Gazete Vatan Logo

Her yıl 60 çocuğu konuk ediyorlar

Askerlik görevini yapması için çağrıldığı Çanakkale'ye 6 metrelik teknesiyle gitti. Bu tutumu nedeniyle ilk gün hapse atıldı ama hasta askerlere yardım ettiği için affedildi. Maceralı ve deniz dolu bir ömür süren Dr. Süleyman Dirvana ve eşi Zeynep Hanım her yıl kimsesiz çocukları Bozburun'daki evlerinde ağırlıyor

Birkaç hafta önce dostlarımla çıktığım Mavi Yolculuk'ta kaptanımız Bozburun'a yaklaştığımızı söyledi. Sevgilisine kavuşmak için sabırsızlanan bir genç kız gibi heyecanlandım. Çünkü o burunda yıllarca önce veda ettiğim Zeynep ve Süleyman Dirvana yaşıyordu. Ufak bir botla evlerine yaklaşınca o boş arazinin binbir renk çiçek, meyve ve zeytin ağacıyla kaplandığını gördüm. Zeynep Dirvana her zamanki sevecen ve güleryüzüyle rıhtıma koştu; sarıldık. Merdivenlerin başında, geniş kenarlı hasır şapkası ile Güney Amerikalı bir çiftçiye benzeyen Dr. Süleyman Dirvana bekliyordu.

Fitayla Seddül Bahir'e
Hasret giderdikten sonra bir kulübe gibi bıraktığım eve yaptıkları ilaveleri gezdirdiler. Dedesinden, babasından kalan binlerce kitap için ayırdıkları geniş salonda Kraliçe Victoria'nın armağanı olan 6 mavi koltuklardan birinde oturduk ve Zeynep Dirvana'dan onların öyküsünü dinledik. Üniversitede gencecik bir sekreterken, hocası bir hastasını Dr. Dirvana'ya götürmesini istemiş. Zamanın en yakışıklı ve en çapkın erkeklerinden biri olarak tanınan Süleyman Dirvana, Zeynep Hanımı tanıdıkça kişiliğindeki sıcaklığa ve doğallığa hayran kalmış. Onu bir yelkenli yarışmasına davet etmiş. Zeynep Hanım o günü şöyle anlatıyor: "Ömrümde yelkenliye binmediğim için beyaz tayyör, topuklu ayakkabılarla tekneye bindim.

Yarış başladı; müthiş fırtına çıktı; herkes yarıştan çıkarken Süleyman Bey de dönmeye karar verdi. Çünkü tekne su alıyordu. Tabii benim her şeyim su içinde kalmıştı ama 'Madem ki başladık, tek başımıza bitirelim bu yarışı' dedim."

Süleyman Dirvana o gün, o dakika Zeynep Hanımla evlenmeye karar vermiş. Tabii Zeynep de, gördüğü an zaten aşık olduğu 59 yaşındaki hocasına hemen "Evet" demiş.

1943'te askere çağrılan Süleyman Dirvana'nın 6 metrelik teknesi ile Çanakkale'ye gidişini yine Zeynep Hanım'dan dinleyelim: "Kitaplarını ve yatağını fıtasına atan Süleyman Bey'in kürekle, arada yelken açarak Çanakkale'ye çıktığını gören komutan onu doğruca hapise tıkar; kızgınlığı geçince çıkarır. Ama 4 yıl kaldığı Seddülbahir kasabasında fıtasıyla Eceabat'a gelip hastaları ameliyat ettiğini görünce komutanı onu bağrına basar." Süleyman Bey, askerliği bittikten sonra ayrılamayacak kadar bağlandığı bu köye bir hamam yaptırmış ve ayrıca uyuz olan askerlerin tedavisini üstlenmiş. Çanakkale Şehitleri'nin yanındaki bu köyden ayrılmak zorunda kalınca eşinin kalbim bıraktığını bilen Zeynep Hanım, 50 yıl sonra aynı noktada aldığı ufak evi eşine armağan etmiş. Simdi tatillerini orada geçiriyorlar.

Bu cenneti görmelisiniz
Kanlıca'daki yalılarını kiraya veren Dirvana çifti İstanbul'a geldikçe en beğendikleri Kalyon Oteli'nde kalıyorlar ve ilk ziyaretlerini Kasımpaşa Çocuk Yuvası'nın neredeyse 30 yıldır başkanlığını yapan Oya Hanım'a ve çocuklara yapıyorlar.

Üniversitesinden ve yeklenlisinden ayrılabildiği tüm vaktini yıllarca Kasımpaşa Çocuk Yuvaşı'na ayıran Süleyman Bey'le bu konuda yarış halinde olan Zeynep Hanım, her yaz yurdun çeşitli bölgelerindeki Çocuk Esirgeme Kurumları'ndan 60 çocuğu Bozburun'daki evlerinin bahçesine onlar için yaptırdığı evlerde konuk ediyor. Bu yaz babası ve kızkardeşinin ciddi rahatsızlıkları nedeniyle küçük konuklarını davet edemediği için üzülen Zeynep Dirvana: "27 yaşındaki oğlumuz Edhem, California'da üniversiteyi bitirdikten sonra Türkiye'de vatani görevini yapü. Su anda Almanya'daki Goethe Enstitüsü'ndeki masterını bir an önce bitirip Türkiye'ye dönmek için can atıyor...

Amacı ülkelerarası güvenlik ve barış konusundaki çalışmalarını sürdürmek. Edhem'in yokluğunda 60 çocuğumuz buraya neşe saçıyor" diyor.

Saatlerce kaldığım ve hasret giderdiğimi sandığım Dirvana'lardan ayrılırken rıhtımda el sallayan bu harikulade iki insanı seyrettim. Şimdiden gelecek yıl Bozburun plânları yapmaya başladım. Tek şartım 60 çocukla aynı zamana denk getirmek. Denizde gezinenlerin güzellik ararken Dirvanaların yarattıkları cennete uğramalarını tavsiye ederim. Her zaman herkese açık olan kalpleri ve evlerinde inanılmaz yaşamlarını kendilerinden dinlemenin nasıl bir mutluluk olacağını o zaman anlayacaklar.

Haberin Devamı