Gazete Vatan Logo

Hafifledikçe mutluluğunuz artar...

Hafifledikçe mutluluğunuz artar...

Kişilerin kendi potansiyellerini keşfetmeleri, huzurlu bir yaşam sürmeleri ve her adımında mutluluğu yaşamlarına dahil etmeleri için Dr. Ebru Nurluoğlu tarafından Türkiye’nin ilk “Mutluluk Okulu” açıldı.

Mutluluk Okulu fikri nasıl ortaya çıktı?

Çok uzun zamandır mutlulukla alakalı kendimce gözlemler yapardım. Kim mutlu, kim mutsuz vs. Şimdiki aklımla ve kalbimle anlıyorum ki bunların tamamı esasında benim mutluluk kavramına doğal bir eğilimimden dolayı. Son 15-20 yıldır ağırlıklı olarak hem kişisel gelişim eğitimleri veriyorum hem de profesyonel insanlarla çalışıyorum. Bireysel ya da grup olarak karşıma gelen insanları incelediğimde şunu fark ettim: Ne olursa olsun ofiste, evde ya da özel hayatta esas aranan şey mutluluk. Böyle olduğunu gördüğüm zaman esasında bizim önce kendimizi mutluluk alanında bir eğitimden geçirmemiz gerektiğini fark ettim. İnsanlar birbirlerini mutlu ediyorlar, karşısındakiden mutluluk getirmesini bekliyorlar. Esas mutluluk bizim kendi kendimizi ürettiğimiz mutluluktur. Bütün bunları algılayabilmek için bakış açımızı değiştirmemiz gerekiyor. Mutluluk okulu konsepti de buradan çıktı. Henüz genç olduğum dönemde 'Acil İhtiyaç Vakfı'nı kurmuştum. Sloganımız 'Senin ihtiyacın olmayabilir ama onların var' şeklindeydi. Mutluluk Okulu'ndaki düşüncelerimin temeli burada oluştu.

Haberin Devamı

Peki mutluluk öğrenilebilir bir şey midir?

Mutluluğu aramak yerine mutluluğunuza engel olan şeyleri bulsanız amacınıza daha kolay ulaşırsınız. Üretmekle ilgili bir durum olduğunu düşünüyorum aynı zamanda. Kendimizi terbiye etmekten geçen bir üretimden bahsediyorum. Benim bu yolda öğrendiğim en önemli bilgilerden birisi, düşüncelerimizin duygularımızı tetiklediği. Belirli bir şekilde işleyen düşünce mekanizmamız var. O duygular bizi mutluluğa ya da mutsuzluğa sevk ediyor.

Mutlu olmak için uygulanabilecek ilk adım nedir?

Herkesin mutlu olmak için üreteceği yöntemler farklıdır. Bizim idrak edemediğimiz nokta başkalarının reçeteleriyle bir yerlere varmak istememiz. Buna ben de dahilim. Tecrübelerim doğrulutusunda mutluluk getiren en önemli şeylerden birinin 'hafiflemek' olduğunu anladım. Hafiflemek derken üç unsurdan bahsediyorum:

Haberin Devamı

Zihin, beden ve kalp. Benim kafamda birileriyle henüz çözemediğim problemler var. Peki ne yapmalıyım? Eğer elimdeyse o kişiyle konuşuyorum, affedebilir veya tam tersi affetmeyebilir. Önemli olan söylemediğim bir şeyi bırakmamak. Esasında kendi kalbimizde, sırtımızda, zihnimizde leş taşıyoruz. Kafamızda bir sürü ölü insan var. Onlar affetmediklerimiz, yük olarak taşıdıklarımız. Başkalarıyla konuştuğumuz zaman olayın o kadar da büyük olmadığını anlıyoruz. Kendimde gördüğüm ve insanlara aktarmak istediğim en önemli değerlerden birisi net olmak. İletişimi böyle kurarsak kalbimiz de rahatlar, kafamız da.

İNSANLARA HİÇBİR ŞEY TAVSİYE ETMİYORUM

Farkındalık gösteriliyor mu sizce?

Kişiden kişiye değişen bir durum bu. Beynin yapısı uygun ise, eğitime sürekli geliniyorsa ekiple beraber bir uyum yakalıyorsunuz. Özel olarak da ilgilendiğim insanlar oluyor. Grup içerisinde kendini açmak istemeyenler çıkabiliyor, dolayısıyla baş başa kaldığımızda gerçek kısma ulaşabiliyorum.

Haberin Devamı

İnsanlara neler öneriyorsunuz?

En önemlisi insanlara hiçbir şey tavsiye etmiyorum! Önersem bile ''Ben bu yöntemi denedim size de faydalı olacağını düşünüyorum'' şeklinde açıklama yapıyorum. Hiçbir zaman başka bir insanın hayatının uzmanı olamam. Samimi olmanın işleri daha da kolaylaştırdığına inanıyorum, karşıdaki insan da size güven besliyor. Ben herkese hayatının bir döneminde olmadığı kadar düşük maddi seviyede yaşamayı ve beslenmeyi öneriyorum.

Bu okuldan mezun olunabiliyor mu?

Bu okulun 1'inci bölümünü bitirebilirler, sonra devamı gelir. Kısacası mutluluktan hiçbir zaman mezun olunmaz. Tabii ki diploma alacaklar fakat mutluluk ömür boyu.

KENDİNİZE NE İSTEDİĞİNİZİ SORUN

Sizi bu noktaya getiren temel etkenler nelerdi?

Maneviyat dediğimiz olgu benim için her şey. Ana ve temel manevi değerlerimi mutluluk adına nasıl kullanabilirim şeklinde çok düşündüm. Yoga, pilates, astroloji, inanç. Yöntemleri farklı olsa da bireyin kendi kapasitesi doğrultusunda hareket etmesini sağlıyor hepsi. Bireyin mutluluk ve memnuniyet perspektifinden kendine bakması gerekiyor. Kendi kişisel tarihime baktığım zaman benim için kırılma noktası şuydu : Bugüne kadar aldığım eğitimlerin, kursların gereklerini hangimiz yerine getiriyoruz? Bu soru çok büyük. Ben tam tersini yapmaya karar verdim.

Haberin Devamı

Bu okula katılan öğrenciler neleri deneyimleyecek?

Kendilerine 360 derece bakabilecekler, başkalarının gözünden kendi mutluluk perspektifine göz atabilecekler. Böylece farklı ve ortak noktaları belirleyebileceğiz. Çeşitli soruları sorabilecek ve cevaplandırabilecek manevi bir atmosfer içerisine giriyoruz. Aynı zamanda önümüzdeki seçeneklerin farkına varmamız gerekiyor. Çünkü mutsuzluğa baktığımız sürece mutluluk verecek şeyleri gözden kaçırıyoruz. Neleri deneyebiliriz, nerede tökezledik... Arkasından isteklerimiz geliyor. Melankolik de olmak isteyebiliriz, bunda bir sakınca görmüyorum. Bu bir seçimdir. İşin en önemli kısmı, kişinin kendisine ve kendi geleceğine dair verdiği taahhütler. Bu taahhütleri nasıl uygulayabileceği özellikle. Karar almak kolaydır peki bunları hayata geçirebilmek? ''Ben ne istiyorum?'' sorusunu açık yüreklilikle yanıtladığımız zaman en önemli adımı atmış oluyoruz.