Gazete Vatan Logo

KCK'da son dalga gazetecilere

Belediye başkanlarının, aydınların, öğretim üyelerinin gözaltına alındığı KCK operasyonlarında son dalga gazetecilere yöneldi. 7 ayrı ilde düzenlenen operasyonda çoğunluğu gazeteci 58 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında Vatan gazetesinde başarılı haberlere imza atan muhabir Çağdaş Ulus da bulunuyor

KCK'da son dalga gazetecilere

Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcıılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararıyla İstanbul merkezli olmak üzere Mersin, Diyarbakır, Van, Şırnak, Ankara ve İzmir’de dün sabah saatlerinde eşzamanlı operasyonlar düzenlendi. Dicle Haber Ajansı’nın İstanbul, Ankara, Diyarbakır, Van, Adana ve Mersin’deki bürolarında ve Etkin Haber Ajansı (ETHA), Özgür Gündem, Fırat Dağıtım, Özgür Halk, Demokratik Modernite Dergisi, Etik Ajans’ın bürolarında da aramalar yapıldı.

Operasyonda çoğunluğu gazeteci olmak üzere 58 kişi gözaltına alındı. İstanbul dışında gözaltına alınan şüpheliler de İstanbul’a getirildi. Zanlılar Adli Tıp Kurumu’ndaki sağlık kontrollerinin ardından sorgulanmak üzere İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü.

KCKda son dalga gazetecilere

Gözaltına alınan kişilerin KCK’nın içindeki İdeolojik Alan Merkezi bölümünde yer aldığı öne sürüldü. İdeolojik Alan Merkezi bölümünde kültür ve basın yayın komitesi oluşumlarının da olduğu iddia edildi.

Operasyon kapsamında Van’da Dicle Haber Ajansı’nın (DİHA) büro olarak kullandığı çadırda da arama yapıldı. Yapılan aramalar sonunda ele geçirilen belgelere ve bilgisayarların hard disklerine el konuldu. Operasyonda DİHA muhabiri Eevrim Kepenek de gözaltına alındı. n İSTİHBARAT

Gözaltındaki gazeteciler

Operasyonda Vatan gazetesi muhabirlerinden Çağdaş Ulus, AFP foto muhabiri Mustafa Özer, Zeynep Kuray (Birgün), Arzu Demir (Etkin Haber Ajansı), Semiha Karakuş (DİHA), Ramazan Tekgöz (DİHA), Mazlum Özdemir (DİHA), Evrim Kepenek (DİHA), Kenan Kırkaya (DİHA), Sadık Topaloğlu (DİHA), Fatma Koçak (DİHA), Güneş Ünsal (DİHA), Zuhal Tekiner (DİHA), eski DİHA muhabiri Murat Eroğlu, Gün Matbaası çalışanı Hamza Sürmeli, Fırat Dağıtım çalışanı Ertuş Bozkurt, Özgür Gündem gazetesinden Nevin Erdemir, Eylem Özdemir, Nurettin Fırat, Ayşe Oyman, Hatice Bozkurt, Yüksel Genç ile Özgür Halk ve Demokratik Modernite Dergisi Yayın Kurulu Üyesi Hahide Ermiş, Demokratik Modernite dergisi çalışanı Berxwedan Yaruk, Etik Ajans Müdürü Davut Uçar , gazeteci Hüseyin Deniz, İsmail Yıldız gözaltına alındı.

Başarılı haberlere imza attı

GÖZALTINA alınan arkadaşımız Çağdaş Ulus, geçtiğimiz ay yaptığı haberle Sinem Yalçın’a emniyet şeridinde aracıyla çarparak ölümüne neden olan ve 5.5 yıl hapis cezasına çarptırıldıktan sonra yurt dışına kaçan Faruk Kalkavan’ın (27) Belerus’ta yakalandığı haberini duyurmuştu. Çağdaş Ulus, yedi yıl önce İğneada’da kaybolan ve Başbakan Erdoğan’ın da bulunması için talimat verdiği Tolga Baykal Ceylan’ın İstahbul’da sokakta yaşarken bulunduğu ve Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi‘nde tedavi gördüğü iddialarına ilişkin habere de imza atmıştı.

Meslek örgütleri kınadı

İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla başlayan polis operasyonları ve yaşanan gözaltılarla ilgili olarak Basın Enstitüsü Derneği ve Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu’ndan yazılı açıklamalar geldi. Basın Enstitüsü Derneği’nin açıklamasında sabah saatlerinde Dicle Haber Ajansı’nın Van’daki çadır bürosu da dahil olmak üzere, pek çok ajans bürosuna baskınların yapıldığı, çeşitli ajans ve gazetelere bağlı gazetecilerin gözaltına alınma ihtimalinin olduğu belirtildi. Tutuklu gazeteci sayısında azalma beklerken, yeni tutuklama olasılığında bu sayının artmasının derin endişe yarattığının vurgulandı.

Tutuklu Gazetcilerle Dayanışma Platformu’ndan yapılan açıklamada ise İstanbul Özel Yetkili 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin talimatıyla KCK adı altında sistematik olarak sürdürülen operasyonların hedefinin bu kez Kürt basını olduğu görüşü savunuldu. Açıklamada, “Tüm basın özgürlüğü, insan hakları savunucularını, basın meslek örgütlerini daha fazla duyarlılığa, demokratik tepkilerini artırmaya çağırıyoruz” denildi.

CHP: Gazetecilik suç oldu

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, KCK operasyonu kapsamında Dicle Haber Ajansı’nda bazı çalışanların gözaltına alınmasını eleştirerek, Türkiye’de gazetecilik yapmanın başlı başına bir suç halini aldığını öne sürdü. Tanrıkulu şöyle dedi: “Farklı gazetelerin muhabirlerine yönelik gözaltı operasyonu göstermektedir ki, artık sıradan gazetecilik faaliyeti dahi suç olmuştur.

Bu operasyon yargının değil, AKP’nin operasyonudur. Zira bu düzende AKP’yi eleştiren kim olursa olsun, bir terör suçlusu olmaktadır. Faşizme doğru hızla sürükleniyoruz. Dünyada en çok gazetecinin cezaevinde olduğu bir ülkede AKP rekora doymuyor. Ve insan hakları ihlalinde model ülke olma ısrarını sürdürüyor. Darbe günlerini aratan bu tablonun daha da derinleşeceği görülmektedir. Her ülkede olduğu gibi kazanan özgür basın olacaktır.”

‘Siz mi planladınız?’

CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın katıldığı bir televizyon programında yaptığı, “Sınır ötesi operasyonlardan KCK operasyonlarına hepsi koordinasyon içinde, tartışılmış, kararlaştırılmış, planlanmış ve yürütülmektedir” açıklamasını, soru önergesiyle TBMM gündemine taşıdı. Köktürk, “Ergenekon, Balyoz, Kafes, KCK gibi operasyonları hükümet mi planlamıştır?” diye sordu.

‘Muhalif basın sindirilmek isteniyor’

BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, KCK’nın, basın-yayın ve propaganda ayağına yönelik düzenlenen operasyonlara ilişkin, “Bugün yaşananlar çok açık bir sivil darbe sürecidir” dedi. Kaplan, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, KCK’ya yönelik operasyonları değerlendirdi. “Bugün yaşananlar çok açık bir sivil darbe sürecidir” diyen Kaplan, operasyonların “Kürt medyası” ve “muhalif gazetecileri” hedef aldığını iddia etti. Kaplan, operasyonla “özgür basın ve muhalif basın yayın kuruluşlarını susturmak, sindirmek ve etkisiz hale getirme”nin amaçlandığını ileri sürerek, “Bu operasyonlar kesinlikle hukuki ve meşru değildir, siyasidir, hukuk dışıdır, meşruiyetten uzaktır” diye konuştu. Türkiye’de hukuktan, adaletten, bağımsız ve tarafsız yargıdan söz edilemeyeceğini öne süren Kaplan, “Bütün bu siyasi tutuklama operasyonları yargının değil hükümetin devreye koyduğu bir konsept dahilinde sürdürülmektedir” iddiasında bulundu. Kaplan daha sonra “Geçmişte Genelkurmay karargahlarında, özel harp dairelerinde üretilen planlar, hazırlanan andıçlar bugün AKP merkezli olarak devreye konulmaktadır. İnternet Andıcı, Eylem Destek Planı, teori Ergenekon sanıklarından, şimdi uygulamayı AKP Hükümeti yapıyor” dedi.


Haberin Devamı