Gazete Vatan Logo

Hem kiracıya hem ev sahibine kötü haber!

Milyonlarca ev sahibi ve kiracıyı ilgilendiriyor. Hem kiracıları hem de ev sahiplerine kötü haber geldi. Kiracı, TÜFE'nin üzerinde zam yapan ya da yapmak isteyen ev sahibine kira tutarının tespiti için dava açabilecek. Ev sahibi, izni olmadan evine yapılan masrafları kiracıya ödemeyecek.

Hem kiracıya hem ev sahibine kötü haber!

Türkiye’de her yıl yüzlerce ev sahibi ve kiracı artışlar ve eve yapılan masraflar nedeniyle karşı karşıya geliyor. Bu nedenle hükümet harekete geçti ve yeni düzenleme yaptı. Ayrıca peş peşe gelen Yargıtay kararları da bu itilafların çözümü için yol gösterici oldu. İşte kiracı ve ev sahibi arasındaki sorunları çözecek yöntemler…

Kira artış oranları ocak ayından itibaren tüketici enflasyonundaki 12 aylık ortalamayı geçemiyor. Resmi Gazete’de 18 Ocak’ta yayımlanarak yürürlüğe giren yasal düzenlemeye göre, yenilenen kiralarda kira bedeli artış oranı artık üretici fiyat endeksi (ÜFE) üzerinden değil, 12 aylık tüketici fiyat endeksi (TÜFE) üzerinden hesaplanıyor. Kiracı, bu oranın üzerinde zam yapan ya da yapmak isteyen ev sahibine kira tutarının tespiti için dava açabilecek.

YÜZDE 17.16'YI GEÇEMEZ

İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) son açıkladığı ocak ayı enflasyon verilerine göre 12 aylık ortalama TÜFE yüzde 17.16 olarak gerçekleşti. Bu oran, kira artışı için üst tavan. Kiracı ile mal sahibi eğer anlaşırlarsa sözleşmede bunun altında bir oran kararlaştırabilir. Ancak kesinlikle bu oranında üzerinde bir kira artışı yapılamaz.

Haberin Devamı

MAL SAHİBİNİN HAKKI

Ev sahipleri kira zammı yapmadan önce, o ayın açıklanan zam oranını öğrenmeli ve yeni kira sözleşmesini buna göre hazırlamalı. Aksi takdirde sınırı aşarlarsa, kiracı dava açabiliyor. Eğer kiracı, kendi isteğine göre bir bedel belirleyip mal sahibine ödeme yaparsa, mal sahibinin de aradaki farkı icra dairesi kanalıyla talep etme hakkı bulunuyor.

EMSALLERİ İNCELEYİN

Yargıtay 6’ncı Hukuk Dairesi’nin ilgili kararında; kira bedelinin tespitinin bir sınırlama olduğu ve hakimin kira parasını takdir ederken bunun bir sınırlama olduğunu gözetmesi gerektiği ifade ediyor. İlgili kararda şunlar yer alıyor:” Hak ve nesafet ilkesi uyarınca hakim bu sınırlamayı yaparken öncelikle tarafların tüm delilleri, varsa emsal kira sözleşmeleri aslı veya onaylı örnekleri dosyaya alınmalı.

Bilirkişi marifetiyle kiralanan taşınmaz ve taraf emsalleri tek tek görülüp incelenmeli, böylece elde edilen veriler somutlaştırılarak dava konusu yer ile ayrı ayrı kira parasına etki eden (konumu, çevresi, niteliği, kullanım şekli, kira başlangıç tarihi, kira süreleri vb) tüm nitelikleri karşılaştırılmalı.Emsal kira bedellerinin niçin uygun emsal olup olmadığı somut gerekçelerle açıklanmalı. Dava konusu taşınmazın yeniden kiraya verilmesi halinde getirebileceği kira parası belirlenmeli.Hakimce bu kira parası dikkate alınmak suretiyle hak ve nesafete; özellikle tarafların kira sözleşmesinden bekledikleri amaçlarına uygun makul bir kira parasına hükmedilmelidir.”

Haberin Devamı

KİRACILARA KÖTÜ HABER, O PARALARI EV SAHİBİNDEN ALAMAYACAK

Öte yandan Yargıtay, ev sahibinin izni olmadan yapılan masrafların kiracıya ödenemeyeceğine karar verdi. Emsal karar ile kiracı kafasına göre kiralık eve ya da iş yerine yaptığı masrafları mülk sahibinden tahsil edemeyecek. Kiraladığı daireye yaptığı masrafları alamayan mağdur kiracı, Sulh Hukuk Mahkemesi'nin yolunu tuttu. Davacı, kiracının kiralanana yaptığı faydalı ve zorunlu masrafların yapıldığı tarih itibariyle belirlenecek değerinden yıpranma payı düşülmek suretiyle elde edilecek değeri isteme hakkı olduğunu öne sürdü. Mahkeme, taşınmazın tapu kaydında mesken olduğu ve yasaya aykırı olarak taşınmazın davacı tarafından iş yeri olarak kullanıldığına dikkat çekti. Davacının zararını ispat için hiçbir delil sunmadığı gerekçesiyle davayı reddetti. Yargıtay, kararı bozunca dosya yeniden mahkemenin önüne geldi. Mahkeme, ilk kararında direndi. Devreye giren Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza attı. Daire, kiracının yaptığı faydalı masrafların, vekaletsiz iş görme hükmüne göre isteneceğine hükmetti. Sözleşme ile davalı kiraya veren tarafından mesken niteliğindeki taşınmaz ofis olarak kullanılmak üzere davacı kiracıya kiralandığı vurgulandı. Kararda şöyle denildi: " Sözleşmenin özel şartlar bölümü 3. maddesinde, 'Kiralanan kiracı tarafından hasarsız ve temiz hiç kullanılmamış teslim alınmış olup, herhangi bir dekorasyon işi kiralayandan yazılı izni alınarak bedeli kendilerine ait olmak üzere kiracı tarafından yapılacaktır.' hükmü kararlaştırılmıştır. Tarafların özgür iradesi ile kararlaştırılan bu şart geçerli olup tarafları bağlar. Davacı kiracı, kira sözleşmesinin düzenlenmesinden sonra taşınmazı kiralama amacına uygun hale getirmek ve kullanabilmek amacıyla birtakım onarım, tamirat ve iyileştirmeler yapmıştır. Ofis mobilyaları alıp tabela masrafı yaptığını ancak site yönetimin açtığı tahliye davası sonucunda mahkemenin davanın kabulü ile iş yeri olarak kullanılan dava konusu taşınmazın eski hale dönüştürülerek mesken olarak kullanılmasına bu olmadığı takdirde davalının dava konusu taşınmazın tahliyesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Kural olarak, sözleşmede aksi kararlaştırılmadığı durumda, kiracı tarafından kiralanana yapılan faydalı ve zorunlu imalat bedellerinin dava tarihi itibarıyla uygulanması gereken vekâletsiz iş görme ve sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre kiraya verenden istenmesi mümkündür. Somut olayda; taraflar arasında akdedilen bir yıl süreli kira sözleşmesinin özel şartlar bölümü 3. maddesinde, taşınmaza yapılacak herhangi bir dekorasyon işinin kiralayandan yazılı izni alınarak ve bedeli kiracıya ait olmak üzere kiracı tarafından yapılacağı düzenlenmiştir. Bu durum karşısında davacı kiracının kira sözleşmesine dayanarak vekaletsiz iş görme kapsamında kiralanana yaptığı imalat bedellerini isteyemez. Buna rağmen, davacı kiracının taşınmaza yaptığı faydalı masrafları isteyebileceği gerekçesiyle kararın bozma nedeni yapılmasının hatalı olduğu bu defa-ki incelemeden anlaşılmakla, yerinde bulunmayan davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına oy birliğiyle karar verilmiştir"

Haberin Devamı