Gazete Vatan Logo

İşte ‘Türk malı otomobil'in nedeni

Türk otomotiv sektörü ‘Türk malı otomobil’ projesiyle yatıp kalkıyor

Otomotiv Sanayi Derneği’nin ‘yerli oto’ raporunu Bilim, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün’e sunmasından sonra herkes, ‘Bu babayiğit kim olacak?’ diye birbirine soruyor. OSD’nin ‘Yerli otonun yatırım tutarı 2.5 milyar euro olur’ tespiti hâlâ tartışılıyor.

Başbakan Erdoğan’ın ‘yerli oto’ projesini neden bu kadar arzuladığı ve bu konuda sanayicilere ‘Hadi babayiğitler, yerli otomobilimizi üretelim’ diye ısrar ettiği ise artıdan eksiye dönen otomotiv dış ticaret verilerinden daha iyi anlaşılıyor. İlk 9 ayda binek otoda ihracat-ithalat dengesi 1 milyar 259 milyon dolar açık verdi.

Avrupa Birliği pazarlarındaki daralma Türk otomotiv sektöründeki dış ticaret dengesini olumsuz etkiliyor. Bu yılın ilk 9 ayında binek otomobilde yaklaşık 1.3 milyar dolar eksiye dönen ihracat-ithalat dengesi, resesyona girmesi beklenen AB ülkeleri nedeniyle daha da büyüme tehlikesiyle karşı karşıya. Otomotiv Sanayi Derneği’nin Dış Ticaret Raporu verilerine göre, bu yılın Mart ayında 35 milyon dolarla 2005’ten sonra ilk kez eksiye dönen otomotivde dış ticaret dengesi, Eylül’de 847 milyon dolara ulaştı. Geçen yılın 9 ayında Türk otomotiv sektörü, 1.4 milyar dolar fazla vermişti.

Ocak-Eylül döneminde taşıt araçları ihracatı 11 milyar 570 milyon dolar, ithalatı 12 milyar 417 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti. Bu dönemde taşıt araçları dış ticaretinde ihracat/ithalat oranı 0.93 düzeyine geriledi. Binek otomobilde görülen dış ticaret açığı çok daha yüksek oldu. Yılın ilk 9 ayında binek oto ihracatı 4 milyar 834 milyon dolar, ithalatı 6 milyar 93 milyon dolar çıktı. 2010’da görülen 562 milyon dolarlık dış ticaret fazlası, 1 milyar 259 milyon eksiye döndü.

Otomotivde dış ticaret dengesinin negatife dönmesinde daralan AB ihracat pazarlarının dışında artan ithalat önemli rol oynadı.

TÜİK verilerine göre, otomotiv sanayi ürünlerinde ihracat yüzde 17, ithalat yüzde 48 oranında arttı. Böylece yaratılan dış ticaret fazlasının 2010’a göre yüzde 164 oranında azaltı.

Hükümet yerlide ısrarcı

İşte ortaya çıkan bu tablo Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘yerli otomobil’ konusundaki ısrarının nedenini gözler önüne seriyor. Her fırsatta büyüyen ‘cari açık’ konusuna vurgu yapan hükümet, ‘Türk malı otomobil’ projesiyle otomotivde ithalatın payının düşmesini hedefliyor.

OSD’nin hazırladığı ‘yerli otomobil’ raporunu birebir otomotiv üreticileriyle görüşecek olan Bilim, Sanayi ve Ticaret Bakanı da mesaisinin önemli bir bölümünü projenin hayata geçmesi için harcıyor. Bakan Ergün’ün OSD’nin 37’nci Olağan Genel Kurulu’nda yaptığı konuşma adeta ‘Neden yerli otomobil?’ sorusunu cevaplıyor: “Satılan araçların üçte ikisi ithal. Demek ki tüketici üretilen modellerden tatmin olmuyor. Bu yüzden ithalat arttı. Otomotivde dış ticaret dengesi 5 milyar dolardan geçen yıl 393 milyon dolara geriledi. Bu rakam tehlikeli boyuta geldi. Pazar 2011’de canlılığını sürdürürse dış ticaret dengesi eksiye dönecek. 1 milyon adetlik satışta bu tehlikeli hale gelecek. 200 bin adet üretilecek yerli oto projesinin 1 milyon adetlik pazarda yüzde 20 pazar payı alacağını düşünüyorum.”

24 aylık projeyi 3 aya sığdırdılar Devrim yolda kaldı

Türkiye’nin ilk yerli otomobili Devrim’in neden başarısız olduğunun ipuçları Makine Mühendisleri Odası’nın 1961 yılındaki Temmuz ayı özel sayısında gözler önüne seriliyor. İlk ‘yerli otomobil’in 1961 yılında kurulan özel komitenin 24 aylık takvimi 3 aya sıkıştırması yüzünden başarısız kaldığı ortaya çıktı. Dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in 29 Ekim törenlerine yetişsin diyerek acele ettirdiği ve nihayetinde deposuna eksik benzin konduğu için yolda kalan Devrim öncesinde hazırlanan yüzlerce sayfalık raporlar gözardı edilmiş. Peki Devrim yollara çık(a)madan yaklaşık 3 ay önce yerli otomobille ilgili nasıl bir rüzgar esiyormuş? İşte sizlere o döneme ait dergide yer alan ilginç tespitler:

Bugün OSD’ye verilen rapor hazırlama görevi o dönem Makine Mühendisleri Odası’ndaydı.

Ülkedeki birçok kurumun yerli otomobil için seferber edilmesi dikkat çekici. Demiyolları, Demir-Çelik Fabrikaları, Gümüş Motor, Otosan, Arçelik gibi birçok işletmenin üretime nasıl katkıda bulunacağı en ince detayına kadar raporlarda ele alınmış.

Oluşturulan Türkiye Motorlu Taşıtlar Endüstrisi Başkanlığı bizzat Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel tarafından takip ediliyor. 11 farklı komisyon kurularak çalışma takvimi ortaya konuyor.

Projeyi geliştirmek için 24 aylık bir süreç belirleniyor.

Türkiye’nin yıllık 8 bin kamyon ve 8 bin otomobil ihtiyacını karşılayacak üretimin 1963’te başlaması öngörülüyor.

Türkiye’de o dönem 750 kişiye bir otomobil düşerken, bu sayı ABD’de 3 kişiye, İngiltere’de 5 kişiye, Fransa’da 10 kişiye, Almanya’da 18 kişiye, İtalya’da 34 kişiye çıkıyor. Sovyet Rusya’da bile 403 kişiye bir otomobil denk geliyor.

Türkiye’nin yıllık 16 bin araçlık ihtiyacını karşılamak için yurtdışına 59 milyon dolar gittiği ve bunu karşılamak için incir, fındık, mercimek, krom, şeker, tiftik ve canlı hayvan ihraç edilmek zorunda kalındığı belirtiliyor.

Otomobilde yerlilik oranında yüzde 65-70’te tüm otomotiv sanayi hemfikir.

Üç tüketiciden ikisi ‘Yerli oto alırım’ dedi

Barem Research’ün anketine göre, Türk tüketicilerin yerli marka otomobilin kaliteli, özellikli ve aynı zamanda ekonomik olmasını istiyor. Ankete katılanların üçte ikisi de yerli marka otomobili satın alabileceğini belirtiyor. Ankete katıların yüzde 58’i ‘yerli oto’ projesini biliyor. Bu oran cinsiyet ve yaş grupları açısından benzer ancak iller bazında farklılaşıyor. Projeyi bilenlerin oranı en yüksek il yüzde 69 ile İstanbul oldu. Ankete katılanların yüzde 56’sı yerli markalı otomobilin yalnızca Türkiye’de satılacağını düşünüyor. ‘Komşu ülkelerde de satılır’ diyenler yüzde 26’da kalırken, yüzde 18’lik grup ‘Yerli markalı otomobil tüm dünyaya satılabilir’ diyor. Üç kişiden ikisi yerli markalı otomobilin fiyatının yabancı benzerlerinden daha ucuz olacağını düşünürken, yüzde 3’lük bir grup daha pahalı fiyat bekliyor.

Ankete katılanların yüzde 53’ü yerli markalı bir otomobilin yabancı benzerleriyle aynı kalite olmasını beklerken, yüzde 58 gibi bir başka grup da aynı ürün özelliklerinin araçta yer almasını talep ediyor.

Türkiye’nin yüzünü Almanya güldürdü

Uludağ İhracatçı Birlikleri’nin verilerine göre, 10 aylık döneminde yüzde 15.09 payla Türk otomotiv sektörünün en büyük ihracat pazarı olan Almanya, yüzleri güldürmeye devam etti. İlk 10 ayda Almanya’ya ihracat yüzde 29 artış gösterdi. Fransa’ya (13.28 pay) ihracat artışı yüzde 2’yle sınırlı kalırken, borç krizine çare bulmak için 59.5 milyar euroluk kemer sıkma paketi açıklayan İtalya’ya (11.64 pay) ihracat yüzde 1 arttı. İngiltere’ye (7.10 pay) gerçekleştirilen ihracat yüzde 4, İspanya’ya (4.55 pay) yapılan ihracat da yüzde 9 artış gösterdi.

AVRUPA PAZARI % 15 DARALACAK

Euro Bölgesi’nde İrlanda, Portekiz, İspanya, Yunanistan ve son olarak İtalya’nın borç krizine girmesi, Türk otomotiv sektörünü tehdit ediyor. Euro Bölgesi’nin ‘çürük elmaları’ olarak adlandırılan ülkelerde krizin hızla yayılması, ihracatının yaklaşık yüzde 75’ini AB ülkelerine yapan yerli üreticileri olumsuz etkiliyor. Almanya dışında Türkiye’nin en büyük ihracat partnerleri Fransa, İspanya, İngiltere ve İtalya’da pazarın inişli çıkışlı bir grafik sergilemesi, bu yıl otomotiv ihracatının beklentilerin altında kalmasına neden olacak.

9 aylık ihracat verileri de bunu doğruluyor. OSD verilerine göre, Ocak-Eylül döneminde toplam otomotiv ihracatı adet bazında sadece yüzde 5.7 artarak 561 bin adetten 592 bin adede yükseldi. AB’deki krizden yara alan binek oto ihracatı ise ilk 9 ayda yüzde 0.5 düştü. Türk otomotiv sektörü 2011’de 900 bintlik hedefin gerisinde kalarak ancak 850 bin adetlik ihracat rakamını zorlayacak.

Ancak herkesin tüm korkusu 2012 ve 2013 yılları... Avrupa’daki analistlerin senaryoları da bu çekincelerin daha da artmasına neden olacak. Türkiye’nin ihracatını ilgilendiren ilk olumsuz haber AB Komisyonu’ndan geldi. Komisyon, Euro Bölgesi’nin gelecek yıl büyüme tahminini yüzde 1.8’den yüzde 0.5’e çekti.

İngiltere merkezli LMC Automotive’in analisti Jonathon Poskitt önümüzdeki yıl Batı Avrupa’da oto satışlarının yüzde 2 gerileyerek, 12.5 milyon adede düşeceğini açıkladı.

Poskitt’in kötümser senaryosunda resesyonla bu sayı 11 milyon adede inecek. Bu da 2011’e göre yüzde 15.5’lik daralma anlamına geliyor. Avrupa’da küresel ekonomik kriz öncesinde, 2007 yılında 14.8 milyon aracın satıldığını hatırlatalım...

Satışları 9 ayda düşen ve bu yıl Avrupa’da 800 milyon euro zarar etmesi beklenen Fiat’ın CEO’su Sergio Marchionne de önümüzdeki dönemle ilgili olarak tedirgin. “Avrupa pazarı doyurucu olmamayı sürdürüyor” diyen Marchionne, İtalya’da otomotiv satışlarının son 15 yılın en kötü dönemini yaşadığını söyledi.

Haberin Devamı