İş hayatının çıkmazlarını anlattı
Kariyer Koçu Zuhal Gürçimen’in yeni kitabı, “Başıma Bir İŞ Geldi’’ çıktı. İş hayatında her kademedeki çalışanın yaşadığı olayları hikaye lezzetiyle sunan kitapta; kariyer arenasında hayatta kalmak, beyaz yakalının Ege hayali gibi güncel tespitlerin ve çözüm önerilerinin yanı sıra, şimdiye dek çok ele alınmayan iş yerinde mobbing, taciz gibi olayların mağdurlarına çıkış yolları da anlatılıyor. Gürçimen ile kitabı ve yazma hayallerini konuştuk.
Zuhal Gürçimen kimdir?
Araştıran, meraklı yazı aşığı içinde olduğumuz dünyayı keşfetmek konusunda çok heyecanlı, 16 yaşında bir genç kız annesi kadın olarak tanımlamak isterim kendimi. 22 yıl devam eden kurumsal hayatımda Finans, Bilgi Sistemleri ve İnsan Kaynakları Yöneticiliği alanlarında çalışmış bir profesyonelim. 2008 yılından beridir, Yaşam Atölyesi ve Zuhal Gürçimen olarak bireysel ve kurumsal eğitimler veriyor, danışmanlık ve mentorluk yapıyorum.
Kitabınız, ‘Başıma bir İŞ geldi’de iş hayatında yaşanılanları mı ele alıyorsunuz?
Kitap, bir roman kurgusunda hikayelerden oluşuyor. Bütün tespitleri ve önerileri kahramanların yaşadıkları hayat üzerinden anlattım. Hikayelerin konularının tamamı iş yaşamımda deneyimlediklerim ve gözlem yaptığım konular. Konu insan hallerini ince ince resmetmek olunca, mekanlar iş yeri de olsa, insana dair her türlü konu kitabın içine girdi. Kahramanların iş hayatında yaşadığı performans sorunları, mutsuzluk, mobbing veya cinsel taciz gibi başlarına gelen işlerin içinde özel hayat konularını, aşk, ilişkiler gibi olmazsa olmazları da hikayelerin içine taşımış oldum.
Bu kitap okuyucuları için bir rehber niteliğinde eğitici bir kitap mı?
Okurlardan gelen yorumlar, başucu kitabı olduğu yönünde. Amacım, didaktik olmaktan uzak bir şekilde yaşanan sorunların hem toplumsal hem de bilimsel araştırmalar ışığında yöntem ve önerileri tam olarak hayatın içinde yaşandığı gibi vermekti.
Fikir alışverişinden asla kaçınmayın
Bu kitabı yazarken sizi zorlayan kısımlar oldu mu? Kurumsal hayatta yaşadığınız olumsuz olaylar aklınıza geldi mi?
Elbette geldi. Onlardan da, yaşanan iyi anlardan da hep ilham aldım. İyi anların ve doğru fırsatların fazla olması en sevindirici taraf benim açımdan. Çok yetenekli ve işini iyi bilen insanlarla çalışma olanağım oldu. Ancak bütün eğitimlerimde söylediğim gibi yaşam toplam bir paket. Bu iyi veya zor anları, sizin nasıl yönettiğiniz sonuçları belirliyor. Kaderimizi bir başkasının bize uyguladığı davranışların inisiyatifine bırakmamalıyız. Bu çok önemli. Bir yandan da doğru teşhis çok önemli. Maruz kaldığımızı düşündüğümüz her şeyde ‘Gerçekten öyle mi? Bana özel mi? Özel bir durum gerçekten var mı?’ gibi soruların yanıtlarını objektif verebilmemiz gerekli.
Başına İŞ gelenlere ne tavsiye ediyorsunuz?
Konuları kişiselleştirmeden önce doğru tespit yapmalı. Başlarına gelen iş’ler planlı olarak onlara yönelik yapılan hareketler mi onu iyi değerlendirsinler. Bulunduğu ortamı insan en iyi kendisi tanır. Bulundukları ortamda açık iletişimde bulunabilecekleri yetki sahibi birine durumu anlatsınlar ve fikir alışverişi yapıp konuyu tekrar değerlendirsinler. Huzursuz, rahatsız ve değersiz hissettiren durumlar olduğunda konuyu biriktirmeden kendi içlerinde değerlendirsinler.
Bireysel farklarınızı ortaya koymalısınız
Bundan sonraki kitabınızın konusu ne olacak?
Son nefesime kadar yazmak istiyorum. Yazı benim tarafımda, içimi dökme veya kendimi ifade etme aracı değil. Öncelik bu değil yani. Sürekli devam eden merak dürtümle, gözlemlerimi ve araştırdıklarımı, okuyanların fayda sağlayacağı bir hale getirmek benim meselem. Bunu yaparken edebiyat ve doğru Türkçe’den ayrılmadan yapmak da en az onun kadar önemli. Anlattığım konunun ustası, yazının çırağı olmak ve hep daha iyisini yapmaya aday olmak, çalışmak beni çok mutlu eden haller.
Son dönemde pek çok insanın kariyer danışmanlığına ilgi göstermelerinin nedenleri sizce nedir?
Kariyer veya başka bir konuda danışmanlık almak bu kadar çok bilinmeyenin olduğu bir dünyada kendine yol haritası çıkarmak için çok önemli hale geldi. Çalışanlar artık verilenle yetinmeyip kendi iş hayatlarını planlayan, beklentilerini ortaya koyan nerede vazgeçip nerede devam edeceğini önceden hesaplayabilen kişiler olmak istiyorlar ki, biz buna kendi hayatının yönetmeni olmak diyoruz. Bilgi+deneyim ve bunun pratiğe döndürülmesi hiç olmadığı kadar önemli olacak artık yapay zeka döneminde. Salt bilgi ile kalanlar bu dönemde hiçbir avantaja sahip olmayacak. Bireysel farkını ortaya koymanın yetmediği bir durumda, birçok konu hakkında fikir sahibi olan, sürekli araştıran, geleceği öngören stratejileri planlayabilen insanlar ayakta kalabilecekler.
