Arşiv
Levent Kırca
Levent Kırca
.
• 12 Ekim 2015 - 21:01
• Son Güncelleme:
• 12 Ekim 2015 - 21:01
• Son Güncelleme:
1
Daha iyi bir dünyada görüşmek üzere!
Tiyatromuzun hiciv ustası, 80’li ve 90’lı yılların unutulmaz programı ‘Olacak O Kadar’ın babası, büyük sanatçı Levent Kırca’yı kaybettik. Veda mektubunda dediği gibi, ‘daha iyi biri dünyada görüşmek ümidiyle...’ Mekanı cennet olsun...
2
ÖLÜM DE BİR GÜZELLİK...
Temmuz ayında karaciğer kanseri teşhisi konan Levent Kırca, Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde hayata gözlerini yumdu. 67 yaşındaki sanatçının 10 gün önce hastaneye kaldırıldığını söyleyen oğlu Umut Kırca, “Her şey çok çabuk gelişti. Çok üzgünüz. Sevenlerinin başı sağolsun” dedi.
Kırca, Ayşe Arman’a verdiği son röportajda “Ölüm de bir güzellik. Bir müziğin, bir oyunun, bir eserin sonu gibi... Finali güzel yaşamak lazım. Ağlayıp dövünüp onu rezil etmemek lazım. Hayatta dik durmayı başarmış, hükümetlere kafa tutmuş bir adamım. Ölüme de eğilmem” demişti.
3
SON MEKTUP
Çabamın meyvesini göremeden...
Kırca, birkaç gün önce ‘yaşam boyu onur ödülü’ aldığı törene gönderdiği mektupta şu sözlerle veda etti: “1974’te TRT ile girdim hayatınıza. O günden bu yana bayağı bir zamanınızı aldım. Benim jenerasyonumda bir insan çabalarının meyvesini görememe durumuna mı üzülmeli, yoksa daha kötülerini yaşamayacak olduğu için teselli mi bulmalı şu an bilemiyorum. Dik durun. Adil olun, sabırlı olun, enerjinizin sirayet etmesine müsaade edin. Daha iyi bir dünyada görüşmek ümidiyle. Atatürk’le kalın, Cumhuriyet’le kalın, hoşça kalın!”
4
POLİTİK MİZAHIN SON TEMSİLCİSİYDİ
Doğuştan muhalifti. Kendisini ‘devrimci bir adam’ olarak tarif ediyordu. ‘E bunlar adamı kanser etmez de ne eder’ diyerek son yıllarda yaşadığı sıkıntıları şöyle anlatmıştı...
Benim annem, Cumhuriyet Halk Partisi’nin aktif üyesiydi ve öğretmendi. At sırtında okullara giden öğretmenlerden. İlerici bir kadındı. Fikirlerinden, yazılarından dolayı ikide bir gözaltına alırlardı. Armut dibine düşüyor tabii. Son dönemde yasaklanmalar, ekonomik problemler üst üste geldi.
5
Televizyona çıkmam engellendi; e nereden para kazanacağım? Onurlu bir adamım. Demirel Cumhurbaşkanıyken bana devlet sanatçısı unvanı vermiş, sonra bu iktidar geri almış... Anadolu’ya turneye gidiyorum, adam bana salon vermiyor. Otele almaya korkuyor. E bunlar insanı kanser etmez de ne eder!
6
BİZ ONU ÇOK SEVDİK
Oya Başar, 15 yıl evli kaldığı 2 çocuğunun babası Kırca için canlı yayında gözyaşı döktü. “Levent hayatımın 35 yılı. Çok değerli bir insandı. Biz onu çok sevdik. Allah huzur içinde yatırsın. Onu anlatmaya gerek yok. Yaptıklarıyla vardı ve hep olacak zaten” dedi.
7
SON ANLARINI ANLATTI
ELİ ELİMDE GİTTİ
Kırca’nın 6 yıldır birlikte olduğu ve ‘son eşim’ dediği Aslı Çetiner veda anını şöyle anlattı: “Sabaha karşı 02.00’de solunum sıkıntısı başladı. Son ana kadar bilinci açıktı. Konuştuk, vedalaştık. Tüm sevenlerine tekrar sevgilerini yolladı. Saat 02.40’ta hayata gözlerini yumdu. En büyük tesellim fazla acı çekmeden, eli elimde gitmesidir. Levent; ender bulunan, adam gibi adamlardandı. Benim için bir okuldu. Çok üzgünüm. Ülkesinin, hepimizin başı sağolsun.”
8
EFSANE SKEÇLER!
BESTAMİ’DEN CEVAT KELLE’YE
Kırca’nın ‘zülfiyare dokunan’ unutulmaz skeçleri tam 20 yıl boyunca kesintisiz devam etti. Sarhoş taklidi efsaneydi, ‘Devletin ski’si tüm ülkeyi kırdı geçirdi. Bestami, şarkı söylerken mimikleriyle, kemancısı gülerken sandalyeden düşmesiyle hafızalara kazındı. Küçük Hüsamettin’le çocuk arabeskçileri ti’ye aldı. Ailemizin muhabiri Hamit El Sabah ve tam teçhizatlı kameraman Cevat Kelle’yle savaşı ve medyayı hicvetti.
9
10
11
12
Kolunda Atatürk dövmesi ve hiç ayrılmadığı dostları... Uğur Dündar, Müjdat Gezen ve Yılmaz Özdil.
13
BİR ACI DA SEN KOYDUN!
- Kemal Kılıçdaroğlu: Büyük bir halk sanatçısını, özgür, onurlu bir Cumhuriyetçiyi kaybettik. Maalesef Kırca gibi yöneticilerle alay edebilen sanatçıların baştacı edildiği bir Türkiye’den, toplumla alay eden yöneticilerin başta olduğu bir Türkiye’ye geldik. Sanatını, hatırasını, eserlerini yaşatalım. Ruhu şad olsun...
- Cem Yılmaz: Allah rahmet eylesin. Nur içinde yatsın. Sevenlerine sabır ve başsağlığı diliyorum.
- Şahan Gökbakar: Çocukluğumdan kalan bir komedyen daha vefat etti. “Aç gözünü seyret tekrarı yok bunun, işimiz muhabbet efkarı yok bunun, arada bir zülfiyare dokunduk tam yerine rast geldi manzara koyduk...” derdi. Olacak o kadar! Ne seyrederdik.
- Fazıl Say: Değerli sanatçı, çok özleyeceğiz. Başımız sağolsun.
- Selçuk Yöntem: Dik duruşuyla, yaratıcılığıyla aslan gibi aktör! Levent Kırca. Nur içinde yat.
- Demet Akbağ: Huzur içinde yat. Zaten siyasi mizahın da tadı kaçalı çok oldu. Daha iyi bir dünyada görüşmek üzere.
- Özge Özpirinçci: Çocukluk anılarım başında gelir Olacak O Kadar. Rahmet ve saygıyla...
- Demet Akalın: İnanamıyorum. O kadar üzgünüm ki. Mekanın cennet olsun büyük usta.
- Metin Arolat: Üstad sen de mi gittin! Bu kadar acının üstüne bir acı da sen koydun.
- Ahmet M. Taylan: Mizahı, müsamahası sınırlı bir toplumun, çoklu yeteneğe sahip, cesur, anlaşılması güç ve usta komedyeniydi. Nur içinde yatsın.
- Eser Yenenler: İçi daralıyor insanın, üstüne üstüne geliyor her şey. Başımız sağolsun...
14
İŞTE VASİYETİ
Levent Kırca’nın son isteği, kendisi öldükten sonra da Kadıköy’deki ‘Levent Kırca Tiyatrosu’nun yaşamasıydı.
50 yıllık tiyatro, televizyon ve sinema tecrübesinin ardından zor zamanlar geçiren, bir iş adamının yardımıyla Kadıköy’de’Levent Kırca Tiyatrosu’nu kuran Kırca’nın son isteği tiyatronun yaşamını devam ettirmesi. Kısa süre önce verdiği röportajda Kırca şunları söylemişti:”Kadıköy’de bir salon kiraladım. Boş bir depoyu tiyatro haline getirdim. 200 bin lira da borçlandım. Tiyatrom benden sonra da devam etsin istiyorum.Bülent Demir’e devrediyorum. Çok sağlam çocuktur Bülent. Başından itibaren beni hiç yalnız bırakmayan kişidir... Bir iş adamı dostum, biraz maddi yardımda bulundu. O arkadaşım aradığında bir güzel ağladım.
15
Kırca’nın ‘Olacak O Kadar’ skeçlerinde yıllarca kameraman Cevat Kelle’ye hayat veren Ahmet Çevik de Kırca’nın son isteğini şu sözlerle dile getirdi: “Benim hocamdı, babamdı. 25 yılım bu insanla geçti. Canım acıyor. Kadıköy’deki tiyatronun kapanmasını istemezdi. ‘Umarım orası kapanmaz, Levent Kırca tiyatrosu yaşar’ derdi. Ben de elimden geldiğince tiyatroyu yaşatmaya çalışacağım.”
16
50 yıllık sanat hayatı
Kırca, ilk kez 1964 yılında Ankara Devlet Tiyatrosu’nda sahneye çıktı. Ankara Birlik Tiyatrosu ve Halk Oyuncuları’nda çalıştı. Birçok televizyon dizisinin yapımcılığını üstlendi.
1978 yılında ‘Altınşehir’ adlı filmle sinemaya geçti. ‘Ne Olacak Şimdi?’ ve ‘Mavi Muammer’ adlı filmlerde oynadı. Bir de tiyatro grubu kurdu: Hodri Meydan.
1988 yılında başlayıp 22 yıl süren ‘Olacak O Kadar’ adlı televizyon programını hazırladı. İlk sinema yönetmenlik denemesini ‘Son’ adlı filmle yaptı. Daha sonra ‘Şeytan Bunun Neresinde’ adlı filmi yönetti.
1998 yılında Kültür Bakanlığı tarafından verilen Devlet Sanatçısı ünvanı geçtiğimiz Nisan ayında geri alındı.
17
BABASIYLA 35’İNDE TANIŞTI
Babasıyla 35 yaşında nasıl tanıştığını Kırca şu sözlerle anlatmıştı: “Babam, İsviçre’de profesördü. Hiçbir zaman bir baba-oğul ilişkimiz olmadı. 35 sene sonra geldiğinde, annem Cüneyt Gökçer geldi zannetmiş. Olayın farkına sonra vardı. Bizi tanıştırdı. Babam ‘Sarılmayacak mısın?’ dedi. Dedim ki, ‘Hiç içimden gelmiyor. Çünkü siz benim için herhangi bir adamsınız.”
18
ALIŞILABİLECEK GİBİ DEĞİL
Sanatçının çocukları Umut, Özdeş ve Oğulcan hastane önünde açıklama yaptı. Oğulcan, “Kolay alışabileceğimiz bir şey değil” dedi.
19
‘NEDEN BEN’ DEMEK ŞEHİTLERE HAKSIZLIK
Kırca, hastalığından dolayı şikayet etmediğini, “Neden ben?” demenin kendisine bencillik gibi geldiğini belirterek, “18 yaşında çocuk da şehit düşüyor, var mı bunun açıklaması? Yok... Bu vatanın evladına şehit olarak gelen ölüm, bana kanser olarak gelmiş çok mu?” diyerek anlatmıştı.
20
HER SATIRI DERS GİBİ BİR MEKTUP
“1974’de TRT ile girdim hayatınıza. O günden bu yana baya bir zamanınızı aldım. 41 yıl… Teşekkür ederim size, anılarınızda bana yer açtığınız için...
...İki kardeş bir çorap yüzünden kavga edebilirler. Ama komşunun çocuğu sorun çıkardığında iki kardeş birlik olur. Ev sahibi ile kiracı arasında problem olduğunda, bina yıkılacaksa birlik olurlar. O öbürünün tepesinden halı sarkıttığında kavga eden komşular, mahalle maçlarında birlik olur. Hacısı, ateisti takımı gol attığında sarılır, ağlarlar. Düşman ülke sana savaş açtığında ülke birlik olur. Toprağım dediğin adamın her işine koşarsın. Memlekette yüzünü bile görmek istemediğin, başka şehirde canın, memleketlin olur.
İnsan olarak birbirimizi sahiplenmek, birleşebilmek için uzaylıların dünyayı istila etmesi mi gerekir?
Güzellikler paylaştıkça değerlenir, kötülükler çoğaldıkça kanıksanır.
Geçmişlerimiz ve benim jenerasyonumdaki insanlar için, eskiler her zaman daha güzel gelmiştir insana. Daha sağlıklı, daha diri, daha dertsiz gelmiştir. Daha adaletli, daha umutlu gelmiştir.
Güzel şeyler paylaşabildiysek sizinle, ne mutlu bana. Benim jenerasyonumda bir insan çabalarının meyvesini görememe durumuna mı üzülmeli, yoksa daha kötülerini yaşamayacak olduğu için teselli mi bulmalı şu an bilemiyorum...
Birlik verip bu senaryoyu değiştirin ki, filminiz de iyi olsun.
Dik durun.. Adil olun, sabırlı olun, enerjinizin sirayet etmesine müsade edin. Daha iyi bir dünyada görüşmek ümidiyle. Atatürkle kalın, cumhuriyetle kalın, hoşçakalın!!”
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
