim ancak bunun beni mutlu etmediğini farkettim. Tam da bu sırada Les ve Jake, Nashville’de birlikte kayıtlar yapmaya başlamıştı. Bir gün onları aradım ve üzerinde çalıştığım bir şarkıyı birlikte kaydedip kaydedemeyeceğimizi sordum. Onlar olumlu cevap verince

Nashville’e geri uçtum ve dört günde Hot Lights ve Walk Away’i kaydettik. Hemen heyecanlanarak internetten paylaştık.

Şarkılara gelen olumlu tepkileri ve bir anda bu kadar ünlenmeyi bekliyor muydunuz?

Hayır, asla! Yani, evet tabii ki şarkılarımıza güveniyorduk ama bir anda plak şirketlerinden e-mail’ler yağmasını hiç beklememiştik, hatta uzunca bir süre bunun gerçek olduğuna inanamadık. Partisan Records, Iamsound gibi şirketler bize ulaştı, İrlanda’dan bile albüm teklifi aldık. O kadar inanamadım ki, gelen mail’leri sanatçı menajerliği yapan bir arkadaşıma gönderip gerçek olup olmadıklarını sordum. Bir buçuk yıl sonra bize ilk e-mail’i atan plak şirketi Polydor Records ile anlaşma imzaladık. Ve işte 3 sene sonra şimdi buradayız. O ilk mail’i aldığım zamanı asla unutmayacağım!

Haberin Devamı

Albüm yapmak bir statü

Yayımladığınız EP’lerden farklı olarak albüm kaydetme süreci nasıl geçti?

Çok daha farklı değildi açıkçası, yani sorumluluğumuzun farkındaydık ancak bu bizim uykularımızı kaçırmadı. 15 ay sürdü kayıtları tamamlamamız, çoğunluğunu Malibu’daki evimizde kaydettik, bir kısmını da Nashville’de. Bizim için daha zorlayıcı olan devamlı turnede olmak ve bir taraftan da albüm kaydetmekti.

Nasıl etkiledi turneler? Ellie Goulding’le başladınız ardından kendi turnenize çıktınız...

Hepsi bambaşka hislerdi, Ellie Goulding, Troye Sivan ikisi de muhteşemdi ancak kendi turnemiz bambaşkaydı. Toplamda 117 konser verdik ve bu çılgın temponun içerisinde bir de ilk albümü kaydettik. Şarkıların çoğunluğu 30 gün içinde oluştu, ben evde yalnız masa başında oturuyorken! Belki ben biraz eski kafalıyım ama albüm yapmak bence hala çok büyük bir olay, bir imza, bir statü.

Haberin Devamı

En aklında kalan anı neydi ve en çok hangi şehirden etkilendin?

Londra ve Kopenhag’a aşık oldum. En sürpriz olay, en unutamadığım konser ise Amsterdam! Kocaman bir sahnedeydi konser ve hayatımızda hiç adım atmadığımız bu şehirdeki ilk konserimizin tüm biletleri tükenmişti. Bu tarifsiz bir duyguydu!

Kelimelerle oynamayı seviyorum

Bitirdikten sonra “Bu tamamdır, işte oldu!” dediğin ilk şarkı hangisiydi?

I Love You So Bad. Şarkı bittiğinde ben LA’de diğerleri ise Nashville’deydi. Kayıtları ayrı tamamladık ve Les şarkının ilk miksini yaptı. Kaydı ilk duyduğumda inanılmaz hayal kırıklığına uğradım. Korkunçtu. Çocuklara upuzun bir mail yazdım, duygusal, tutkulu ve oldukça fevri! Les mail’imin ardından yeni bir miks daha yaptı ve işte o… Mü-kem-mel-di! Tam 4,5 saat boyunca şarkıyı tekrar tekrar dinledim, Hollywood’daki tek odalı evimde tek başıma dans ettim ve sanki Jimmy Fallon’la Late Night Show’da sahnedeymişim gibi şarkıyı söyledim. O gün bu şarkının bizi çok ileri götüreceğini adım gibi biliyordum!

Haberin Devamı

Şarkı sözleriniz sanki biraz eski sevgiliye atılan kısa mesajların, snap story’lerin bir araya gelmesi gibi -ki ben instagram’da özellikle sıklıkla başvuruyorum sizin sözlerinize.

Yaaa! Bunu daha önce de duydum. Neden böyle diyorsun?

Bilemiyorum, çok nokta atışı olmalarından belki de. Sen rahatsız oluyor musun bunu duymaktan?

Hayır sanırım. Yani çok sade bir dille yazdığımı biliyorum ama bir araya getirdiğim kelimelerden ve onlarla oynama biçimimden gurur duyuyorum aslında. Instagram fotoğraflarına anlam katmaktan mutlu oldum, bunu duymak güzel. Herkes yaşadığı şeyleri yazar, ben gündelik hayatta kullanmadığım kelimeleri bir araya getirsem, konserlerde defalarca kere söylesem samimi olmam. Sade olmalarının daha az etkileyici kıldığını da düşünmüyorum, tersine insanlarla iletişimi iyi olan bir şarkı yazarı olarak görüyorum kendimi. Hisleri alegorilerin arkasına saklamaktansa onları olduğu gibi açıkça ortaya koymayı tercih ediyorum.

Haberin Devamı

Ağrı Dağı’nı görmek çok istiyorum

Hala modelliğe devam ediyor musun, yoksa geçici bir heves miydi?

Hayır. Çok aşırı başarılı bir modellik kariyerim olmadı ama ilginç bir şekilde bana çok faydası dokundu. Los Angeles’da müzik yapmak konusunda çok sıkıntı çekiyordum ve o sırada tesadüfler beni modelliğe yöneltti. Planlarımda olan bir şey değildi ama kendi vücudumu kabullenmem ve sevmem konusunda epeyce yardımı oldu.

Avrupa turnenizde bu kez de Türkiye yok, neden?

Biz olmasını çok istiyoruz, çok ziyaret etmek istiyoruz, tüm tekliflere de açığız.

Neler biliyorsun Türkiye ile ilgili?

Çok fazla şey bilmiyorum ama çok fazla şey bilmiyor olmayı da seviyorum, daha esrarengiz kılıyor. Nemrut’u biliyorum, Ağrı Dağı’nı biliyorum ve oraları görmeyi çok ama çok istiyorum!