Gazete Vatan Logo

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Talimat verdim ama...

Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye Bilimler Akademisi ödül töreninde konuştu.Erdoğan konuşmasında F klavye için talimat verdiğini ancak hayata geçirilmediğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Talimat verdim ama...

15 Temmuz’da yapılanların bir asır önceki işgal günleri ile mukayese edebileceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “FETÖ’nün TBMM’yi bombalamasıyla Osmanlı Meclis-i Mebusan’ın kapatılması aynı şeydir” dedi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen TÜBA Ödül Töreni’nde konuşma yaptı. Medeniyet ve kültürümüzde, dünyada iyi olanı almak, kullanmak ve geliştirmek olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Burada sorun bilgisayarın kendisi değil, o bilgisayarın insanların hayatına nasıl gireceğini ve nasıl kullanılacağını vazeden değerler sistemidir. Biz bu ilişkiyi kurmakta yaşadığımız tıkanıklıktan, eksiklikten şikayetçiyiz. Günümüzde dahi bilimin abide isimleri sayılan Farabi’yi, İbn-i Sina’yı, Biruni’yi, Hayyam’ı, İbn-i Haldun’u, Ali Kuşçu’yu ve daha nicelerini yetiştirmiş bir medeniyetin mensupları olarak başka bir sıkıntımız kesinlikle söz konusu olamaz. Bu serzeniş hasetlikten değil. Bilim ve teknolojide öncülüğü kaybetmiş olmanın verdiği üzüntüden kaynaklanıyor” diye konuştu. Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:

Haberin Devamı

‘Onlar birer mankurt’

“Herkes Osmanlıya matbaanın geç girmesi üzerine ahkam keser ama hiç kimse kağıdın Semerkant üzerinden dünyaya yayıldığını söylemez. Bizim coğrafyamızda rasathanelerde gözlemler yapılırken, gemiler pusula ile yolunu bulurken, şifahanelerde ameliyatlar yapılırken dünyanın kalanında neler olduğunu hepimizin iyi bilmesi gerekir. Biz kendimizi bilmezsek birileri gelir bize ne olduğumuzu anlatmaya, bunun sınırlarını çizmeye başlar. Pek çok sapkın yapı gibi FETÖ’cüler de burada yollarını kaybetmişlerdir. Ne olduklarını, kim olduklarını unutarak, her biri sadece sahiplerinin emrettiğini yapan birer mankurta dönmüşlerdir. 15 Temmuz’da bu örgüt mensuplarının yaptıkları ihanetin büyüklüğünü ancak bir asır önceki işgal günleri ile mukayese edebiliriz. FETÖ’nün TBMM’yi bombalaması ile Osmanlı Meclis-i Mebusan’ın kapatılması aynı şeydir, aynı amaca yöneliktir. Orada bir fark yoktur. Her ikisi de milli iradenin tecelligahı olan bu kurumları işlemez hale getirerek, ülkenin işgaline zemin hazırlama amacı gütmektedir. Ülkenin en parlak beyinlerini bünyesine toplamak ile övünen bir örgütün böylesine bir ihanet çukuruna yuvarlanmasının sebebi, ilmini irfana dönüştürmek yerine, iradesini karanlık bir güce teslim etme tercihinden kaynaklanıyor.”

Haberin Devamı

‘Haşhaşiler bu boşluktan faydalandılar’

“Tarihimizdeki çalkantılara, istikrarsızlıklara baktığımızda hepsinin de arkasında cehaletin, ilmi geriliğin, kültürel yozlaşmanın bulunduğunu görüyoruz” ifadelerini kullanan Erdoğan şöyle konuştu: Selçuklu’yu kalbinden vuran haşhaşiler işte bu boşluktan faydalanmışlardır. Osmanlı’yı uğraştıran pek çok sorunun da temelinde aynı sıkıntılar vardır. Esasen bu sorunla günümüzde de mücadele ediyoruz. FETÖ denilen şer şebekesi, milletimizin eğitim konusundaki, yardımlaşma konusundaki hassasiyetlerini istismar ederken, en çok bu tür eksiklerden faydalanmıştır. Bu örgütün içindeki akademisyenler, yargı mensupları, polisler, askerler, iş adamları, öğretmenler iyi eğitim almış, fiyakalı okullardan mezun olmuş olabilirler ama bu durum hakikatler karşısındaki körlüklerini, cehaletlerini, kalplerini ve zihinlerini bir şarlatana kiralamış oldukları gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Eğer bilgiyi gönül süzgecinden geçirip hikmet ile taçlandırırsanız işte o zaman irfana ulaşırsınız.

Haberin Devamı

‘F klavyede ilerleme yok’

Her medeniyet kendi teknolojisini ve değerini üretir” şeklinde konuşan Erdoğan “Çok yalın iki örnek vereceğim” dedi ve ekledi: TUBİTAK bir dönem PARDÜS isimli yazılım üretti. Bu yazılımın kullanacağı teknoloji bize ait olmadığı için PARDÜS yaygınlık kazanmadı. Aynı şekilde, kamu kurumlarındaki bilgisayarlarda F klavye kullanılması konusunda genelge yayınlamıştım. Aradan geçen yıllara rağmen kademe ilerleyemediğimizi görüyorum. Günümüzde dahi bilimin abide isimleri sayılan Farabi’yi Biruni’yi, Ali Kuşcu’yu yetiştirdiğimiz bir millet olarak başka bir sıkıntımız olamaz.